Mesajı Okuyun
Old 09-03-2007, 15:37   #9
Defne Elif

 
Varsayılan

Sayın Poyraz,
Haciz sırasında borçlunun ruh durumu ile ilgili tespitlerinize ben de katılıyorum ama itirazım da bu noktada.Bizde nedense borçlular borcunu ödemedikleri için rezil olmazlar ama evlerine ya da iş yerlerine hacze gidildiğinde beni rezil ettiniz derler.Oysa biraz da alacaklıyı düşünmek gerek.Eğer borç kesinleşmişse; artık alacaklının hakkını daha fazla korumak gerekir diye düşünüyorum.Haciz sırasında borçlu sırf malını haczettirmemek ya da kaldırılmasını önlemek için haciz yapılmadan taahhüt verse (ki bu uygulamada sizin de katıldığınız gibi geçerli kabul ediliyor) ve sonrasında mallarını kaçırsa sadece taahhüdü ihlalin sonucuna katlanacak,ama alacaklı alacağını alamamış olacak.Oysa hem haciz hem taahhüt alınsa;borçlu taahhüdünü yerine getirdiği sürece,hacizli malların satışı da istenemiyeceği için,en azından alacaklı alacağına kavuşmuş olacak.Öyle borçlular var ki,içeri girip çıkmayı alışkanlık edinmiş.Hatta geçenlerde esas borçlu koca olduğu halde borç senetlerine eşinin imzasını attırdığı için yeni doğum yapmış eşinin cezaevine girmesini, kısmen de olsa ödeme gücü olduğu halde, engellemedi.Bu nedenle benim itirazım kötüniyetliyi ve borçluyu kollayan sisteme karşı.Buna anlayış ya da algılama farkı da diyebilirsiniz.Saygılarımla.Cavit Tuna