Mesajı Okuyun
Old 10-03-2011, 10:34   #29
karine

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi

Esas: 2002/6141
Karar: 2002/6411
Karar Tarihi: 17.09.2002

ÖZET: Fazla kesintilerin aylıklarına yansıtılmasında emekliye ayrılan sandık üyeleri iki kategoriye ayrılarak aylıklarda meydana gelecek artışlar hesabedilmelidir. Görüldüğü gibi fazla kesinti uygulamasına son verilmiştir. 31.07.1992 gününden önce emekli olanların aylık hesabı yapılırken beş senelik sürenin bir kesimi sandık üyesinin aylığının hesabında değerlendirilmesi gerekir.


(743 S. K. m. 2) (506 S. K. m. 78, 99, Geç. m. 20) (10. HD. 29.06.2001 T. 2001/3248 E. 2001/5114 K.)

Dava: Davalı vakıftan almakta olduğu maaşının günün koşullarına uyarlanarak tespitine, emeklilik gününden itibaren birikmiş maaş farklarının mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte ödettirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle Akbank T.A.Ş. aleyhindeki davanın husumetten reddine sair davalı hakkındaki isteğin ilamında belirtildiği biçimde kabulüne ait hükmün süresi içerisinde duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılardan Akbank T.A.Ş. Mensupları Tekaüt Sandığı Vakfı Avukatınca istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.09.2002 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davalılar adlarına Avukat Feyzi Çığırgan ile karşı taraf adına Av. Ayfer Dalgın geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı tarih Tetkik Hakimi Ercan Turan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: 1- Şifahi yargılama usulü uygulanan iş mahkemesi kararlarının, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 433. maddesi uyarınca temyize cevap (katılma) yoluyla temyizine kanuni olanak bulunmadığından, davacı vekilinin 19.09.2002 günlü cevapla temyiz isteminin reddine,

2- Davada çözümlenmesi gereken hukuksal sorun, Sosyal Sigortalar Yasasının Geçici 20. maddesine göre kurulan davalı sandığın, 01.02.1979 - 01.08.1987 tarihleri arasında sandık üyelerinden Sosyal Sigortalar Yasasının 78. maddesine göre belirlenen prime esas kazancın üst sınırından belli oranlarda daha fazla emekli aidatı kesilmesi sebebiyle bu kesintilerin aynı oranda emekli aylıklarına yansıtılabilip yansıtılamayacağı noktasındadır. Davalı sandığın, yukarda belirtilen tarihler arasında vakıf üyelerinin ücretlerinden prim hesabına esas tutulan kazancın üst tavan miktarından daha fazla kesinti yaptığı, davalının, yapılan kesintilerin üyelerin emekli aylıklarının yükseltilmesinde kullanılacağını vaadetmesine kaşın emekli aylığı bağlanırken sözünü yerine getirmediği gibi fazla kesintileri de iade etmediği, hatta davacıya verilen cevapta zaman aşımı definde bulunduğu ve davanın reddine karar verilmesini istediği anlaşılmaktadır.

Davalı sandığın vaadetmesine karşın hem pirime esas kazancın üst sınırından fazla kesilen emekli keseneklerini bağlanan emekli aylığına yansıtmamış olması hem de nemalarıyla birlikte iade etmemesi evrensel nitelikteki Medeni Yasanın 2. maddesinde anlatımını bulan objektif iyiniyet kurallarıyla bağdaştırılamaz.

Bu sebeplerle mahkemece, fazla kesintilerin emekli aylıklarına yansıtılmasına karar verilmiş bulunması doğrudur.

Davalının zaman aşımı savunmasına gelince; Sosyal Sigortalar Yasasının 99. maddesine göre bir kısım sosyal sigorta yardımlarının zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmış ise de <yaşlılık aylığı> kapsam dışında tutulmuştur.

Davacıya bağlanan emekli aylığı sigortalılara bağlanan yaşlılık aylığı niteliğini taşıdığından ve Vakıf Senedinde 99. maddeye aykırı bir hüküm getirilemeyeceğinden mahkemece zaman aşımı savunmasına itibar edilmemesi dahi isabetlidir.


Davada, fazla kesintilerin emekli aylığına yansıtılmasındaki hesaplama yönteminin nasıl saptanacağı üzerinde durulması gereken önemli bir sorundur. Hemen belirtmek gerekirse, vakıf üyelerine bağlanacak emekli aylıklarının hesaplanma yöntemini hükme bağlayan Vakıf Senedinin (26/A) maddesi ayakta olup aylıkların hesabı yapılırken bu madde gözardı edilemez. Gerekli olan yerde anılan maddenin uygulanmasından kaçınılamaz.

Karara dayanak yapılan ve sigortalının emeklilik aylığında oluşacak artışın tespiti amacıyla Yargıtay 10.Hukuk Dairesi'nin benzer içerikli davanın yargılaması sonucunda verilen kararın bozulmasına ait 2001/3248 E., 2001/5114 K. s. ilamı doğrultusunda yapılan hesaplamada, orantılama işleminin anılan bozma ilamındaki öneriye ve matematiksel ilkelere uygun şekilde yapılmadığı elde edilen sonuçlardan da açıkça anlaşılmaktadır. Belirlenmesi gereken yön, sigortalının SSK pirime esas azami aylık kazanç tutarları üzerinde yaptığı prim ödemelerinin sigortalının aylığı üzerinde oluşturacağı etkinin belirlenmesidir. Hesaplamayı yapacak bilirkişi kurulu içerisinde hukukçu bilirkişilerin yanında matematik alanında uzman bir bilirkişinin de bulunması zorunlu olup, bilirkişilerce her bir sigortalı yönünden gerekli kişiselleştirme yapılmak ve bilimsel veriler ışığında uyarlanmak koşuluyla

Yı x Gı+Y2 x G2+.....+Yn x Gn

Artış oranı= ------------------------------

Toplam Dağıtım Süresi

Formülü esas alınmalıdır. Formülde Yı, Y2, .... Yn olarak gösterilenler SSK primine esas kazancına oranla fazla prim ödeme yüzdelerini, G1, G2, ....Gn ise her bir oran üzerinden yapılan ödeme tarih sayısını ifade etmektedir.

Önerilen formülden yararlanmak suretiyle iki grupta toplanabilecek sigortalılar açısından yapılacak hesaplamada esas alınacak, dağıtılacak tarih sayısı toplamının nasıl belirleneceği aşağıda ayrı ayrı açıklanmış olmakla birlikte, sigortalının yüksek oranda kesintilerin sürdüğü veya kesintiler eşitlenmekle birlikte eşitlenme gününden itibaren 5 senelik süre içerisinde emekli olması sebebiyle Vakıf senedinin 26. maddesi uyarınca bu sigortalının aylığının hesabında dava konusu edilen SSK kazancına oranla fazladan ödenmiş primler sebebiyle bir yansıma oluşmuş ise, eşit prim ödeyenler arasında farklılık yaratılmaması ve davalı Kuruluşun mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi açısından Vakıf Senedi doğrultusunda emekli aylığına yapılan yansımanın, hesaplama sonucu belirlenen artış oranından mahsubunun gerektiği de gözetilmelidir.

Fazla kesintilerin aylıklarına yansıtılmasında emekliye ayrılan sandık üyeleri iki kategoriye ayrılarak aylıklarda meydana gelecek artışlar hesabedilmelidir. Görüldüğü gibi fazla kesinti uygulamasına 01.08.1987 gününde son verilmiştir. 31.07.1992 gününden önce emekli olanların aylık hesabı yapılırken Tesis Senedinin (26/A) maddesinde ön görülen 5 senelik sürenin bir kesimi sandık üyesinin aylığının hesabında değerlendirilmesi gerekecektir. İşte bu kanuni zorunluluk sebebiyle 31.07.1992 gününden önce emekliye ayrılanların aylıklarında yapılacak artışın aşağıda gösterilen (A) bendine, anılan tarihten sonra emekliye ayrılanlarınki ise (B) bendine göre hesabedilmesi gerekmektedir.

A- Yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunulan gün itibariyle vakıf senedinin 26/A maddesi hükmü çevresinde; işten ayrılma gününden önceki son 60 ayın bir kısmı yada tamamı, Sosyal Sigortalar Kanunu'ndaki prime esas aylık kazanç tavanının değişen oranlarda fazlası üzerinden emeklilik aidatı ödenen 01.02.1979-01.08.1987 tarihleri arasındaki döneme isabet eden; bir başka ifade ile 01.03.1979 ile 31.07.1992 tarihleri arasındaki dönemde işten ayrılarak yaşlılık aylığı talebinde bulunan vakıf üyeleri bakımından; 01.02.1979-01.08.1987 döneminde değişen sürelerde değişen fazlalık oranlarında 506 s. Yasa madde 78'de ön görülen aylık kazanç üst sınırı üzerinde prim ödendiği olgusu da gözetilerek; pasif vakıf üyesine vakıf senedi hükümleri kapsamında bağlanmış yaşlılık aylığına uygulanacak artış oranı; 01.02.1979-01.08.1987 periyodundaki kesinti yüzdesi ile bu kesinti yüzdesinin uygulandığı tarih sayısının ayrı ayrı çarpımı ile bulunacak miktarlar toplamının 01.02.1979 tarihi ile vakıf üyesinin yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu gün arasındaki tarih sayısından oluşan toplam dağıtılacak süreye (gün sayısına) orantılanması suretiyle belirlenmelidir.

Kuşkusuz Sandık, 01.02.1979-01.08.1987 tarihleri arasındaki artışları değerlendirerek aylık bağlamış ise artış oranı fazla kesintilerin aylığa yansıtılmasına ait artış oranından düşülmelidir.

Ne var ki, vakıf üyesinin yaşlılık aylığına yapılacak artış oranı; hiçbir biçimde Sosyal Sigortalar Kanunu'ndaki prime esas aylık kazanç üst sınırına değişen oranlarda eklemenin yapıldığı 01.02.1979-01.08.1987 dönemi esas alınarak bulunacak <ağırlıklı ortalama yüzdesi>nden az olmamalıdır. Ağırlıklı ortalama yüzdesi ise; 01.02.1979-01.08.1987 periyodundaki kesinti yüzdesi ile bu kesinti yüzdesinin uygulandığı tarih sayısının ayrı ayrı çarpımı ile bulunacak miktarlar toplamının 01.02.1079-01.08.1987 tarihleri arasındaki toplam dağıtılacak tarih sayısına (3060 gün) orantılanmasıyla saptanabilecektir.

Yukarıdaki açıklamaları formüle etmek gerekirse;

Y1(Fazla Aidat X G1 (Y1 deki orandan +Y2 X G2+.....+ Yn X Gn

Kesinti Yüzdesi) Kesinti Süresi)

Artış Yüzdesi=----------------------------------------------------------------------------

Toplam Dağıtım Süresi

(01.02.1979 ile yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunulan gün arasındaki tarih sayısı )

Ağırlıklı ortalama yüzdesinde ise;

Yı X G1 + Y2 X G2 + ... Yn X Gn

Toplam Dağıtım süresi

(01.02.1979 ile 01.08.1987 tarihleri arasındaki tarih sayısı)

(3060 gün)

formülleri kullanılmalıdır.

B- Vakıf üyesinin yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu gün itibariyle Vakıf senedinin 26/A maddesi hükmüne göre sigortalının işten ayrıldığı tarihten önceki son 60 ayın, Sosyal sigortalar Kanunundaki prime esas aylık kazanç tavanının değişen oranlarda fazlası üzerinden emeklilik aidatı ödenen 01.02.1979-01.08.1987 dönemine isabet etmemesi, bir başka ifade ile vakıf üyesinin 31.07.1992 tarihi sonrasında işten ayrılarak yaşlılık aylığı talebinde bulunması halinde; bu durumdaki sigortalıların Vakıf Senedi'nde ön görülen sistemin dışına çıktıkları gün aynı oranda prim ödeyenler arasında denklik sağlanması amacıyla sabit kalmak koşuluyla yaşlılık aylığına uygulanacak artış oranı;

Yı X G1 + Y2 X G2 + .....+ Yn X Gn

Toplam Dağıtım Süresi

01.02.1979-31.07.1992 tarihleri arasındaki

gün sayısı (=4860 gün)

formülünde ifadesini bulduğu üzere 01.02.1979-01.08.1987 dönemindeki Sosyal Sigortalar Yasası madde 78'deki prime esas aylık kazanca göre fazlalığa ait kesinti oranları ile kesinti tarih sayılarının çarpımıyla bulunacak miktarlar toplamının 01.02.1979-31.07.1992 tarihleri arasındaki tarih sayısından (=4860 gün) oluşan toplam dağıtılacak süreye orantılanması ile belirlenecektir.

Ne var ki, vakıf üyesinin 506 S. Yasanın geçici madde 20. kapsamındaki sigortalılığının 01.02.1979 gününden sonraki bir tarihte başlaması durumunda toplam dağıtılacak tarih sayısının saptanmasında bu husus göz önünde tutulmalıdır.

Öte yandan, açıklanan esaslara göre bulunacak artış oranı; vakıf pasif üyesine vakıf senedinin 26/A maddesi kapsamında bağlanan yaşlılık aylığına eklenip, bağlanması gereken aylık miktarı bulunmalıdır.

Sıralanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yapılan inceleme ve hesaplamaya dayalı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.

O durumda davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, davalılardan Akbank TAŞ. Mensupları Tekaüt Sandığı avukatı yararına takdir edilen 250.000.000 TL. duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istem halinde ilgiliye iadesine, 17.09.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı



Zamanaşımına ilişkin olarak böyle bir karar buldum ama, somut olayda uygulanabilirliğinden şüpheli olduğumu belirtmeliyim