Mesajı Okuyun
Old 29-02-2012, 00:46   #2
eser_29

 
Varsayılan

Bir meslektaşın sitesinden sayın Burhan Apaydın'ın öz geçmişi ilk karşıma çıkan cevap.

Alıntı:
Av. Burhan Apaydın
Ekim 5th 2011 Genel
Savunma adil yargılanmanın en temel unsuru ve belirleyicisidir. Hukuk sisteminin ne kadar adil yargılama yaptığını belirlemede savunma faaliyeti, incelenmesi gereken ilk göstergedir. Savunma ise modern hukuk sistemlerinde avukat eli ve bilgisi ile yürütülen, hemen hemen tüm hukuk sistemlerinde kutsallığı kabul edilen yargılamanın kurucu unsurudur. Türk Siyasi hayatında savunmanın kısıtlandığına zamanlara nadiren rastlanılabilir. Bu dönemlerden biride yakın geçmişimizde yaşanan 27 Eylül 1961 tarihi ile başlayan ihtilal sonrası dönemin Yassıada yargılamasıdır.



İhtilal sonrasında ünvanının başına eklenen “düşük” ifadesiyle anılan TBMM’ nin Demokrat Partili Milletvekilleri ve Bakanlarını yargılamak amacıyla kurulmuş olan Yassıada mahkemesinde; Başbakan Adnan Menderes’ in avukatlığını yapan Av. Burhan Apaydın’ ın görevini yaptığı sırada karşılaştığı zorluklara göğüs germeyi başarabilmesi ve her şeye rağmen görevine devam etmesi karşısında hayran olunmaması mümkün değildir. Müvekkilini tüm zorluklara rağmen savunmaya devam etme cesareti; Av. Burhan Apaydın’ ın avukatlık mesleğinin önden gidenleri arasına anılmasını sağlayacak, haklı bir üne ve saygıya kavuşmasına yetecek miktardadır.

İhtilal döneminin olaylarına fazla temas etmeden üstadın mesleği sırasında karşılaştığı zorlukları ve bir avukat olarak saygıyı neden hak ettiğini bu yazımın konusu olacaktır.

Cumhuriyet ile yaşıt olan Av. Burhan Apaydın, Halide ve Adnan Adıvar’ ın yönlendirmesi ile akademik kariyerine başlar ve Ord. Prof. Ali Fuat BAŞGİL ‘ in Anayasa Hukuku Kürsüsünde tek asistanı olarak göreve başlar. 1948 yılında ise İstanbul Barosuna kayıt olarak avukatlık mesleğine başlar. Anayasa Hukuku çok partili hayata geçilmesi ile daha da önem kazanır.

Av. Burhan Apaydın’ ın mesleki faaliyetinde ilk göze çarpan dava “Atatürk’e hakaret edenlere hakaret suç sayılmaz” teziyle savunmasını üstlendiği Cumhuriyet gazetesi davasıdır.

1952 yayında Samsun’da yayınlanan “Volkan” dergisinde Atatürk’e haraketler içeren bir yazıya; Cumhuriyet Gazetesi aynı uslüpla cevap veren bir yazı yayınlar. Dönemin Toplu basın mahkemesinde aşağılama sebebiyle bir dava açılır. Av. Burhan Apaydın ve kardeşi Av. Orhan Apaydın’ ın “Atatürk’e hakaret edenlere hakaret suç sayılmaz” teziyle yaptığı savunması mahkeme salonunda karşı görüşlü olanların bile ikna eder ve beğenisini kazanır. Bu dava sonucunda Apaydın kardeşler avukat olarak haklı bir üne sahip olurlar.

Yassıada da başlayan yargılamaya Başbakan Adnan Menderes’in avukatı olarak katılan Av. Burhan Apaydın; yargılama sırasında birçok zorlukla karşılaşmasına rağmen yılmadan mesleğini ifaya devam ettirmiştir. İlk duruşmadan itibaren savunma hakkının kısıtlandığını ve usuli eksiklikleri ortaya koymaya çalışmıştır.

Dönemin Baro Yönetim Kurulu Yassıada sanıklarının savunmasının üstlenilmesini yasaklamıştır.

Yassıada Mahkemeleri’nde hukuka aykırı fiil ve davranışları ile yargılanan sanıklar ile bu suçlara iştirak eden sanıkların savunmaları İstanbul Barosu mensubu avukatlar tarafından yapılmamasına, bu kararın diğer barolara bildirilmesine ve Baro Genel Kurulu’na sunulmasına…

Buna rağmen savunma görevini üstlenen Av. Burhan Apaydın duruşmalar sırasında yapmış olduğu savunmaları/konuşmalarıyla Türk Milletini ayaklanmaya teşvik etmek isnadı ile Balmumcu Askeri Cezaevinde 3 ay tutuklu kalmıştır.


Adnan Menderes’ in savunmasını üstlenmeden önce İstanbul’un en çok kazanan avukatlarından olan Apaydın, Yassıada duruşmalarını takip ettiği dönemde maddi sıkıntıya da girmiştir. Kardeşi Orhan Apaydın; taksi ile veresiye seyahat ettiklerini bir röportaj sırasında anlatmaktadır.

Savunma hakkı türlü biçimde kısıtlanan, maddi olarak yıpranan bağlı bulunduğu meslek kuruluşu tarafından alınan yasak kararına rağmen savunmayı devam ettiren ve hatta tutuklanarak askeri cezaevinde 3 ay tutuklu kalan Av. Burhan Apaydın, üstlendiği vazifeyi devam ettirerek, layıkı ile yerine getirerek avukatlık mesleğinin önde gelen isimlerinden olduğunu ispat etmiştir. Yassıada duruşmaları sırasında izleyiciler tarafından her daim yuhalanarak konuşması dahi engellenmeye çalışılan Av. Burhan Apaydın’ ın mesleki hayatı; örnek alınması gereken ve sonsuz övgüyü hak etmiş duayen oldukları bugün mesleğini devam ettiren her avukatça kabul edilmiştir.


EK :

Alıntı:
Sayman'ın anlattığına göre 27 Mayıs Ihtilalinden sonra Adnan Menderes, Celal Bayar, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu tutuklanıp Yassıada Mahkemeleri kurulunca, zamanın Istanbul Barosu yönetimi bu insanları "vatan haini" ilan ederek, devlet yönetiminde bulunmuş bu kişilerin savunulmaması yönünde karar almış. Istanbul Barosu'nun bu kararına rağmen üç avukat Hüsamettin Cindoruk, Burhan Apaydın ve Orhan Apaydın savunmayı üstlenmişler. O gün böyle hukuksuz bir karar alan Istanbul Barosu'nun şimdiki başkanı Yücel Sayman, "Iyi ki bu avukatlarımız cesaret gösterip savunmayı üstlenmişler, aksi takdirde o hukuksuz uygulama emsal teşkil edecek ve belki de bazı davalar için savunmasız yargılama teamül haline gelecekti" diyor.

Aksiyon Dergisi 13 Mart 1999 / MURAT AYDIN,