Mesajı Okuyun
Old 12-08-2002, 22:34   #2
coolhandluke

 
Varsayılan

Yazdıklarınızın ana teması konusunda size katıldığımı belirterek başlamak istiyorum.Ancak nitelik sorunu tüm türkiyenin sorunuysa da Hakimlik ve savcılık mesleğinde nitelik tartışılır hale gelmişse mutlaka dikkat çeken bir gelişme olarak addedilmeli.Diğer yandan bu konunun abartıldığı kanısındayım.Birincisi sizinde bahsettiğiniz gibi test de olsa klasik usulde olsa imtihanla hakim ve savcı adaylığı başlıyor.daha sonra 1 buçuk yıl mahkeme ,savcılık
icra daireleri, noter, cezaevi (Ankaradakiler için Yargıtay stajı da ek olarak)aşamaları ile staj devam ediyor .6 ay ise Ankara'da eğitim merkezinde derslerle ve sınavlarla geçen ayrı bir bölüm geçiliyor.Eğitim merkezinin sonunda ise yine sınav var.Şimdi mahkeme stajının coğu yerde verimli geçmediği bilinmekle beraber büyükşehir adliyeleri dışında birçok adliyelerde belli kalemlerde oldukça iyi staj tecrübesi kazanıldığı da bir gerçek.Bir stajyerin bilgi ve görgü olarak kazanımları öncelikle kendi arzusu nispetinde daha sonra da iyi bir yönlendirme ve staj alanının uygun ortama sahip olmasıyla artabileceği kanaatindeyim.Böyle olunca staj sırasında başarı önce kendi çabası sonra tecrübeli olan hakim ve savcıların katkısı ve kalemlerinde uygun ortam olması gerekir.Bilhassa büyük şehirlerde iş çokluğu nedeniyle stajyerlerle ilgilenilme oranı düşüyor. Bazen de çok azalıyor.Diğer yandan gerek iş cokluğu gerek fiziki mekanın elverişsizliği gerek birkısım kalemlerde memurların stajyeri kalemde istememesi sebebiyle staj arzulandığı yapıya kavuşmuyor.Ama bu demek değil ki boş geçiyor. Birçok hakim ve savcının hakim ve savcı adaylarına (hatta avukat adaylarına)belli günlerde ders verdiğini, dosyaları verip incelettiğini ve kendi görüşlerinin ne olduğunu sorduğunu, kararları yazdırıp işlemleri yaptırdığını da biliyorum.Elbette ki yeterli değildir bırakın bilgisayarı daktilonun olmadığı 3. 4 kişilik kaleme 1 kişinin baktığı hakimin 2500 3000 dosyayı incelediği bir adliyede herhalde mükemmel bir staj sistemi de olamazdı sanırım.Yine eğitim merkezinin de oldukça faydalı olduğunu bu konuda akedemiye doğru giden bir çalışmanın da devam ettiğini belirtmek istiyorum.Öte yandan her ne kadar eksiklikleri varsa da meslek içinde terfi sistemi ve kendi oto kontrol mekanizması ile hakim ve savcıların meslek içinde boşverip niteliği düşürme olasılığı diğer tüm kurumlara göre daha az olduğunu düşünüyorum .(Avukatların bazıları karşı çıksa da )Çünkü gerek mesleğin başlangıcı ve staja alınırken güvenlık soruşturmaları diğer taraftan meslekte diğer kurumlardan daha titiz çalışan iş denetimi ve mesleki ve özel yaşamlarda hassasiyetle durulması (mesleğin yapısı da bu titizliği gerektirmektedir.)karşısında nitelik konusunda konusulmakla beraber zaaf içersinde de değildir.Şimdi yazıyı okuyan bazıları hemen aklına ''şu bunu yapıyordu bu bunu yapıyordu ''şeklinde bir düşünce getirebirir.Ancak ben de birçok hakim ve savcı tanıyorum ki hiç bir meslekte olmadığı kadar ;hakkında en ufak kötü bir söz söylenmemesi için çabalayan ,alışveriş yaptığı sırada mesleğim zedelenmesin diye pazarlık yapmayıp aldığı eşyaya herhangi bir vatandaşın aldığı fiyattan yüzde 20 25 fazla para veren, küçük yerlerde ileride davası önüme gelir yanlış anlaşılır diye devlet memurları ile bile dostluk kurmaya çekinen,başkaları cumartesi pazar gezerken dosyaları yığmış çuval çuval kadastro dosyası inceleyen, kurayı çektikten sonra evinde çamaşır makinesini almadan koşup 1,5 maaşını hukuk kitaplarına veren,terör bölgesinde jandarma güvenlik bile vermese vatandaşın hakkı zayi olmasın diye bir katip bir mübaşir bir şöförle keşfe ,tespite giden,4 saat çamurlu patikalarda derelerde yürüyüp keşif yada otopsi mahalline ulaşan evine döndüğünde eşinin ve çocuklarının kendisini kıyafetlerinden tanıyamadığı ve bunlardan şikayet etmeyen sadece arkadaşlarına anı olarak anlatan.Dediğim gibi bazıları hemen aksi yönde örnekler de verecektir.Ama örnek diye verilen şahısları da camiada coğu kişi bilir ve bu örnekler tahminlerden de çok azdır.Tabiki yukarıda yazdıklarım nitelik açısından tam bir tanımlama değildir.Mutlaka hakim ve savcıların bilgi ve tecrübe konusunda şu anki durumlarından çok daha iyi noktaya gelmesi gerekmektedir.Çünkü meslek ne kadar zor olursa olsun hayat şartları ne kadar boğucu olursa olsun insanlar hakim ve savcının hukuki hatasından zarar görürse eksiklikler zorluklar mazeret sayılamaz.Diğer yandan yeterlilik sınavı yazmıssınız ve avukatlık sınavını örnek göstermişsiniz.Birincisi benim görüşüme göre bu sınav yeterllik kaygısından ziyade hukuk fakültesi mezunlarının avukatlığa başlamasının sınırlanarak gittikçe bozulan avukatlar arasında gelir düşmesine önlem olarak konuldu.Sonuçta bir nebze kaliteyi arttırabilir ancak dediğim gibi amaç nitelik kaygısı değildi.Bu uzun zamandır dile getirilen bir görüş.Çünkü açılan hukuk fakültesini önleyemiyorsan sınav getir avukat olanları önle.Eğer amaç nitelik olsaydı avukatlığa alınma için gereken şartlarda 1 yıldan fazla ağır hapis veya 2 yıldan fazla hapis cezasıyla mahkum olmamak şartı niye getirilsin. Bu sınır daha önceki yasada 1 yıl hapisti.Son yasayla iki katına çıktı.(hakimlik ve savcılıkta ise her miktarda ağır hapis ve 3 ay hapis sınırdır.) İkincisi hukuk fakültesiden sonra avukatlık sınavı yeni yasalaştı oysa yazının başında siz de yazmışsınız hakimlik sınavı senelerdir var.Ayrıca tam işlemese de eğitim merkezi sonunda yine sınav var.O zaman kastedilen nedir?Mevcut sınav sistemi geliştirilebilir.Ancak 2 tane mi sınav kastediyorsunuz 3 tane daha mı ?Sınavların çözüm olmadığını sistemi geliştirip eğitim ve öğretim anında bilgiyi ve görgüyü artırıp ezbercilikten kurtulmamız gerektiğini düşünen sorgulayan tartişan özgür kişiler yetiştirdiğimiz zaman zaten bu niteliğe sahip insanların mesleğe alınmada öne çıkması gerektiğini farketmemiz gerekiyor sanırım.Hukuk fakültelerine binlerce insanı doldur ;hocasız ,binasız fakültelerde insanlara umut ver ,okul bitince de dur sınav yapacağız yine istediğin sayıya ulaşamazsan yine sınav yapacagız de.Öyle olacagına ulkenın hukukçu ihtiyacına göre okul olsa burada çağdaş ve çok iyi bir eğitim verilse ve insanlar istediği mesleği seçmekte özgür olsa daha iyi değil mi? Herkesin hukukun değerini bildiği günleri hep birlikte görmek dileğiyle.Saygılarımla.