Mesajı Okuyun
Old 25-04-2007, 13:15   #14
Bahadır Turan DURMAZ

 
Varsayılan

Medine Hn'ın aşağıdaki görüşüne de ben katılmıyorum.

Alıntı:
Yazan av.medine
Yine bazı arkadaşların tebliğ olmadan temyiz yapılabilir fikrine KESİNLİKLE KATILMIYORUM.

Zira, eğer böyle bir görüşü kabul ediyorsak aynı zamanda "gerekçeli kararın tebliğinin temyiz için hak doğurduğunu" da kabul etmiş sayılırız.

Temyiz hakkını tebliğ doğuramaz. Tebliğ ile başlatılan süre "yeni bir hak doğumundan" değil, temyiz edeceklerin yararına olarak karar verilmesinden sonra gerekçeli kararın kendilerine tebliğine kadar hazırlık yapma ve tebliğinden sonra da hazırlıklarını tamamlamaları için verilmiş "HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE"DİR. Temyiz edenlerin yararına olarak, temyiz etme süresinin başlangıcını öteleyen kanunun ruhu, bizi sonuca götürecektir. Yani diğer bir değişle, tebliğ ile "temyiz hakkı" doğmaz. Temyiz hakkı karar sonrasında vardır zaten. Bilindiği üzere idari mevzuatların birçoğunda hariçten muttali olma hükümleri vardır ve uygulanır. Ki benim o şekilde temyiz ettiğim dosyalarım var. Yani gerekçeli kararı tebliğ almadan temyiz ettiğim.

Aksini düşünmek, gerekçeli kararı tebliğ almadan yapılan bir temyiz sonrasında kararın tebliğ edildiğini düşünürsek, "hak düşürücü süre" içinde ikinci temyizin yapılmaması, TEBLİĞ İLE DOĞAN TEMYİZ HAKKININ KULLANILMAMASI MANASINA GELİR. Böyle bir durum ise malesef mümkün olamaz.

Ancak, Medine Hn'ın bu şekilde yapılan bir temyizin uygulamada süreci hızlandırmayacağı görüşüne de kesinlikle katılıyorum.