Mesajı Okuyun
Old 15-06-2010, 14:18   #12
mehmet_ankara

 
Varsayılan

Devam eden araştırmalarımda bulduğum bir kararı sizlerle paylaşmak istiyorum. Kararda Belediye tarafından kesilen idari para cezasının tahsili için kesinleşmiş olma şartı aranmakta. Saygılarla.


T.C.
AYDIN
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ
YD İTİRAZ NO:2009/351


YD İSTEMİ HAKKINDA
VERİLEN KARARA İTİRAZ EDEN (DAVACI) :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVALI) :
VEKİLİ :

İSTEMİN ÖZETİ : Davacı şirket adına kesilen 20.000,00-TL tutarındaki imar para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen 21.11.2008 tarih ve 20722 sayılı ödeme emrinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada, yürütmenin durdurulması talebinin reddine ilişkin Muğla 1.İdare Mahkemesi'nin 24.2.2009 gün ve E:2009/20 sayılı kararının; ihbarnameye karşı dava açtıkları, ortada kesinleşmiş amme alacağı bulunmadan ödeme emri düzenlenemeyeceği, firmanın yapının maliki ya da zilyedi olmadağı, binanın kiracısı oldukları ve tahliye edip mal sahibi Necat Kabaklarlı'ya teslim ettikleri cezanın muhatabının yapı sahibi olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA


Hüküm veren Aydın Bölge İdare Mahkemesi'nce işin gereği görüşüldü:
İstem, davacıya verilen para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada, yürütmenin durdurulması talebinin reddine ilişkin mahkeme kararının kaldırılmasına ilişkindir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 54. maddesinde ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı 55. maddesinde amme alacağı vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 3. maddesinde, bu kanunun; a) idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı belirtilmiştir.


Aynı kanunun 27/1. maddesinde, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği; bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararının kesinleşeceği belirtilmiştir.
Kabahatler Kanununun belirtilen hükümlerine göre, bu kanunun genel hükümlerinin, bu bağlamda idari para cezalarının, kesinleşme ve tahsil usullerine ilişkin hükümlerinin idari para cezaları için de geçerli olacağı açıktır. Yukarıdaki hükümlerde ise, idari para cezasına karşı dava açılmış olmaması halinde yaptırım kararının kesinleşmesi öngörülmüştür.
Buna ilaveten, olayda uygulanması gereken 6183 sayılı yasa hükümleri uyarınca da ödeme emri düzenlenebilmesi için ortada kesinleşmiş bir kamu alacağının bulunması gerekir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacıya 29.5.2008 gün ve 98 nolu encümen kararıyla 20.000.YTL idari para cezası (imar) verildiği, bu işleme karşı Muğla 1.İdare Mahkemesi'nde dava açıldığı ve davanın E:2008/1361 sayılı dosyada derdest olduğu, bu esnada aynı ceza sebebiyle dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, ödeme emrine karşı açılan davada yürütmenin durdurlması talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda anılan yasa hükmünün değerlendirilmesinden, ödeme emri düzenlenebilmesi için "kesinleşmiş bir amme alacağının" mevcut olması gerekir. Bunun için de öncelikle, alacak konusunun idari bir işlemle (ihbarnabe) ilgilisine usulünce tebliğ edilmesi, ilgilinin borca karşı her türlü hukuki itiraz yollarını kullanma olanağı tanınması, ilgilinin hukuki haklarını kullanmaması ya da itirazının haklı bulunmaması üzerine ödeme emri safhasına geçilmesi gerekir. Çünkü yasa uyarınca ödeme emrine karşı ileri sürülebilecek itiraz hakları sınırlı olup bu itirazlar arasında borcun esasına ilişkin hukuka aykırılık halleri bulunmamaktadır. Hukuka aykırılık itirazı ihbarname aşamasında ileri sürülebilmektedir. Bu sebeble, ihbarname safhası kesinleşmeden ödeme emri düzenlenmesi, itiraz hallerinin sınırlı olması sebebiyle hak arama özgürlüğü ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.
Öte yandan ödeme emrine karşı açılan davanın esastan daha çabuk tekemmül etmesi ve aleyhe sonuçlanması halinde, bilahare ihbarname ile ilgili davanında lehe sonuçlanması durumunda ortaya bir hukuk ve infaz karmaşası da çıkacaktır. Çünkü bu durumda hem idare lehine hem davacı lehine infazı kabül aynı maddi olayla ilgili iki ayrı karar mevcut olacaktır. Halbuki, ihbarname ile ilgili süreç davacı aleyhine kesinleşirse idarenin ödeme emri düzenleme olanağı her zaman olanaklıdır.
Sonuç olarak davacının para cezası işlemine (ihbarnameye) karşı açtığı dava henüz derdest olup "kesinleşmiş amme alacağı" sözkonusu olmadığından, ödeme emri düzenleme koşulları oluşmayıp, dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bunun yanında gerek rakamın yüksek olması gerekse ihbarname ile ilgili süreç tamamlanmadan ödeme emrinin infazı kabil hale gelmesi hukuki olarak infaz karmaşasına yol açacağından işlemin yürürlüğü halinde telafisi güç zararların olacağı kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle, itirazın kabulüne, itiraz konusu Muğla 1.idare Mahkemesi'nin 24.2.2009 gün ve E:2009/20 sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlem hakkında teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına 25.5.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
BAŞKAN
Zeynel ILICA
(26762)
ÜYE
Osman ERMUMCU
(32699)
ÜYE
Dr.Meriç ERDOĞAN
(38005)