Mesajı Okuyun
Old 01-11-2007, 13:45   #5
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Özdemir

TTK 520 "payın devrinin yazılı olması ve imzaların noterlikçe onaylanmasını ' öngörmüştür.
Bu bir ispat şartı mı şekil şartı mı sorunu ortaya çıkabilir.Çünkü hukukta bazen kanunun yazılı şekil şartı öngörüp uyulmadığında geçerli kabul ettiği kurullar "İspat şartı " olarak kabul edilmekte,bazen de öngürdüğü şekli "geçerlilik şartı " olarak kabul etmektedir.
Örneğin Adi şirkette yazılı şekil ispat şartı olup,yazılı şekile riayetsizlik sıhhat şartı değildir.Yani ortaklık itiraza uğramadığı takdirde varlığını sürdürür.Ancak Böyle bir ortaklık yoktur itirazının hükümden düşürülebilmesi için adi ortaklığın varlığı yazılı şekilde ispatlanmak zorundadır.tanıkla ispat etmek istiyorum diyemezsiniz.
Doğrudur.Pay devrinin tescili için şirkete bildirmek ve pay defterine kaydedilmek koşulu yeterlidir.Bu nedenle aslen payların adi yazılı yada yazısız olarak aile içi devredilmesinin tescille bir ilgisi yoktur.
Üçüncü kişiler bu pay devrinin iptali için neden dava açmak isterler? Biyemiyorum ve şu an aklıma bir soru gelmiyor.kanımca bunda hukuki yararı bulunanlar bu devrin geçersizliğini ileri sürebilirler
Bu devrin hükümsüzlüğü ancak bir iddia il karşılaştığınızda başınızı ağrıtabilir.Aile içi sıkıntılar doğduğunda,devreden devralana "Devrin geçersizliği " davası açtığındatescil-devir iptal edilir.Aşağıda uygulamadan karar örnekleri sunuyorum.Saygılarımla







T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/14178

K. 2004/9285

T. 4.10.2004

• LİMİTED ŞİRKET HİSSE DEVİR VAADİ SÖZLEŞMESİ ( Taraflar Arasındaki Sözleşmenin TTK.520. Maddesindeki Şekil Şartlarına Uymaması Nedeniyle Geçersiz Olması - Davacının Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre Verdiklerini Geri İsteyebileceği )

• SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLANAN ALACAĞIN TAHSİLİ TALEBİ ( Limited Şirket Hisse Devir Vaadi Sözleşmesi - Sözleşmenin TTK.520. Maddesindeki Şekil Şartlarına Uymaması Nedeniyle Geçersiz Olması/Davacının Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre Verdiklerini Geri İsteyebileceği )

• SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME ( Limited Şirket Hisse Devir Vaadi Sözleşmesi - Sözleşmenin TTK.520. Maddesindeki Şekil Şartlarına Uymaması Nedeniyle Geçersiz Olması/Davacının Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre Verdiklerini Geri İsteyebileceği )

6762/m.520

818/m.61


ÖZET : Dava, TTK.nun 520 nci maddesi uyarınca limited şirket hisse devir vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Son bozma ilamında, taraflar arasındaki sözleşmenin TTK.nun 520. maddesinde düzenlenen şekil şartlarına uymaması nedeniyle geçersiz olduğu ve davacı tarafın sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle BK.nun 61. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteyebileceği belirtilmiştir. O halde davacı tarafın geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davalıya intikal ettirdiği şeyler ne ise ancak bunların iadesi yönünde hüküm oluşturulması gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Denizli Asliye 3.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 23.10.2003 tarih ve 2003/639-2003/976 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ata Durak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerden Hüseyin'in diğer müvekkil şirketin dışarıdan atanan müdürü olduğunu, şirketin 1/2 payının ( 3.500.000.000.- )TL bedelle davalıya satılmasına karar verildiğini, davalının şirkete ait taşınmazların ve aracın devri karşılığında bu meblağı ödemeyi kabul ettiğini, devirler tamamlandığı halde davalının ( 500.000.000.- )TL borcu kaldığını, davalının şirketi kötü yönetmesi karşısında ikinci bir sözleşme yapıldığını ve isim hakkı şirkette kalmak kaydıyla tüm mal varlığının ( 2.630.000.000.- )TL bedelle davalıya devredileceğinin kararlaştırıldığını, şirketin maliye ve SSK borçlarını ödemeyi de davalının kabul ettiğini, tüm devirler yapıldığı halde davalının ( 375.000.000 )TL dışında ödeme yapmadığını ileri sürerek, toplam ( 3.538.731.066.- )TL.nın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taşınmazların ve aracın bedelinin ödendiğini, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiği halde pay devrinin yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz'e ait 23.01.2003 tarihli ilama dayanılarak, davacı tarafından ( 74.371.608.- )TL KDV ve ( 754.359.458.- )TL SSK prim ve vergi ödemesi yapıldığı gerekçesiyle, toplam ( 828.731.066.- )TL.nın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, TTK.nun 520 nci maddesi uyarınca limited şirket hisse devir vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Dairemiz'e ait son bozma ilamında, taraflar arasındaki sözleşmenin TTK.nun 520 nci maddesinde düzenlenen şekil şartlarına uymaması nedeniyle geçersiz olduğu ve davacı tarafın sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle BK.nun 61 nci maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteyebileceği belirtilmiştir. O halde davacı tarafın geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davalıya intikal ettirdiği şeyler ne ise ancak bunların iadesi yönünde hüküm oluşturulması düşünülmek gerekirken, mahkemece Dairemiz bozmasına yanlış anlam verilerek sanki sözleşme geçerliymiş de davacı tarafın devrettiği şeyler karşılığında davalıdan bakiye alacağı kalmış gibi hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, temyiz harcı peşin alındığından davalıdan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, istek halinde aşağıda yazılı 34.650.000.-lira harcın temyiz eden davacıya iadesine, 04.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
</H4>







T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/9479

K. 2004/3835

T. 12.4.2004

• LİMİTED ŞİRKET PAYININ DEVRİ ( Bildirilmek ve Pay Defterine Kaydedilmek Şartıyla Hüküm İfade Edeceği - Ortaklardan En Az 3/4'ünün Muvafakat Etmesi ve Esas Sermayenin 3/4'üne Sahip Olması Şartı )

• PAY DEVRİ ( Limited Şirket/Bildirilmek ve Pay Defterine Kaydedilmek Şartıyla Hüküm İfade Edeceği - Ortaklardan En Az 3/4'ünün Muvafakat Etmesi ve Esas Sermayenin 3/4'üne Sahip Olması Şartı )

6762/m. 520, 549

ÖZET : TTK.nun 520. maddesi uyarınca, Limited şirkette bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade eder. Devrin pay defterine kaydedilebilmesi için ise, ortaklardan en az 3/4'ünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayenin 3/4'üne sahip olması şarttır.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Bursa Asliye 1. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 22.01.2003 tarih ve 2001/782-2003/28 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili ile eşi davalı Birsen'in, diğer davalı şirketin ortağı olduklarını şirketin Mayıs 2000 tarihinden itibaren faaliyette bulunmadığını ve pek çok borcu olduğunu, müvekkilinin, davalı Birsen aleyhine açtığı boşanma davasının reddedildiğini ve davalının bu durumu şirketin işleyişine yansıttığını ileri sürerek, davalı şirketin feshini talep ve dava etmiştir.
Davalılar duruşmalara katılmamış ve savunmada bulunmamıştır. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının şirketteki payını 14.01.2000 tarihli noter senedi ile dava dışı Ertuğrul'a devrettiği, hisse devrinin şirket karar defterine yazılıp kabul edildiği, davadan önce tüm hissesini 3. şahsa devreden davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, TTK.nun 549. maddesine dayalı, limited şirketin feshi istemine ilişkindir.
TTK.nun 520. maddesi uyarınca, bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade eder. Devrin pay defterine kaydedilebilmesi için ise, ortaklardan en az 3/4'ünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayenin 3/4'üne sahip olması şarttır. Dosyaya sunulan, davacının payını dava dışı Ertuğrul'a devrinin kabulüne ilişkin 1.1.2000 tarihli ortaklar kurulu kararını, davalı ortak Birsen'in imzalamadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında mahkemece, TTK.nun 520. maddesinde düzenlenen devir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.04.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/3023

K. 2004/12406

T. 16.12.2004

• LİMİTED ŞİRKETTE PAY DEVRİ ( Pay Devir Sözleşmesinin Ticaret Sicili'ne Tescili Talebi - Bir Pay Devrinin Şirket Hakkında Hüküm İfade Edebilmesi İçin Şirkete Bildirilmesi Ve Pay Defterine Kaydedilmesi Gereği )

• ORTAKLAR KURULU KARARI ( Ticaret Sicili'ne Tescili Talebi - Şirket Hakkında Hüküm İfade Edebilmesi İçin Şirkete Bildirilmesi Ve Pay Defterine Kaydedilmesi Gereği )

• TİCARET SİCİLİNE TESCİL ( Limited Şirkette Pay Devrine İlişkin Ortaklar Kurulu Kararının Ve Pay Devir Sözleşmesinin Tescili Talebi - Bir Pay Devrinin Şirket Hakkında Hüküm İfade Edebilmesi İçin Şirkete Bildirilmesi Ve Pay Defterine Kaydedilmesi Gereği )

6762/m.520/1-5


ÖZET : Dava, limited şirkette pay devrine ilişkin ortaklar kurulu kararının ve pay devir sözleşmesinin Ticaret Sicili'ne tescili talebine ilişkindir.
Bir pay devrinin, şirket hakkında hüküm ifade edebilmesi için, şirkete bildirilmesi ve pay defterine kaydedilmesi gerekir. Somut olayda, noterde düzenlenmiş pay devir sözleşmesi ve pay devrine diğer ortağın muvafakatine ilişkin ortaklar kurulu kararı bulunduğuna göre, davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İ. Asliye 8. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 04.11.2003 tarih ve 2001/711 - 2003/1615 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı ve dahili davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalılardan M. İnşaat Gıda San. Tic. Ltd. Şti.'ndeki hissesini 10.03.1999 tarihli hisse devir sözleşmesi ile diğer davalıya devrettiğini, aynı günlü şirket ortaklarınca anılan devre, devrin pay defterine işlenmesine ve davalılardan Ömer'in şirket müdürlüğüne seçilmesine ilişkin karar alındığını, bu devrin tescil edilmeyerek, davalı Ömer'in diğer ortağın imzasını taklit ederek davalı şirketi her konuda yetkili olduğuna ilişkin karar aldığını, daha sonra 19.07.1999 tarihli devir sözleşmesi ile davalı şirketi dava dışı şahsa devrettiğini ileri sürerek, asıl şirket kararının ve hisse devir sözleşmesinin tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Ömer vekili, müvekkilinin yasal olarak diğer davalı şirketin ortağı olmadığını, husumet sıfatının bulunmadığını, okuma-yazması olmadığından iddiaya konu şirket kararının ve satış sözleşmesinin tescilinin istenmesinin yasal dayanağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı şirket ve dahili davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar doğrultusunda, davalı şirketin iki ortaklı olduğu, davacının şirket hissesinin devrine, dahili davalı diğer ortağın muvafakatinin sağlanmadığı, devrin 15.12.1998 tarihinde gerçekleştiği belirtilmesine rağmen devir senedinin 10.03.1999 tarihli olup gerçeği yansıtmadığı, devir işlemlerinin usulsüz olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve dahili davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dahili davalı vekilinin 08.03.2004 havale tarihli katılma yoluyla temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedilmediği ve temyiz harcının da yatırılmadığı, bu durumda dahili davalı vekilinin süresinde usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşıldığından bu vekilinin temyiz isteminin HUMK'nın 432/4. maddesi uyarınca süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacının temyizine gelince: Dava, limited şirkette pay devrine ilişkin ortaklar kurulu kararının ve pay devir sözleşmesinin Ticaret Sicili'nce tescili istemine ilişkindir.
TTK'nın 520/1. maddesinde, "Bir pay devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek suretiyle hüküm ifade eder." şeklinde bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddenin diğer fıkralarında belirtilen usul ve esaslara uyulmak kaydıyla gerçekleştirilen pay devrini şirket tanımaya yaklaşmıyorsa, bunun dava ile sağlanması olanaklı olmalıdır.
Somut olayda davacı, TTK'nın 520/son maddesine uygun şekilde noterde düzenlenen 10.03.1999 tarihli pay devir sözleşmesini ibraz etmiş olup davalı taraf, şirket ana sözleşmesine göre, pay devrine engel bir hal olduğunu da savunmamışlardır. Anılan maddenin ikinci fıkrasına göre ise, devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için, ortaklardan en az dörtte üçünün devire muvafakat etmesi ve bunların esas sermayenin en az dörtte üçüne sahip olması şart olup davacı taraf bu hususun da yerine getirildiğini ileri sürerek, pay devrine muvafakat niteliğindeki davacının dahi imzasını taşıyan 06.07.1999 tarihli ortaklar kurulu kararını yine, davacının dahili davalı Ayşe vekili sıfatıyla imzaladığı devralan Ömer'in şirket müdürlüğüne seçildiği ortakların imzasını taşıyan, şirketin temsil ve ilzamı ile ilgili 10.03.1999 tarihli ortaklar kurulu kararını ibraz etmiş, davalı taraf ise, bu belgelerin sahteliği veya geçersizliği hususunda bir itirazı olmamıştır. Kaldı ki, davalı limited şirketin iki ortağından biri olan dahili davalı Ayşe, pay devrine muvafakat ettiğini temyiz dilekçesinde kabul etmiş, yargılama sırasında bunun aksi dahi savunulmamıştır.
Öte yandan, davalılardan devralan Ömer'in yazılı savunmasına rağmen, sahte olduğu iddia edilen 16.07.1999 tarihli ortaklar kurulu kararı dayanak yapılarak, davalı limited şirketin sahibi bulunduğu makineleri 19.07.1999 tarihli noter sözleşmesi ile dava dışı Mustafa'ya devrettiği noter devir sözleşmesinden anlaşıldığı gibi, bu husus dosya kapsamı ile de sabittir.
Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi, 'Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz' hükmünü içermektedir. Bu hükümden hareketle, sırf bir takım yükümlülüklerden kaçınmak amacına yönelik olan, davalı Ömer'in bu davranışını Kanun'un himaye etmeyeceği kuşkusuzdur.
Bu durumda, mahkemece, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, yazılı şekilde yapılmış ve noterde düzenlenmiş pay devir sözleşmesi ve pay devrine diğer ortağın muvafakatine ilişkin ortaklar kurulu kararı bulunduğuna göre, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uymayan yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenle, dahili davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 8.300.000.- lira temyiz ilam harcının temyiz eden dahili davalıdan alınmasına, 16.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.