Mesajı Okuyun
Old 24-10-2007, 12:01   #1
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan Çocuğu Ölen Teşekkür mü Etsin?

Değerli Hukukçular, uzun bir yazı var aşağıda. Haberi "kadın bakışı" ile okuyunca bir soru yerleşti zihnime:

Kazada ölen kız çocuklardan biri olsaydı sonuç ne olurdu? Buradan hareketle bir başka soru daha geliyor akla(Sonuçta on yaşında ölen çocuğun aileye olacak olan ekonomik katkısı düşünülüyor ya) bu erkek çocuğun uyuşturucu kullanan, hırsız, tecavüzcü, kumarbaz vs gibi bir vatandaş olmayacağının garantisini kim verebiliyor?

Sorulardan soru çıkıyor böylece... Aile geçindiren milyonlarca kadın, bir zamanlar kız çocuğu değil midir? Oysa onlar çocuklukta yok sayılan bir kesim olarak görülüyorlar. Saygılar..
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=236627
Çocuğu ölen teşekkür mü etsin?

Çocuğu kazada ölen anne-babaları tazminat davalarında 'borçlu çıkaran' kararlar Yargıtay üyesini isyan ettirdi: Bu görüşler adalete güveni yok edici sonuçlar doğuruyor
24/10/2007 (921 kişi okudu)
ANKA - ANKARA - Çocukları öldüğünde maddi-manevi tazminat davası açan aileleri, 'borçlu çıkaran' bilirkişi raporları, sonunda Yargıtay'ı da isyan ettirdi. Yargıtay'ı bölen dava, 10 yaşındaki Alaattin Eldeniz'in ölümüyle başladı.
Gaziosmanpaşa İnşaat Yatırım Hizmet Taahüt Sanayi Tic. A.Ş.'ye (GOPAŞ) ait aracı kullanan şoför Cemil Bozyokuş, 10 yaşındaki Alaattin Eldeniz'e çarparak ölümüne neden oldu.
Dört çocuklu ailenin tek erkek çocuğu olan Alaattin Eldeniz için ailesi 35 bin YTL'lik maddi ve manevi tazminat davası açtı. GOPAŞ mahkemede Alaattin Eldeniz'in aniden yola fırladığını, şoförün direksiyonu sola kırdığı halde kazadan kurtulamadığını belirtti.

Eksi bakiye çıktı!
Mahkeme maddi tazminat talebini reddetti, anne Aynur Eldeniz'e 1000, baba Sedat Eldeniz'e 1000 ve üç kız kardeşe 500 'er YTL toplam 3 bin 500 YTL manevi tazminat ödenmesi gerektiğine karar verdi. Bilirkişi raporundaysa, 5 bin 500 YTL maddi tazminat isteyen aile, 1537 YTL borçlu çıkarıldı. Bilirkişi, benzer davalarda izlenen hesaplama tekniğine uygun olarak yazdığı raporda "Çocuğunu kaybeden aile maddi bir zarara uğramamıştır. Hak sahiplerinin destekten yoksun kalma zararı, yetiştirme giderleriyle tamamen karşılanmış, eksi bakiyeyle karşı karşıya kalınmıştır" denildi. Karar temyize gitti.

Yargıtay onadı ama....
Yargıtay 4. Dairesi, Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği 'Maddi tazminat verilmesine gerek yok' kararını onayladı. Aileye verilen manevi tazminat miktarınınsa iki katına çıkarılmasını istedi. Aile 'hiç değilse borçlu duruma düşmekten' kurtuldu.
Ancak Yargıtay 4'üncü Dairesi üyesi Mehmet Uyumaz'sa 'haksız ve insafsız' olarak nitelendirdiği karara karşı oy verdi. Yargıtay üyesi Uyumaz, 'yasa değiştirecek sertlikteki' karşı oy yazısında şu noktada dikkat çekti:

'Türkiye'de çocuklar çalışır'
"Türkiye'de 20 milyon kişi açlık sınırının altında bir gelirle geçiniyor. Son yıllarda göçlerle kalabalıklaşan kentlerde çocuklar ailelerine ekonomik katkı için küçük yaşta çalışma hayatına atılmaktadırlar. Yaşamak için başkaca şansları yoktur. Bu durum, yaşamın inkâr edilemez gerçeğidir. Ancak bu gerçek tazminat davalarına yansımamaktadır."
"Bu tür görüşler; çocuğun ölümü ile anne ve babanın bu ölümü 'kurtuluş' kabul etmeleri gibi adaletsiz, acı verici, adalete olan güveni yok edici gibi bir sonucun doğmasına neden olur. Hukukçular bu adaletsiz sonuca bir an önce son vermelidirler. Toplumun, bu uygulamalar için birçok olayda büyük tepkiler verdiğini de görmek zorundayız." (Bilirkişilerin maddi destek tazminatı taleplerini 'hesaplarken' çocukların gelecekteki eğitim vesaire masraflarını indirdiğini hatırlatarak.)
'Aileler ölümle kârlı çıkmaz'

"Türk toplumunda her ailenin bir aile bütçesi vardır. Bu bütçe geliri sınırlı olup, her çocuk için yapılacak harcama da aile bütçesinin sınırını aşmaz. Anne ve baba kendi istek ve gereksinimlerinden vazgeçerler ve çocukları için harcama yaparlar. Çocuk destekten çıktığında ise bu kısıntı sona erer, ailenin bütçesi rahatlar. Bu ise tasarruf değildir. (Çocuk ölünce) Aile bütçesinde artış olmaz."
"Bilirkişilerin hesaplama biçimleri varsayımlara dayanmaktadır. Gerçeklere uymamaktadır. Bunlar Türkiye gerçekleridir."
"Hiçbir hukuk devletinde çocuğu ölen anne ve babaya ölüme neden olan kişiye teşekkür etmelerinin gerektiği gibi bir sonucun doğmasına neden olacak şekilde karar verilmez."