Mesajı Okuyun
Old 03-06-2015, 11:47   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Salim
Müvekkil tüzel kişi tacir (ltd şirket)tir. İnşaatlar için ürünler satmaktadır. Borçluya mal satmış, bedelini alamamıştır. Borçlu hakkında icra takibi yapılmış, borçlu itiraz etmiş ve takibi durdurmuştur. İtirazın iptali davası açacağız.
Müvekkilin mal sattığı kişi müvekkilden aldığı ürünleri inşaatlara uygulayan bir kişidir. Ekibi olduğunu da duyuyoruz. Müvekkilin kestiği faturada davalı olacak kişinin işyeri adresi ve vergi no.su yazılıdır. Ancak Ticaret Odası kayıtlarında kaydı olmadığını gördük. Tacir kaydı bulunmayabilir.

Müvekkil tacirdir, ancak karşı taraf tacir mi bilmiyoruz. Karşı tarafın vergi dairesi ve vergi no.su olması, işyeri adresi olması onu tacir haline getirir mi ?

Şayet tacir değil ise, esnaf statüsünde ise açacağımız bu itirazın iptali davasında görevli mahkeme ticaret mahkemesi mi olacaktır, yoksa asliye hukuk mahkemesi mi?
Bir de bulunduğumuz yerde ayrı ticaret mahkemesi yok, asliye hukuk mahkemesi bakıyor ticari davalara. Şayet görevli mahkeme ticaret mahkemesi ise (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gibi bir başlıkla mı davayı açmalıyız.

6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK'dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları "ticari iş" kriterine göre değil de "ticari işletme" kriterine göre belirlediğinden davanın asliye ticaret mahkemesinde açılabilmesi için dava konusunun her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olması gerekir (TTK m.4-5); karşı taraf tacir değilse Sayın Göztepeli'nin de belirttiği üzere davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesindedir.

Aşağıdaki düzenlemeler muvacehesinde değerlendirme yapılacaktır:

6102 sayılı TTK m.11/2: "Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir."

6103 S.K. m.10: "Türk Ticaret Kanununun 11 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemeler uygulanır."

21.7.2007 tarih ve 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı: "...a) Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,
Ancak, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı iken, daha sonraki yıllarda yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı, esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerini aşanların kendileri istemedikçe ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki odalara kayıt için zorlanmaması, yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerinin altı katını aşanların ise kayıtlarının, esnaf ve sanatkâr sicili marifetiyle ticaret siciline aktarılması,
b) 213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları ile ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bünyesindeki odalara kaydedilmeleri,
kararlaştırılmıştır..."