Mesajı Okuyun
Old 04-05-2007, 11:15   #6
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Mahçup

ben konuya daha farklı bir açıdan bakmak istiyorum.Uygulamada Anasözleşmeye dediğiniz gibi Maksimum pay şartı konulmasına rastlamadım. Bu husus yasaya aykırı olabilir. Mülkyet hakkının kullanılmasının kısıtlanması anlamında bence.

Yönetim kurulu kararları aleyhine iptal davası açılamayacağı kesin. Zira genel kurulda verilen yetkiye isitinaden alınan yönetim kurulu karaları hariç(Yönetim Kurulu Üyeleri arasındaki işbölümü ve yetkilendirme gibi) genelde Yönetim Kurulu kararları hakkında iptal davası açılamaz. İlk genel kurulda görüşülmüşse ve muhalefet şerhi genel kurul tutanağına geçirilmişse genel kurul kararına karşı dava açılabilir. Toplantı, karar yetersayıları gibi usulü işlemlerin yerine getirilmemesi Genel Kurul Toplantısının kendisinin iptali sonucunu doğurur. Öncelikle bu ayırımı yapmak lazım.

Bence yönetim kurulu tarafından alınan tüm kararlar muhalefet gurubu tarafından ilk genel kurulda gündeme getirilebilir. Yetkide boşluk olduğu görüşündeyim.

konuyla ilgili birkaç karar gönderiyorum. Önerim Olağanüstü genel kurul yapılması. Bu arada da yönetim kurulunun şirketle ilgili önemli karar almaması.

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas : 2003/641
Karar : 2003/6044
Tarih : 09.06.2003

KARAR METNİ :
Taraflar arasında görülen davada Beyoğlu Asliye 1.Ticaret Mahkemesi´nce verilen 07.11.2002 gün ve 2001/199-2002/538 s. kararın Yargıtay´ca tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve bütün belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı anonim şirketin 25.500.000.000 TL değerinde hisseye sahip ortağı olduğunu, sahte imzalarla davacı hisselerinden 25.000 adedinin Halil Ulver´e, 499 adedinin de Gülseren´e satılmış gibi gösterildiğini, sahte hisse devirleri esas alınarak 22.07.1999 gününde genel kurulun TTK.nun 370. maddesi uyarınca toplandığını ileri sürerek, sahte ve geçersiz hisse devirlerinin iptaline, genel kurulda alınan kararların iptaline, şirkete kayyum tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 22.07.1999 günlü genel kurulun hükümet komiserinin iştiraki ile toplandığını, tek başına imzaya yetkili yönetim kurulu başkanı olan davacının daveti üzerine 22.07.1999 günlü genel kurulun yapıldığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, yoklukla malul olduğu iddia edilen 22.07.1999 günlü genel kurul toplantısına davacının (1) pay ile katıldığının hazirun cetveli ve genel kurul tutanağında belirtildiği ve bu payın genel kurul toplantısından sonra davacı tarafından devredildiğine ait kanıt bulunmadığı, TTK.nun 370. maddesindeki şartların gerçekleştiğinin kabul edilebilmesi için davacının toplantıda hazır olması gerektiği, oysa davacıya izafe edilen hazirun cetvelindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, TTK.nun 370. maddesinde yazılı şartlar yerine getirilmeden yapılan genel kurulun yoklukla malul olduğu, bir kısım pay devirlerinin sahte olduğu iddiasının ise payı devralan kişilere karşı dava açılması gerektiği sonucuna varılarak, davalı şirketin 22.07.1999 günlü genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olması sebebiyle iptal edilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan sebeplerden dolayı, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.920.000 TL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09.06.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : Corpus








ANONİM ORTAKLARIN YÖNETİM KURULU KARARLARINA KARŞI KURAL OLARAK İPTAL DAVASI AÇILAMAZ. ANCAK, BAZI DURUMLAR VE ÖZELLİKLE PAY SAHİPLERİNİN KİŞİSEL HAKLARINI İHLAL EDEN YÖNETİM KURULU KARARLARI HAKKINDA İPTAL DAVASI AÇILABİLİR.YASALARA AYKIRI BATIL OLAN BİR YÖNETİM KURULU KARARI İÇİN GENEL KURULA BAŞVURULMADAN DAVA AÇILIR. (11.H.D. 1988/3414-1989/260 – 26.01.1989)

YÖNETİM KURULUNUN GENEL KURULU TOPLANTIYA ÇAĞIRMASININ USULÜNE UYGUN YAPILMADIĞI İDDİASI, TTK.'NUN 381/1. MADDESİ GEREĞİNCE, BU ÇAĞRI ÜZERİNE TOPLANAN GENEL KURULDA ALINAN KARARLARIN İPTALİNİ İSTEME HAKKINI VERİR; ANCAK,YÖNETİM KURULU KARARININ İPTALİ İSTENEMEZ.(11.HD. 1986/8062-1987/175 23.01.1987)


GENEL KURUL TOPLANTISINA ÇAĞRININ USULSÜZ OLMASININ DAVA AÇMA YÖNÜNDEN DAVACIYA BİR HAK VERDİĞİ KABUL EDİLMEKTE İSE DE, BU HUSUS GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ İÇİN YETERLİ OLMAYIP, AYRICA ALINAN KARARLARIN KANUN, ANASÖZLEŞME YA DA İYİNİYET KURALINA AYKIRI OLMALARI GEREKİR. (11.H.D. 597/7050 – 04.11.1993)
ANONİM ŞİRKET GENEL KURULUNA KATILAN BİR ORTAĞIN, KURULDA ALINAN BİR KARARA KARŞI İPTAL DAVASI AÇABİLMESİ İÇİN KARARA MUHALİF KALIP, BU DURUMU TUTANAĞA GEÇİRMESİ GEREKİR. (11.H.D. 5873/6577 – 24.11.1987)
TOPLANTIDA HAZIR BULUNUP DA, KARARA MUHALİF KALARAK KEYFİYETİ ZAPTA GEÇİRTMEYEN PAY SAHİPLERİ, ANONİM ŞİRKET GENEL KURULU KARARININ İPTALİNİ TALEP EDEMEZLER. (11.H.D. 2702/3783 – 25.04.1995)

Genel Kurul Kararlarının Yokluğu, Hükümsüzlüğü ve İptal Edilebilirliği:
Bir işlemin kurucu unsurlarının bulunmadığı bir durumda o hukuki işlemin hükümsüzlüğünden değil, yokluğundan söz edilir. (Pay sahibi olmayan kimselerin verdikleri karara Anonim Şirket Genel Kurulunun kararı denilemez. Burada genel kurul tarafından verilmiş bir kararın hükümsüzlüğünden değil, genel kurulun bir kararının olmaması söz konusudur. Genel kurul kararlarının konu bakımından B.K. 19 ve 20. maddede yazılı hükümsüzlük kapsamına girmeleri halinde karar yok olmakla beraber hükümsüzdür yani doğmuştur.)
Hükümsüz olan bir hukuki işlem yoklukta olduğu gibi geçersizdir. Ancak böyle bir işleme hukuken yok denemez, çünkü yok olan hukuki işlemler hukuken hiçbir anlam taşımadıkları halde hukuki işlemlerin bir başka alanda geçerliliği söz konusu olabilir. Hükümsüzlük kısmi de olabilir. Bir hukuki işlemin daha başlangıçta hükümsüz olması halinde Başlangıçtaki Hükümsüzlük bir hukuki işlemin geçerli bir biçimde doğduktan sonra kanunda yazılı belirli bir sebep ileri sürülerek iptalinin istenilmesi sonucu hükümsüzlüğüne karar verilebilir olması halinde ise İptal Edilebilirlilik söz konusudur. İptal hükmünün verilip kesinleşmesi sonucu ortaya çıkan durumda bir hükümsüzlüktür ama başlangıçtaki hükümsüzlük değildir. Ayrıca iptal edilebilirlikte iptal davası yoluna gidip gitmeme konusunda bir seçim hakkı söz konusudur. Dava sonunda hükmün iptal doğrultusunda olup olmayacağı da hükmün kesinleşeceği ana kadar belli değildir. (Genel kurul kararının daha başlangıçta hükümsüz olması kendiliğindendir, oysa iptal edilebilir bir genel kurul kararının hükümsüz hale gelmesi, ancak 3 aylık bir hak düşürücü süre içinde açılmış bir iptal davasında iptale ilişkin mahkeme hükmünün verilmesi ve bu hükmün kesinleşmesi ile mümkündür.

DAVA, ŞİRKET GENEL KURUL KARARININ İPTALİ İSTEMİYLE AÇILMIŞTIR. HER ŞEYDEN ÖNCE DAVACININ BÖYLE BİR DAVAYI AÇABİLMESİ İÇİN ŞİRKET ORTAĞI OLMASI GEREKİR. (11.H.D. 1318/3070 – 01.05.1997)

ANONİM ŞİRKET GENEL KURULUNA KATILAN BİR ORTAĞIN, KURULDA ALINAN BİR KARARA KARŞI İPTAL DAVASI AÇABİLMESİ İÇİN KARARA MUHALİF KALIP, BU DURUMU TUTANAĞA GEÇİRMESİ GEREKİR. (11.H.D. 5873/6577 – 24.11.1987)

GENEL KURUL KARARLARININ YASANIN EMREDİCİ KURALLARINA, AHLAK VE ADABA AYKIRI OLMAMASI GEREKİR. AKSİ HALDE, BAŞTAN BERİ GEÇERSİZ SAYILIRLAR. HERKES TTK'NUN 381. MADDESİNDEKİ KOŞUL VE SÜREYE BAĞLI OLMAKSIZIN GEÇERSİZLİĞİN SAPTANMASINI İSTEYEBİLİR. ANCAK KARAR YASANIN YORUMLAYICI KURALLARINA AYKIRIYSA, İPTAL EDİLİNCEYE KADAR SONUÇLARINI DOĞURUR. (11.H.D. 3158/3661 – 06.07.1978)





Yasada anonim şirketlerde yetki boşluğu olması halinde iki yönetim kurulu üyesinin imzası ile

Y