Mesajı Okuyun
Old 30-11-2018, 10:54   #7
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Ufuk Hanım ;
Bence yardım nafakası için harcını ödeyerek yeni bir dava açması gerekir :
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/2886
K. 2004/2859
T. 29.3.2004

• NAFAKA DAVASI ( Küçüğün Reşit Olduğu Tarihte Hükmedilen İştirak Nafakası Kanun Gereği Kendiliğinden Sona Ereceğinden Hükümde Ayrıca Belirtilmesi Zorunluluğu Bulunmadığı )
• İŞTİRAK NAFAKASI ( Küçüğün Reşit Olduğu Tarihte Kanun Gereği Kendiliğinden Sona Ereceğinden Hükümde Ayrıca Belirtilmesi Zorunluluğu Bulunmadığı )
• YARDIM NAFAKASI ( Küçük Reşit Olduktan Sonra Da Eğitimine Devam Ediyorsa Kendisi Yeni Bir Dava Açarak Yardım Nafakası Talebinde Bulunabileceği )
• EĞİTİMİNE DEVAM EDEN REŞİT ÇOCUK ( Kendisi Yeni Bir Dava Açarak Yardım Nafakası Talebinde Bulunabileceği - Babanın Çocuğuna Bakma Mükellefiyeti Onun Reşit Olmasıyla Sona Erdiği )
• BABANIN ÇOCUĞUNA BAKMA MÜKELLEFİYETİ ( Onun Reşit Olmasıyla Sona Erdiği - Küçük Reşit Olduktan Sonra Da Eğitimine Devam Ediyorsa Kendisi Yeni Bir Dava Açarak Yardım Nafakası Talebinde Bulunabileceği )

4721/m.328/1-2

ÖZET : 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 328/1. maddesine göre; babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa ( TMK.nun 328/2. maddesi ) bu takdirde; kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Dolayısıyla küçüğün reşit olduğu tarihte hükmedilen iştirak nafakası kanun gereği kendiliğinden sona ereceğinden, hükümde ayrıca belirtilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 328/1. maddesine göre; babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa ( TMK.nun 328/2. maddesi ) bu takdirde; kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Dolayısıyla küçüğün reşit olduğu tarihte hükmedilen iştirak nafakası kanun gereği kendiliğinden sona ereceğinden, hükümde ayrıca belirtilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7.890.000 lira bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 29.03.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.