Bir vatandaş hırsızlık suçlaması ile kardeşi ile birlikte polis tarafından yakalanıyor ve mahkemeye sevk ediliyor. Kendisi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılır iken kardeşi tutuklu olarak yargılanıyor. Karakol'da iken Baro tarafından atanan müdafi ifadeleri alınırken yanlarında bulunuyor, kardeşinin yaşı 18'den küçük olduğu için savcılıktaki ifadesine de katılıyor. Şahıslar suçlamaları reddediyor ve olay tarihinde farklı ilde olduklarını ve bunu tanıkla ispat edebileceklerini beyan ediyorlar...

Şahıs tutuklu yargılanan kardeşi için avukat tutmak istiyor ve bir tanıdığı aracılığı ile X avukata vekalet veriyor ve A şehrinden avukatın bulunduğu ve kardeşinin yargılandığı Z şehrindeki banka hesabına sözlü olarak telefonla anlaştıkları 2.000 lira vekalet ücretini gönderiyor. Bu avukat sanıkların duruşmasına katılmayıp yetki belgesi ile bir başka avukatı duruşmaya gönderiyor. Yetki belgesi ile duruşmaya giren avukat diğer duruşmaya girmek için kendisine ücret ödenmesi gerektiğini beyan edip duruşmaları takip etmiyor.

Şahıs yetki belgesi ile davaya giren avukata 2.000 lira ücreti X avukatına verdiğini ve kendisininde duruşmalara girmesi gerektiğini söylüyor. Yetki belgesi ile duruşmaya giren avukat ise X tarafından kendisine 800 lira verildiğini ama bunun yeterli olmadığını beyan ediyor, şahsın duruşmaya katılması konusundaki ısrarı üzerine küfür ederek tanığın isteğini reddediyor. Bu arada duruşmalar devam eder iken baro tarafından atanan avukat duruşmalara katılmaya devam ediyor.

Şahıslar X avukattan ve yetki belgesi ile bir kez duruşmaya giren avukattna baro nezdinde ve cumhuriyet savcılığı üzerinden suç duyurusunda bulunmak istiyor. Ellerindeki tek delil verdikleri vekalet ve banka üzerinden gönderdikleri 2.000 TL'nin makbuzu iken bu şikayetten ve suç duyurusundan ne elde edebilirler ? Hukuki olarak haklarını daha iyi savunmak adına bizler nereye özellikle dikkat etmeliyiz ? Tavsiye ve görüşlerinizi paylaşırsanız memnun olurum. Saygılarımla...