Mesajı Okuyun
Old 06-04-2006, 13:08   #2
terazinin kefesi

 
Varsayılan

Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkin
bulunmaktadır.BK. madde 62`ye göre istirdat, ancak borçlu bulunulmayan bir şeyin iradi olarak tediyesi halinde hataya tabi tutulmuştur. İfanın borcun mevcut olmadığını bilerek (yani hata söz konusu olmadan) yapılmış olmasına rağmen iade isteminde bulunabilecek bir durum, ifanın serbest irade ile yapılmaması,diğer bir anlatım ile baskı altında yapılmış olmasıdır. Zira, iradi olmayan bir tediye, edada bulunan kimse edada bulunduğu zaman borcun mevcut olmadığını bilmekte bulunmuş olsa bile istirdat edilebilir.
Siz, mevcut olmayan borcun ifası amacı ile tediyede bulunmuş değilsiniz.
Tam tersine tediyede bulunmadığınız takdirde ileride kendisini Kat Mülkiyeti Yasası'na göre aylık % 10 gecikme zammı ve cezası,faizi vs açılarından zor durumda bırakabileceği kuşkusu içerisinde ve kat malikleri kurulu ile tapu dairesine güvenerek ödemede bulunmuştur. O haldeyapılan tediyenin iradi olduğundan sözedilemez.Şu hususa da değinmekte yarar vardır. Uyuşmazlık konusu olayda bir sözleşme ilişkisi dolayısıyla kurulan temaslar sırasında nedensiz zenginleşme olgusu ortaya çıkabilir. Örneğin bir borcun ifası sırasında
bunun çerçevesini aşan kazandırmalar böyledir ve bunun sözleşmeden doğan bir hak veya borçla asla ilgisi yoktur. O halde davanın hukuksal temelini oluşturan vaki kazandırmanın nedensiz zenginleşmeye konu olabileceğini düşünmekteyim.

BK. mad. 66`ya göre iade alacaklısının geri alma hakkının varlığını
öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve herhalde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren
10 yıl sonra nedensiz zenginleşmeden doğan iade istemi zamanaşımına uğrar.
Bir yıllık sürenin başlaması için, iade alacaklısının kendisi aleyhine zenginleşen
kişiyi ve zenginleşmenin kapsamını (nedensiz olarak uğranılan malvarlığı
azalmasını) bilmesi aranmalıdır. Zira, kat maliklerinin zenginleşmesinin,sizin
hukuk alanınızın ihlali sonunda elde edildiği bilinmeden dava açılamaz.