Mesajı Okuyun
Old 11-08-2010, 19:57   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Sayın para doks'un sözünü ettiği karar

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2005/9-546
K. 2005/611
T. 26.10.2005
• DAVA ŞARTLARININ RESEN GÖZETİLMESİ ( Önceden İleri Sürülmemiş Olsa Bile Yüksek Özel Daire Temyiz Aşamasında Dava Şartının Tamam Olup Olmadığını Kendiliğinden Gözetebileceği )
• SAVUNMANIN GENİŞLETİLMESİ YASAĞI OLMAYAN HAL ( Davalı Temyiz Aşamasında Dava Konusu Borcu Sona Erdiren Nitelikte Bir Belge Vermişse Bu Belgenin Üzerinde Gerekli İnceleme Yapılacağı )
• TEMYİZ AŞAMASINDA VERİLEN İBRANAME ( Davalı Temyiz Aşamasında Dava Konusu Borcu Sona Erdiren Nitelikte Bir Belge Vermişse Bu Belgenin Üzerinde Gerekli İnceleme Yapılacağı )
• İBRA SÖZLEŞMESİ ( Alacak Ve Borcu Doğrudan Doğruya Ve Kesin Olarak Ortadan Kaldırdığı - Davalı Temyiz Aşamasında Dava Konusu Borcu Sona Erdiren Nitelikte Bir Belge Vermişse Bu Belgenin Üzerinde Gerekli İnceleme Yapılacağı )
• İŞÇİLİK ALACAKLARI ( Temyiz Aşamasında Sunulan İbranamenin Yargılamada Dikkate Alınması Gerekip Gerekmediği - Bu Belgenin Üzerinde Gerekli İnceleme Yapılacağı/Savunmanın Genişletilmesi Yasağına Tabi Olmadığ )
1086/m.188,202
ÖZET : Dava, ödenmeyen bir kısım işçilik alacakları ile ihbar ve kıdem tazminatı istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; temyiz aşamasında sunulan ibranamenin yargılamada dikkate alınması gerekip gerekmediğine ilişkindir.

İbra, alacak ve borcu doğrudan doğruya ve kesin olarak ortadan kaldırmakta, bu şekilde borçlu borcundan kurtulmaktadır.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 188. maddesine göre, dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Dava hakkının varlığı ya da düşmüş bulunmasının incelenmesi, doğrudan hakime verilmiş ödevlerden olması karşısında, Yüksek Özel Daire, önceden ileri sürülmemiş olsa bile temyiz aşamasında dava şartının tamam olup olmadığını kendiliğinden gözetebilir.

Bu nedenlerle, davanın hukuksal niteliği ve somut olayın özelliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu sona erdiren nitelikte bir belge vermişse, bu belgenin üzerinde gerekli inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu halde, savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemez.

DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Osmaniye Birinci Asliye Hukuk ( İş ) Mahkemesi )nce davanın kabulüne dair verilen 10.11.2003 gün ve 2002/558 E. 2003/761 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesinin 11.1.2005 gün ve 2004/5645-2005/468 sayılı ilamı ile;

( ...1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davalı vekilince verilen temyiz dilekçesi ekinde 31.12.1996 tarihli bir ibraname sunulmuştur. Aynı zamanda işçinin şahsi dosyası içinde davacının 7.2.1997 tarihinde yeniden işyerine girişine dair sigorta giriş bildirgesi bulunmaktadır. Hakkı ortadan kaldırabilecek itiraz niteliğindeki bu savunma karşısında, davacı tarafa belgeye karşı diyeceklerinin sorulması ve konuyla ilgili gerekli inceleme yapılmasından sonra bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir... )

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : A- Davacı isteminin özeti: Davacı, davalı şirket bünyesinde 1.11.1990-19.8.2002 tarihleri arasında aralıksız çalışmasına karşın iş akdinin haksız yere feshedildiğini belirterek, bir kısım işçilik alacakları ile ihbar ve kıdem tazminatına karar verilmesini istemektedir.

B- Davalının Yanıtının Özeti: Davacı işçinin haber vermeden işini terk ettiğini, noter ihtarnamesi ile işe dönmesi bildirildiği halde işine dönmediği belirtilerek, kabul etmedikleri davanın reddinin gerektiği savunulmaktadır.

C- Yerel Mahkemenin Kararının Özeti: Yerel mahkemece, dinlenen tanık beyanları, incelenen şahsi dosya ve sigorta sicil dosyasının, bilirkişi raporunun kanuna ve olaya uygun olduğu belirtilerek istemin kabulüne karar verilmiştir.

D- Temyiz Evresi Bozma ve Direnme: Hüküm, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıya aynen alınan gerekçeyle bozulmuş, yerel mahkeme bu bozmaya karşı "bozmadan önce yargılama safhasında taraf delilleri toplanarak mevcut delil durumuna göre karar verildiği, davalı vekilinin kararı temyiz ederken, delillerin toplanması aşamasında ileri sürmediği bir delili temyiz aşamasında ileri sürdüğünü, mahkemenin, tarafların bildirdiği deliller kapsamında yargılama yapmak ve sonucuna göre karar vermek zorunda olduğu, karar duruşmasına kadar dahi ileri sürülmeyen bir delile hükümden sonra dayanılamayacağı, davacı tarafın, delillerin toplanmasından ve karar verilmesinden sonra ileri sürülen delili kabul etmediği de" belirtilerek, direnme kararı vermiştir.

E- Gerekçe: Dava, ödenmeyen bir kısım işçilik alacakları ile ihbar ve kıdem tazminatı istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; temyiz aşamasında sunulan ibranamenin yargılamada dikkate alınması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

İbra sözleşmesi, İş Kanunu ve Borçlar Kanununda düzenlenmediği halde özellikle iş hukuku uygulamasında önemli bir yere sahiptir. İbra sözleşmesi, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay uygulamasında borcu sona erdiren hallerden birisi olarak kabul edilmektedir.

İbra, alacak ve borcu doğrudan doğruya ve kesin olarak ortadan kaldırmaktadır. Tam ibrada borcun tamamı, kısmi ibrada ise borcun ibra edilen kısmı sona ermektedir. Bunun sonucu olarak da, borçlu borcundan kısmen ya da tamamen kurtulmaktadır.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 188. maddesinde, "Hakimin re'sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlar" deyimi ile dava şartlarının kastedildiği ve bu nedenle dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetileceği hususu öğretide de kabul edilmektedir. Bu noktada, dava hakkının bir anlamda dava şartı olduğu da dikkate alınmalıdır. Dava hakkının varlığı ya da düşmüş bulunmasının incelenmesi, doğrudan hakime verilmiş ödevlerden olması karşısında, Yüksek Özel Daire, önceden ileri sürülmemiş olsa bile temyiz aşamasında dava şartının tamam olup olmadığını kendiliğinden gözetebilir.

Davanın hukuksal niteliği ve somut olayın özelliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Diğer bir anlatımla yargılama aşaması henüz tamamlanmamış böyle bir durumda borcu itfa eden belge değerlendirilmeye alınmalıdır. Gerçekten de, yargılamada davayı inkar eden davalının savunması borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine, delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle, temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin ( HUMK. md. 202 ) kabulü zorunludur.

Mahkemece hukuki değerlendirmede hataya düşülerek yazılı şekilde direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 26.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.