Mesajı Okuyun
Old 17-05-2004, 21:35   #13
Procurement Law

 
Karar Ceza Müeyyidesinin Amacı Ve Hukuki Müeyyideden Bağımsızlığı

Değerli hukukçular,
Suç genel teorisinin merkezi kavramlarından biri olan cezanın amacının failin kınanabilir (toplumsal açıdan hor ve kötü görülen) davranışının karşılığını ödemesi, başka bir söyleyişle "ödetme" olduğu hepimizce bilinmektedir.Geçmişten günümüze ceza hukuku düzenleri, yasa koyucu tarafından toplumsal düşünce ve tutumlardan uzak kalınmaksızın, yani kendilerini temsil ettikleri kesimin düşüncelerine paralel bir anlayışla hazırlanmış normlar üzerinde yükselmiştir. Yasa koyucu, bazılarının istediği gibi "salt olması gereken" açısından yapılacak ütopik değerlendirmelerle topumda "olan"ı değiştirmeye kalkışamaz.Zaten bu sosyoloji biliminin gerçekleriyle de örtüşmez ve katı bir pozitivizmden öteye geçilmemiş olur.İşte toplumsal konsensusa paralel olarak yapılan cezai düzenlemelerle toplumsal değerleri ihlal eden fail, toplumun gözünde, cezasının infazı aracılığıyla, yaptığını ödemiş olmaktadır. Bu gerçekliği görmezden gelerek, salt özel hukukta müeyyidesi var diye bir fiilin suç olmaktan çıkarılması hukuk sosyolojisi ve psikolojisiyle nasıl bağdaştırılabilir? Haksız fiilin tazminat yaptırımına tabi olması nasıl müessir fiil suçunun kaldırılmasının yerinde olacağını iddia hakkı vermezse; toplumsal değerlerimizi ihlal eden zina fiilinin Türk Medeni Kanunu'nda "mutlak boşanma nedeni" olarak düzenlenmiş olması da aynı nedenle bu hakkı vermez.Bunu savunurken "cinsel özgürlük" gibi hususlara dayanılması ise temelden yoksun görünmektedir.Zira eşler, evlilik kurumunun kendilerine yüklediği sadakat yükümlülüğü nedeniyle bu özgürlüklerinden bir ölçüde feragat etmektedirler. Bu tür bir argüman, emniyeti suiistimal suçunda pekala failin "sözleşme serbestisi" veya "hukuki işlem hürriyeti"ne de altlanabilir.Oysa ceza hukukunda korunan menfaat "kamu itimadı"dır.Burada suç işlemek, hiçbir şekilde ve özgürlüğün hiçbir türüyle ilişkilendirilemez.Peki zina suçunda kanun koyucu genel ahlakın ve türk aile yapısının korunmasını amaçlayan bir müeyyide olması bazı kesimleri, özellikle de hukukçuları neden bu kadar çok rahatsız etmektedir?"Ceza müeyyidesiyle yürüyen evlilik olmaz olsun!" kadar sakat bir anlayış olabilir mi?O evlilik zaten devam etmeyecek, mutlak boşanma nedenine dayanılarak, boşanma kararı ile sona erecektir ve devam etmesi gerektiğini de kimse iddia etmemektedir.
Bu anlayış kabul edildiği takdirde, korkarım yakında ceza kanunumuz 100 maddeye inecek demektir.Örneğin "umuma açık yerlerde hayasızca hareket" aslında suç olmamak gerekecektir, zira bu kişi hürriyetine aykırı olup, herkes başkasına zarar vermedikçe özgürdür(!) Değil mi?!!