Mesajı Okuyun
Old 01-11-2010, 11:18   #8
Atahun

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Gecenin bir vakti. Kadın eşinden (babasından, kardeşinden, çocuğundan... vb) şiddet görüyor, hatta belki sokağa atılıyor. Belki yanında küçük bir (iki, üç...) çocuk, belki cebinde bir kuruş para olmadan.

Karakolda "kocandır, döver, hadi barış ablacığım" tavrı.

Ne kalacak yer, ne yiyecek, ne çocuklarına süt...

4320 sayılı yasa herşeyi çözmüyor. Kadının yasal haklarını kullanabilmesi için önce bir kendine gelmesi, kendisinin ve varsa yanındaki çocuklarının acil gereksinimlerini karşılayabilmesi gerekiyor.

Uygulamada ne yazık ki çok eksiğimiz var. Yaşamın pratiğini öngörememiş yasalarımız. Nasıl çözebiliriz bu sorunları?

Birkaç öneri:

- Şiddet gören, evinden atılan vb. kadınlarımızın emniyet güçlerine başvurularında bu iş ile mutlaka bir kadın görevli ilgilenmelidir.

- Her belediyenin küçük ya da büyük mutlaka bir sığınma evi açması sağlanmalıdır. Giderler belediye ve İl Özel İdaresi tarafından karşılanmalıdır.

- Barolar, gönüllülük esası ile bu durumlarda müdahale edecek avukat görevlendirmeli; ücret ve giderleri adli yardım ödeneğinden karşılanmalıdır.

- Tüm sağlık birimlerinde, aile içi şiddet başvurularının Cumhuriyet Savcılığı'na ihbarı zorunlu kılınmalıdır.

- Emniyet güçlerinden başlamak üzere, şiddet gören kadının başvurabileceği her kurumdaki görevliler kadın hakları konusunda eğitilmelidir.

Veya; mahkeme, şiddet uygulayandan tahsil edilmek üzere, kadına en kısa sürede hayatı idame tazminatı (başka bir isim de olabilir) adı altında bir bedel tayin edebilir. Bu ücret aylık ve dava devam edene kadar sürmelidir.