Mesajı Okuyun
Old 22-04-2009, 08:08   #23
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
CEZA DAİRESİ 1

Esas No. 2008/8783
Karar No. 2009/437
Tarihi 2/6/2009

5237-TÜRK CEZA KANUNU ( TCK )/135/53/62/81/82/83


5271-CEZA MUHAKEMESİ KANUNU ( CMK )/135/138/217


5320-CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN/18



İLETİŞİMİN TESPİTİNİN TESADÜFEN ELDE EDİLEN DELİL KAPSAMINDA OLMASI
ARAMA VEYA ELKOYMA SIRASINDA TESADÜFEN ELDE EDİLEN DELİLLER
CEZA YARGILAMASINDA DELİLLERİ TAKDİR YETKİSİ
KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ
KASTEN ÖLDÜRME SUÇU
KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNUN NİTELİKLİ HALİ
KASTEN ÖLDÜRMENİN İHMALİ DAVRANIŞLA İŞLENMESİ


ÖZET
SANIĞA AİT OLAN İLETİŞİMİN TESPİTİ TUTANAKLARI TESADÜFEN ELDE EDİLMİŞ DELİL NİTELİĞİNDEDİR. 4422 SAYILI KANUN, TESADÜFEN ELDE EDİLMİŞ DELİLLERLE İLGİLİ BİR DÜZENLEME GETİRMEDİĞİ GİBİ, 5271 SAYILI CMK'NUN 138. MADDESİ DE SÖZKONUSU İLETİŞİMİN TESPİTİ TUTANAKLARINA YASAL BİR DELİL NİTELİĞİ KAZANDIRMAMAKTADIR. SANIK HAKKINDA İLETİŞİMİN TESPİTİ KARARI DA BULUNMADIĞINDAN, HÜKME DAYANAK YAPILAN İLETİŞİMİN TESPİTİ TUTANAKLARININ YASA DIŞI ELDE EDİLMİŞ DELİL NİTELİĞİNDE OLDUĞU, YASA DIŞI ELDE EDİLMİŞ DELİLLERLE, MAHKUMİYET YÖNÜNDE HÜKÜM KURULAMADIĞI, DOSYA İÇERİĞİNE VE OLUŞA GÖRE, SANIK HAKKINDA ELDE EDİLEN BAŞKA DELİLLERİN DE MAKTULÜ ÖLDÜRMESİ İÇİN DİĞER SANIK ALP'İ AZMETTİRDİĞİNİ YA DA FE'RAN KATILDIĞINI KABULE VE MAHKUMİYETE YETER NİTELİK VE DERECEDE BULUNMADIĞI GÖZETİLMEDEN, SANIĞIN BERAATİ YERİNE YAZILI ŞEKİLDE MAHKUMİYETİNE KARAR VERİLMESİ DOĞRU OLMAMIŞTIR.

DAVA :
Cihangir Baysal'ı taammüden öldürmekten ve izinsiz silah taşımaktan sanık Alp E., işbu suçlara yardımdan sanık Alper E.'nın yapılan yargılanmaları sonunda: Hükümlülüklerine, Alper'in izinsiz silah taşımaktan beraetine ilişkin (KASTAMONU) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 14.04.2008 gün ve 123/181 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar müdafii ile müdahiller vekili taraflarından istenilmiş, sanıklar duruşma da talep etmiş ve hüküm kısmen re'sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: sanıklar hakkında duruşmalı, müdahillerin temyizi veçhile incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1- Maktulün reşit olmayan çocukları Nisa Pınar B.l ve Elif Gonca B.'a velayeten müdahil olan Serap K.'nun, 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet suçundan kurulan hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, müdahiller vekilinin, bu suç yönünden kurulan hükme yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
2- Sanık Alp hakkında kurulan hükümlerde, adli sicil kaydında bulunan Kastamonu Asliye Ceza Mahkemesinin 19.03.2002 tarih ve 14/192 sayılı ilamı ile ilgili tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
3- Sanık Alp'in öldürme ve 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçları yönünden;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın öldürme ve 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçlarının sübutu kabul, 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçu bakımından, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede, yasal savunmaya, tahrike yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle,
A) 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçu ile ilgili olarak kurulan hükmün, tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
B) Öldürme suçu ile ilgili olarak,
a) Dosya kapsamına göre, sanık ile maktulün Kastamonu otogarında işletmecilik yaptıkları ve birbirlerini tanıdıkları, olay tarihinde sanık ile maktulün çarşıda karşılaştıkları, maktulün sanığa bir konu hakkında konuşmak için yazıhanesine geleceğini söylediği, sanığın da bunu kabul ettiği, maktulün akşam saatlerinde sanığı cep telefonundan arayıp geleceğini bildirdiği, aradan geçen zamana rağmen maktulün gelmemesi üzerine bu kez sanığın maktulü cep telefonundan arayarak acele etmesini istediği, bu görüşmeden sonra HTSL raporlarından da anlaşılacağı üzere maktulün, 17 dakika ara ile iki kez daha sanığı aradıktan sonra sanığın işyerine geldiği, burada sanığın maktulü tabanca ile ateş ederek öldürdüğü olayda,
Sanığın maktülü öldürme konusunda karar verip bir plan yaptığına, bu kararında sebat ve ısrar gösterip makul bir süre geçmesine rağmen dönmediğine ve olay günü maktulü bu plan gereği öldürdüğüne ilişkin yeterli ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle, olayda tasarlamanın şartlarının bulunmadığı gözetilmeden, kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına karar vermek yerine, yazılı şekilde tasarlayarak öldürme suçundan mahkumiyet hüküm kurulması;
b) Kabule göre;
Sanık lehine olan yasanın belirlenmesi amacıyla, 765 sayılı TCK. İle 5237 sayılı TCK.nun karşılaştırılması sırasında, 5237 sayılı TCK.nun 82/1-a, 62, ve 53. maddeleri ile yapılacak uygulamanın sanık lehine olacağının düşünülmemesi,
2- Sanık Alper'in öldürme suçu yönünden;
4422 Sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri İle Mücadele Kanunu hükümlerine göre, iletişimin tespiti sınırlı olarak sayılmış suç tipleri bakımından, sınırlı durumlarda yapılmaktayken, 5271 Sayılı CMK'nun yürürlüğe girmesi ile 5320 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 18. maddesi uyarınca 4422 Sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış, 5271 Sayılı CMK'nun 135. maddesi ile yeniden düzenlenmiş, düzenleme ile iletişimin tespiti yapılabilecek suçların sayısı artırılmış, bu suçlar arasında 5237 Sayılı TCK'nun 81, 82 ve 83. maddelerindeki öldürme suçları da dahil edilmiştir. 5271 Sayılı CMK'nun 138. maddesi, yürürlükten kalkan 4422 Sayılı Kanundan farklı olarak, bir başka suçun işlendiği şüphesini uyandıracak şekilde tesadüfen elde edilen delillerin değerlendirilmesi olanağını tanımış, bu delillerin dikkate alınabilmesi için de sözkonusu suçun TCK'nun 135. maddesinde sayılan suçlardan olması gerektiğini belirtmiştir.
Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulurken, delil olarak kabul edilen sanık ile tanık Nurettin arasında gerçekleşen telefon dinleme kayıtları, tanık Nurettin'in de içinde bulunduğu soruşturma sırasında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.06.2004 tarih ve 2004/1145 değişik iş numaralı iletişimin dinlenmesi ve tespiti kararı ile elde edilmiştir.
Bu dinleme kararı doğrultusunda, olay günü olan 19.08.2004 ve bir gün sonrası 20.08.2004 tarihleri arasında 2 kez tanık Nurettin'in sanığı cep telefonundan araması sırasında olayla ilgili görüşmeler tespit edilmiştir.
Sanığa ait olan iletişimin tespiti tutanakları tesadüfen elde edilmiş delil niteliğindedir. 4422 Sayılı Kanun, tesadüfen elde edilmiş delillerle ilgili bir düzenleme getirmediği gibi, 5271 Sayılı CMK'nun 138. maddesi de sözkonusu iletişimin tespiti tutanaklarına yasal bir delil niteliği kazandırmamaktadır. Zira, tesadüfen 19.08.2004 tarihinde tespit edilen ilk görüşmeden sonra bu durum Cumhuriyet Savcısına bildirilmemiş, davayı gören mahkemenin 11.02.2005 tarihli yazısı ile istenen tespit tutanakları, iletişimin tespiti kararını veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.03.2005 tarih ve 2005/81 numaralı yazısı ile gönderilmiş, dosyaya da 07.04.2005 tarihinde girmiştir.
Sanık hakkında iletişimin tespiti kararı da bulunmadığından, hükme dayanak yapılan iletişimin tespiti tutanaklarının yasa dışı elde edilmiş delil niteliğinde olduğu, yasa dışı elde edilmiş delillerle, T.C. Anayasası'nın 20, 38/6, AİHS'nin 6, 8 ve CMK'nun 217/2 maddesi uyarınca, ayrıca Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 03.02.2006 gün, 2006/5.MD-154 esas-2007/145 karar, 14.04.2006 gün, 2007/5.MD-23 esas-2007/167 karar ve 22.01.2008 gün, 2007/5.MD-101 esas-2008/3 karar numaralı ilamı da dikkate alınarak, mahkumiyet yönünde hüküm kurulamadığı, dosya içeriğine ve oluşa göre, sanık hakkında elde edilen başka delillerin de maktulü öldürmesi için diğer sanık Alp'i azmettirdiğini ya da fe'ran katıldığını kabule ve mahkumiyete yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Usul ve Yasaya aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden, resen de temyize tabi hükmün, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, sanık Alper'in TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse, salıverilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 06.02.2009 gününde, Üye Hâkim Şerafettin İste ve Üye Hâkim Sezai Akbulut'un değişik gerekçeleri ve oybirliği ile karar verildi.
DEĞİŞİK GEREKÇE:
Dosyada bulunan telefon dinleme tutanaklarına göre, olay günü maktulü olay yerine davet edenin sanık Alp olmayıp, aksine ısrarla görüşmek isteyenin maktul Cihangir olduğu, yine ani gelişen kasıt sonucu, sanık Alp'in maktulü birden çok ateş ederek öldürdüğü, bu kabul altında tasarlamadan söz edilmeyeceği gibi, ağabeyi olan diğer sanık Alper'in de sanık Alp'i azmettirmesinden söz edilemeyeceğinden, sonuçta: Sanık Alper'in yüklenen tüm suçlardan beraatine, Sanık Alp'in ise kasten insan öldürme ve yasak silah suçlarından mahkum edilmesi görüşü ile, sadece bu gerekçe ile hükmün bozulması gerektiği görüşündeyiz. 06.02.2009
Şerafettin İste Sezai Akbulut
06.02.2009 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Serdar Kütahya'nın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar Alp E. ile Alper E. müdafii Avukatlar Ertan Mumcu ve Mustafa Ekinci'nin yokluklarında 12.02.2009 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.