Mesajı Okuyun
Old 26-03-2010, 13:15   #11
cecom

 
Varsayılan

Bahadır beyin anlatımlarını destekler nitelikte bir karar da ben sunmak isterim;

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/12230
K. 2005/7562
T. 5.7.2005
• İTİRAZIN İPTALİ ( Süresinde Ödememe Protestosu Çekilmemiş Bono Taraflar Arasındaki Temel İlişki Yönünden Yazılı Delil Başlangıcı Olduğu )
• SÜRESİNDE ÖDENMEME PROTESTOSU ( Çekilmemiş Bono Taraflar Arasındaki Temel İlişki Yönünden Yazılı Delil Başlangıcı Olduğu - Yazılı Delil Başlangıcı Varsa İddianın Her Türlü Delil İle İspat Edilebileceği )
• BONO ( Süresinde Ödememe Protestosu Çekilmemiş Bono Taraflar Arasındaki Temel İlişki Yönünden Yazılı Delil Başlangıcı Olduğu - İtirazın İptali )
• YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Süresinde Ödememe Protestosu Çekilmemiş Bono Taraflar Arasındaki Temel İlişki Yönünden Olduğu - Bulunması Halinde Her Türlü Delil İle İspat Edilebileceği )
1086/m. 292
6762/m. 625, 642
ÖZET : Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Hamil süresi içinde ödememe protestosu çekmezse cirantaya karşı başvuru hakkını kaybeder. Ödememe protestosu çekilmemiş bono taraflar arasındaki temel borç ilişkisi yönünden yazılı delil başlangıcıdır. Somut olayda davacı, dava dilekçesinde temel borç ilişkisinden söz etmemiş ise de delil listesinde, gösterdiği tanıkların alacağa yönelik beyanda bulunacaklarını açıklamıştır. Bu durumda temel borç ilişkisi iddiasının mevcut olduğu kabul edilmelidir. Yazılı delil başlangıcı bulunması halinde her türlü delil ile ispat mümkündur.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, icra takibinin dayanağı senetlerden dolayı müvekkilinin alacaklı bulunduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürmüş ve itirazın iptali ile % 40 İcra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, dava konusu bonolara dayanılarak daha önce kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığını, senetler protesto edilmediği için hamilin cirantalara müracaat hakkını kaybetmesi nedeniyle bu takibin iptal edildiğini, girişilen genel haciz yolu ile takibe itirazın yerinde olduğunu, taraflar arasında hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, ödememe protestosunun keşide edilmemesi nedeniyle senet hamilinin senet cirantasına karşı müracaat hakkını kaybedeceği, hamilin ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre senedi tanzim eden keşideciye başvurulabileceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

TTK'nun 642/2. maddesi uyarınca hamil süresinde ödememe protestosu çekmezse cirantaya başvuru hakkını kaybeder.

Başvuru hakkının düşmesi halinde bononun bir borç ikrarı veya temel borç ilişkisinin mevcut olduğunu gösteren bir delil niteliğinde sayılması mümkün değildir. Bono dışında bir hakkın bulunduğunu ise alacaklının kanıtlaması gerekir. Böyle bir durumda senedin yazılı delil başlangıcı sayılması mümkündür ( Prf. Dr. Fuat Öztan Kıymetli Evrak Hukuku, 2-B sh.773 ).

Bu açıklamalar karşısında somut olaya baktığımızda davacının süresinde protesto çekmemesi nedeniyle ciranta olan davalıya müracaat hakkı TTK'nun 642/2. maddesi gereğince düşmüştür. Bu durumda davacının bono dışında bir talep hakkının varlığını iddia edip etmediğinin saptanması ve uyuşmazlığın ona göre çözümlenmesi gerekir. Her ne kadar dava ve cevaba cevap dilekçelerinde açıkça temel ilişkiden söz edilmemiş ise de, davacı vekili 14.09.2004 tarihli oturumda delil listesinde bildirdikleri tanıkların takip konusu alacağa yönelik olduğunu açıklamıştır. Bu durumda taraflar arasında temel ilişki bulunduğu iddiasının mevcut olduğunun kabulü gerekir.

Hal böyle olunca süresinde ödememe protestosu çekilmemiş bulunan bonoların yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu gözetilerek alacaklıya alacağını her türlü delille kanıtlama olanağının tanınması gerekir.

Mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.07.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.