Sayın konuk, telefon dökümlerini mahkemece getirttiğinizde bir kadınla oldukça sık görüşmek -hele de iş ilişkisi gibi makul görülebilecek herhangi bir bağı mevcut değilse- aldatma ihtimalini düşündürse de kesin olarak ortaya koymayacaktır. Başka delillerle desteklenmeye muhtaç bir iddia olarak kalacaktır. Ancak dava açmanız halinde ve yargılama aşamasında kredi kart dökümleri, otel kayıtları vs gibi bir delil elinize geçerse bunlar elbette iddianızı kesin olarak ortaya koyacak deliler olacaktır. Bu hususu ispat açısından detaylı bilginize ihtiyacımız var.

Mal rejimi ile ilgili sorunuza gelince;
2006 evlilik tarihiniz sanıyorum, bu tarih itibariyle eşler arası ''edinilmiş mallara katılma rejimi''ne tabisiniz. 2006 sonrası edinilmiş mallarınız tasfiye edilirken bu malların edinilmesine kişisel katkısı bulunan bu katkısını ayrıca talep edebileceği gibi,

Madde 227.- Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur.

Aksi halde eşit şartlarda tasfiye sonuçlanacaktır ancak hakimin tasfiye aşamasında;

MADDE 236.- Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir.
Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. hükmüne dikkat ederseniz, aldatmayı kanıtlamak bu hükümden yararlanmanızı olanaklı kılacaktır.

Nafaka konusuna gelince;
nafaka çocukların ihtiyaçları, yaşları, giderleri, nafaka ödeme yükü altında bulunan kişinin mali gücü gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek hakim tarafından hakkaniyetle takdir edilecektir.

Bahsettiğiniz hususlar süre ve şekil şartlarına bağlı konulardır bu nedenle hak kaybı yaşamamanız için bir avukattan hukuki yardım almanızı öneririm.