Mesajı Okuyun
Old 05-07-2018, 11:55   #7
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

KKİS niteliği gereği bağımsız bölümlerin müteahhit adına tescil edilmesi ayni hakkın devri olmayıp avans niteliğindedir. Ayni hakkın devri sebebe bağlı olmak zorundadır. Bu sebep ise müteahhidin arsa payı karşılığı yüklendiği inşaatı yapma edimidir. Başlangıçta avans niteliğinde olan bu hak müteahhidin sözleşmede yer alan edimlerini yerine getirmesiyle doğru orantılı olarak kendiliğinden ayni hakka dönüşür. Aksi halde edimlerini yerine getirmemiş müteahhide devredilen arsa payı ve bağımsız bölüm sebepten yoksun olacak ve yolsuz tescilin hükümlerine tabi olarak tapu iptali ve tescili söz konusu olacaktır.
Bu durumda müvekkilinizin aldığı bağımsız bölüm ister müteahhit adına tescilli olsun , ister müvekkiliniz bağımsız bölümü müteahhitten alan üçüncü kişiden dahi alsın sonuç değişmeyecektir.

Ancak somut olayda müvekkilinizin tapu iptali değilde talebinin para iadesi olduğunu beyan ediyorsunuz. Müvekkiliniz adına tapu iptali ve tescili talep etmeyeceğinize göre bağımsız bölümün kimin adına tescilli olduğu konusu ihtilafın çözümünde tartışılmayacaktır. Çünkü bir kişi kendi adına tescilli olmayan bir gayrimenkulü başkası adına devir ve tescil etmeyi bir sözleşmeyle taahhüt edebilir.Bu edimini yerine getirmesi halinde alıcı sözleşmenin şekil şartına aykırılığı artık ileri süremez.

Kanaatimce ihtilafın çözümü, sözleşmede yer alan edimlerin yerine getirilip getirilmediği,sözleşmede şekil unsurunun sözleşmenin geçersizliğine etkisi, yerine getirilen edimlerin hukuki niteliği (sebepsiz zenginleşme mi?), şekle aykırılığın hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.