Alıntı: Yazan Hümaniter İşkence 1977 İsrail Ceza Kanunu 34. Maddesi açısından makul bir ceza soruşturmasında gereklilik halinde uygulanabilir bir hukuka uygunluk hali olması ceza hukukunun uluslararası standartları açısından ne kadar doğrudur?(İsrail Yüksek Mahkemesi 1999 yılında aldığı bir kararda sarsma metodu olarak görülen işkence metodunu meşru saymıştır.-B.M. anlaşması açısından belli ağırlıkta fiilin işkence sayılması ile bu sonuç uyuşur mu?)Bu durumun Türk Yargı kararlarına yansıması halinde ne olur?Bölgesel Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile çatışma sonuçları Anayasa 90/son açısından nasıl değerlendirilmelidir?

İşkence Türk hukuku bakımından asla hukuka uygunluk aracı olarak kabul edilemez ve edılmeyecektır. Eger işkenceyı hukuka uygunluk aracı olarak kabul edersem bu durum cmk nın özüne aykırı olacakdır.Çünkü cmk da; herkesın ifadesi özgür iradesıne dayanmalıdır gıbı bir kanun maddesi vardır.Ayrıca işkence TCK nın ilgili maddesindede özgü suç olarak düzenlenmiştir. Ayrıca cmk da işence sonucu alınmış ifadenın; mahkemede hukuka uygun delıl olarak kabul edilmedıgınden esasa da etkılı olamayuacagı belirlenmektedir.İşte siz yazmış oldugum bu kanun maddelerınden sızınde anlayabılecegınız üzere işkence türk hukuk sistemı bakımından meşru bır soruşturma aracı olarak kabul edilememektedir.Ayrıca AİHM'in de işkence yasagına, ilişkin bir cok kararları bulunmaktadır.Eger işkenceyı türk hukuk sistemıne meşru bır araçmış gıbı kabul edecek olaursak bu yukardada kaydettıgım gıbı gerek cmk nın,gerek tck nın gerekse aihm nın bır cok maddesını ihlal edecektir. İşkance öyle bir yasakdır ki anaysa hukukcuları bu hakkı sert çekirdekli hak olarak ifade etmektedırler yani olaganüstü hal zamanlarında dahı işkence yasagına uyulması gerekecekdır. İsrail ceza kanunun 34 maddesinin işkenceyı meşru bir arac olarak kabul etmesı ise günümüz hukuk sistemı ve hukuk anlayışıyla bagdaşmamaktadır. Biz israil ceza kanununu incelemkden ziyade kendı kanunumuz için neler yapabiliriz bunu düşünmek cok daha faydalı olacakdır...
Saygılarımla...