Mesajı Okuyun
Old 10-11-2007, 17:36   #8
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Resmi deftere göre kabul edilen miras, mirasçıya sadece deftere yazılmış borçlarla geçer. ( TMK m.628/1 ) Kural olarak, mirasçının deftere yazılmayan borçlardan sorumluluğu yoktur.

Bu suretle mirasın geçmesi, mirasın açıldığı tarihten başlayarak hüküm ifade eder. ( TMK m.628/2 )

Mirasçı, mirasbırakanın deftere yazılmış olan borçlarından hem tereke malları, hem kendi mal varlığı ile sorumludur. ( TMK m.628/3 ) Alacaklarını süresi içinde yazdırmayan alacaklılara karşı mirasçı, kendi kişisel mallarıyla sorumlu olmadığı gibi; terekeden kendisine geçen mallarla da sorumlu tutulamaz. ( TMK m.629/1 ) Kendi ihmali ile alacağını zamanında yazdırmayan alacaklı alacağını, mirası tutulan defter gereğince kabul eden mirasçıdan istemek hakkını yitirir.

*Ancak, alacaklının kusuru olmaksızın deftere yazdıramadığı veya bildirdiği halde deftere yazılmamış alacaklar için, mirasçı zenginleşmesi ölçüsünde sorumlu kalır. ( TMK .629/2 ) Türk Medeni Kanunundaki bu düzenleme, eski düzenlemeden farklıdır. Eski düzenlemede; mirasçı, “mirastan kendisine düşen miktar ile sorumlu” tutularak, iyiniyetli olup olmaması değerlendirilememekteydi. Yeni düzenlemede ise, mirasçının iyiniyetli olup olmaması, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre gözönünde tutulacaktır. ( Maddenin gerekçesinden )

Alacaklının kusur sayılmayacak özürlerinin; hastalık, ilanın yapılış tarzı itibarıyla ıttılağının imkansızlığı gibi haller olduğu mütala edilmektedir. ( Uygulamada Miras ve Tereke Hukuku – Hakim Ahmet Ertuğrul Bolak, Eğitim Yayınları, İstanbul, 1980 Baskı sayfa 1132 )

Alacağı mukabilinde mirasbırakandan rehin veya teminat almış alacaklı, alacağını deftere kaydettirmemiş olsa bile rehin veya teminattan istifade edebilecektir. ( TMK m.629/3 )

*İkinci olarak, Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki yasa uyarınca, mirasçı; amme alacağından ( deftere kaydedilmemiş olsa dahi ) kendisine düşecek miktar ile sorumludur. ( 6183 S.K m.7/2 )

*Üçüncü olarak, mirasbırakanın kefaletten doğan borçları defterde ayrı bir yere yazılır ve mirasçılar, mirası kayıtsız ve şartsız kabul etmiş olsalar bile, bu borçlardan terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi halinde kefalet sebebiyle alacaklı olanlara ne düşecek idiyse, ancak o miktarla sorumlu olurlar. ( TMK m.630 )

Terekenin resmi defterinin tutulması açısından, kefalet borçlarının dikkate alınmasında kefaletin değişik şekilleri arasında bir fark gözetilmemiş; müteselsil, adi, tahakkuk etmiş ya da edecek, resmi veya özel her çeşidi aynı hükme tabi tutulmuştur.

*Son olarak, mirasın devlete geçmesi halinde düzenlenecek resmi defterde, devlet deftere yazılan borçlardan sadece miras yoluyla edindiği değerler ölçüsünde sorumludur. ( TMK m.631 )

7.) GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

a-Görev
Defter tutma, mirasın reddine ilişkin usule uyulmak suretiyle, bir ay içinde sulh hakiminden istenir.( TMK m.619/2 ) Resmi defter sulh mahkemesi tarafından düzenlenir. (TMK m.620/1) Görevli mahkeme, açıkça Sulh mahkemesidir.

İşi çok olan yerlerde, mahkemelerin birden fazla dairesi oluşturulmakta, bu daireler arasındaki iş dağılımı ve hangi mahkemelerin hangi davalara bakacağına ilişkin esaslar Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca belirlenmektedir.( 5235 S.K m.5/5 ) Örneğin İzmir'de, dördüncü ve ondördüncü Sulh Hukuk Mahkemeleri, Resmi Defter Tutulmasına ilişkin davaları yürütmektedir.

Ancak, davanın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca görevlendirilen mahkemeden başka bir mahkemeye dağıtımı yapılmışsa, taraflar bu işbölümüne (iş dağılımına) itiraz edemezler. Mahkeme de dava dosyasını gönderemez, davaya bakmak zorundadır. ( Medeni Usul Hukuku – Prof.Dr.Hakan Pekcanıtez – Prof.Dr.Oğuz Atalay-Doç Dr.Muhammet Özekes- Yetkin, Ankara, 2006, sayfa 115, Medeni Usul Hukuku – Prof.Dr.Baki Kuru – Prof.Dr.Ramazan Arslan – Prof. Dr.Ejder Yılmaz, Yetkin, Ankara, 2005, sayfa 211 ) Bu duruma rağmen, uygulamada sıklıkla gönderme kararları görülebilmektedir.

b-Yetki

Terekenin taksimine ve kısmetin butlan ve feshine ve mirasçılar arasında terekenin idaresine ait iddialar ile terekenin taksimi katisine kadar tereke aleyhine ikame olunan davalar mirasbırakanın ikametgahı mahkemesinde görülür. ( HUMK m.11 )

TMK m.576/2 ise, mirasbırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davalarının mirasbırakanın yerleşim yerinde açılacağını öngörmektedir.

Anılan düzenlemelerde, terekenin resmi defterinin tutulması ile ilgili, doğrudan doğruya ve açıkça bir yetki hükmü yoktur.

Buna mukabil, resmi defterin mirasın reddine ilişkin usule uyularak tutulacağı, TMK m.619/2 de belirtilmektedir.

Mirası ret beyanı, mirasın açıldığı yer Sulh Mahkemesine yapılır ve bu mahkemece özel kütüğüne yazılır. ( TMK m.609/4 )

Miras ise mal varlığının tamamı için mirasbırakanın yerleşim yerinde açılır. ( TMK m.576/1 )

Belirtilen sebeplerle, yetkili Sulh mahkemesi; mirasın açıldığı, mirasbırakanın yerleşim yeri mahkemesidir.

8.) MASRAF VE HARÇLAR

Defter tutma giderleri terekeden ödenir. Giderler terekeden karşılanamazsa defter tutulmasını istemiş olan mirasçılardan alınır. ( TMK m.623/2 ) (Tüzük m.42/son)

Başvuru esnasında alınan, başvuru ve maktu karar harcının yanısıra, yargılamanın sonunda, 492 sayılı yasanın, 1 sayılı Yargı harçları tarifesinin, D) Diğer yargı harçları (Müşterek kısım), III b)Miras işlerinde defter tutulması pozisyonuna göre;

aa)Mevcut ve alacak bakiyesi hasıl olmuş ise bu bakiye üzerinden : (Binde 3.6)
bb)Borç bakiyesi hasıl olmuş veya mevcut ve alacaklar ile borçlar bakiyesi eşit ise : (20,00 YTL) harç alınmaktadır. ( 2007 yılı için )