Mesajı Okuyun
Old 06-10-2004, 21:55   #3
nfb

 
Varsayılan

Sayın Yoleri,

Belirttiğiniz gibi 4857 sayılı Yeni İş Kanunu, eski İş Kanundaki 14. m. hariç diğer hükümlerini yürürlükten kaldırmıştır. 14. m. de hangi hallerde kıdem tazminatının ödeneceğini saymıştır. Uygulamada da bu maddede gösterilen sebeplerin dışında bir sebeple akdin sona ermesi durumunda özellikle istifa halinde kıdem tazminatının ödenmeyeceği Yargıtayın yerleşik görüşüdür.

4857 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile eski kanundaki yasaklayıcı hüküm kaldırılmış olmasına rağmen acaba iş sözleşmelerinde yer alsa dahi yine de istifa halinde kıdem tazminatına hükmedilebilir mi? Çok emin değilim.

Bir yandan işçilerin iş sözleşmelerinde istifa halinde kıdem tazminatının ödeneceğine dair hükmün, sözleşme serbestisi çerçevesinde değerlendirilmesi ( işin içine bir de yargı uygulamasında - bana göre artık abartı noktasına gelen - işçi lehine yorum ilkesini de katarak) mümkün ise de, öte yandan mahkemeler eski uygulamaya bağlı kalarak, 14. maddede sayılmak suretiyle belirlenen kıdem tazminatının hangi hallerde ödeneceğini gösteren düzenlemede istifa müessesesinin yer almadığından bahisle talepleri reddedebilir.

Yazınızda işverenin kıdem tazminatını ödediği işçiden bunu geri almayı düşündüğünü anlıyorum. Kanımca işçilerden birisine ödenmiş olması nedeniyle diğer işçilere de eşitlik ilkesine sığınarak kıdem tazminatının ödenmesini istemek mümkün değildir. İşyerinde işçiye eşit davranma yükümülülüğü iş akdi devam ettiği sürece söz konusudur.


4857'nin çalışma hayatında çok fazla derde deva bir yasa olduğuna hiç inanmadım. Aksine aceleye getirilen ve üstünde uzun yıllar akademik çalışmalar yapılan taslağın çok dışına çıkıldığı da bilinen bir gerçek olup, çalışma barışını sağlamaktan da çok uzaktır. Bu yasa ihtilafları azaltmayacak aksine çoğaltacaktır kanısındayım.

Kısmi dava açılabileceği de dikkate alınarak mutlak surette denenmesi gereken bir dava olduğunu düşünüyorum.