Mesajı Okuyun
Old 30-04-2012, 11:25   #9
aykutyigit

 
Çözüm

T.C. YARGITAY

1.Ceza Dairesi
Esas: 2009/10174
Karar: 2010/2
Karar Tarihi: 13.01.2010


ÖZET: Zararın belirlenmesinde hakim, ceza yargılamasında şahsi hak davasına yer verilmediği gerçeğini de göz önünde bulundurmak koşuluyla, kanaat verici basit bir araştırma yapmalı, hukuk hakimi gibi gerçek zararı tam anlamıyla saptamaya çalışmamalıdır. Zira 5271 Sayılı Yasanın 231. maddesindeki düzenleme, kişinin ileride hukuk mahkemesinde şahsi hak davası açmasına ve giderilmediğini düşündüğü gerçek zararın saptanarak kalan kısmın da hükmedilmesini istemi yönünden bir engel oluşturmamaktadır.

(5237 S. K. m. 29, 62, 86) (5271 S. K. m. 231, 309, 310) (6136 S. K. m. 13) (YCGK. 03.02.2009 T. 2008/11-250 E. 2009/13 K.)

Dava: Kasten yaralama suçundan sanık Murat'ın, 5237 sayılı TCK'nun 86/1, 86/3-e, 29/1, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis (2 kez) cezasıyla cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 05/03/2009 tarihli ve 2005/217 Esas, 2009/35 Karar sayılı kararma müdahiller vekilince yapılan itiraz üzerine, katılanların zararının tespiti açısından beyanlarının alınarak, sanıktan bu zararı karşılayıp karşılamayacağı sorulmadığından itirazın kabulü ile anılan mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 14/04/2009 tarihli ve 2009/335 Değişik İş sayılı kararının, 5271 Sayılı Kanunun 231. maddesinin 6. fıkrasının <(c)> bendindeki zararın giderilmesi koşulunun yalnızca zarar suçları bakımından uygulanma yeteneğinin bulunması; sanığın sabıkasız olması ve herhangi bir zararın bulunmaması, 5271 Sayılı Kanunun 231. maddesinin uygulanması için gerekli şartların mevcut bulunması karşısında, Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 14/04/2009 gün ve 2009/335 Değişik İş sayılı karar ile, itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde isabet bulunmadığı vurgusuyla; Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 07.07.2009 tarih ve 37425 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın, 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 18/08/2009 tarih ve 182679 sayılı tebliğnamesine bağlı dava dosyası Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin 16/11/2009 gün ve 17535/20425 sayılı görevsizlik kararı ile birlikte Dairemize gönderilmekle okundu; gereği konuşulup düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA

1- KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:

Uyuşmazlık, Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 05/03/2009 tarihli ve 2005/217 Esas, 2009/35 Karar sayılı ilamı ile kasten yaralama suçundan sanık Murat'ın, 5237 sayılı TCK'nun 86/1, 86/3-e, 29/1, 62/1. maddeleri uyarınca neticeten 1 yıl 8 ay hapis (2 kez) cezasıyla cezalandırılmasına ve 5271 sayılı CMK. nun 231/5. maddesi gereğince <hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına> ilişkin kararına vaki itirazın Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 14/04/2009 tarihli 2009/335 Değişik iş sayılı kararıyla itirazın kabulü suretiyle <hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılması< yönündeki kararın; 5271 Sayılı Kanunun 231. maddenin 6. fıkrasının <c> bendine uygun olup olmadığının tespiti hususunda düğümlenmektedir.

2- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME;

Öğretide <olağanüstü temyiz> olarak da isimlendirilen yasa yararına bozma yasa yolunun koşulları ve sonuçları 5271 sayılı CMK'nun 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.

5271 Sayılı Yasanın 309. maddesinde Adalet Bakanlığı'na, 310. maddesinde ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'na tanınan bu yetki, hakim veya mahkemelerce verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılığı gidermeyi amaçlayan olağanüstü bir yasa yoludur.

Bu biçimde kesinleşmiş bir karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay'ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir.

Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay Ceza Dairesi'ne verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay'ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse talep reddedilecektir.

5728 Sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nun 231/5-6. madde ve fıkraları uyarınca; sanığa yükletilen suçtan dolayı yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması,

b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleriyle, duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir.

Kanun yararına bozma isteminde CMK'nun 231. maddenin 6. fıkrasının <c> bendindeki zarar gideriminin yalnızca zarar suçları bakımından uygulanma yeteneği bulunduğu biçimindeki düşüncenin uygulamada yer bulmadığı açıktır.

Şöyle ki: Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03/02/2009 günlü ve 2008/11-250 esas, 2009/13 karar sayılı olup; <hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesi ile mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesidir. Burada uğranılan zararlardan kastedilen maddi zararlar olup, manevi zararlar bu kapsamda değerlendirilmemelidir.

Maddi zararın bizzat sanık tarafından yerine getirilmesi gerekmeyip, sanık adına onun bilgisi ve rızası tahtında üçüncü kişiler tarafından da tazmin, aynen iade veya eski hale getirme suretiyle giderilmesi de olanaklıdır. Ancak, herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşul aranmayacaktır. Örneğin 6136 Sayılı Yasanın 13. maddesine aykırılık suçunda herhangi bir zarar bulunmadığından zararın giderimi koşulu aranmaz.

Zararın belirlenmesinde hakim, ceza yargılamasında şahsi hak davasına yer verilmediği gerçeğini de göz önünde bulundurmak koşuluyla, kanaat verici basit bir araştırma yapmalı, hukuk hakimi gibi gerçek zararı tam anlamıyla saptamaya çalışmamalıdır. Zira 5271 Sayılı Yasanın 231. maddesindeki düzenleme, kişinin ileride hukuk mahkemesinde şahsi hak davası açmasına ve giderilmediğini düşündüğü gerçek zararın saptanarak kalan kısmın da hükmedilmesini istemi yönünden bir engel oluşturmamaktadır.> biçimindeki yol gösterici içtihadı olayımıza ışık tutmaktadır.

Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi 05.03.2009 tarih ve 2005/317 Esas, 2009/35 Karar sayılı kararı ile kasten yaralama suçundan sanık Murat'ın neticeden 1 yıl 8 ay hapis (2 kez) cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın sabıkasız oluşu, kişilik özellikleri, duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği düşüncesiyle CMK. nun 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir.

Katılan vekili, 11/03/2009 tarihinde bu karara, aynı yer 1. Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde yasal sürede itiraz etmiştir, itirazı inceleyen Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 14/04/2009 tarihli 2009/335 Değişik İş sayılı kararı ile, eylem sonucunda mağdurun uğradığı zararının tespiti yönünden anlatımlarının alınması ve sanıktan bu zararı karşılayıp karşılamayacağının sorulması gerektiği kanısıyla kararın kaldırılmasına karar vermiştir.

Kasten yaralama suçlarında maddi zararın doğması mümkündür. Tedavi ve sağlık giderleri v.b. zararlarının bu kapsamda değerlendirilmesi zorunludur.

Yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda katılan mağdurun maddi zararının doğması muhtemel olduğundan, itiraz merciinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kaldırılması yönündeki kararında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış ve <kanun yararına bozma> isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

Sonuç: 1- Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 14/04/2009 tarihli ve 2009/335 Değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK. nun 309. maddesi uyarınca <kanun yararına bozulmasına> yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın isteminin REDDİNE,

2- Diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 13.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı