Mesajı Okuyun
Old 09-02-2010, 18:03   #5
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/1834
K. 2005/3334
T. 28.4.2005
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Dava Konusu Edilen Taşınmaz Öncesi İtibariyle Davaya Dahil Edilen Köy Tüzel Kişiliğinin Mer'ası Olduğu Belirlenmiş Bulunduğuna Göre Davanın Reddi Gereği )
• KÖY TÜZEL KİŞİLİĞİ ( Dava Konusu Edilen Taşınmaz Öncesi İtibariyle Davaya Dahil Edilen Köy Tüzel Kişiliğinin Mer'ası Olduğu Belirlenmiş Bulunduğuna Göre Davanın Reddi Gereği - Tapu İptali ve Tescil )
• MER’A ( Dava Konusu Edilen Taşınmaz Öncesi İtibariyle Davaya Dahil Edilen Köy Tüzel Kişiliğinin Mer'ası Olduğu Belirlenmiş Bulunduğuna Göre Davanın Reddi Gereği - Tapu İptali ve Tescil )
3402/m.16
ÖZET : Dava tapu iptali ve tescil talebidir. Toplanan deliller ve dosya içeriğine, Toprak Komisyonunca yapılan belirtme ve yerel bilirkişi tanık sözlerine göre; dava konusu edilen taşınmaz öncesi itibariyle davaya dahil edilen Aşkale Köyü Tüzel Kişiliğinin mer'ası olduğu belirlenmiş bulunduğuna göre davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.

DAVA : İsmail Alagöz ile Hazine, Yusuf Aksoy ve İsa Alagöz, dahili davalı Aşkale Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptal ve tescil davasının reddine dair Ağrı Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 28.05.2002 gün ve 144/254 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, vekil edeni adına tespit ve tescil edilen 495, 496 ve 633 parsellerle bir bütün olan taşınmazın 66250 m2'lik bölümünün eksik yazıldığını belirterek bu yere ait tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Davalı gerçek kişiler ile davaya dahil edilen köy tüzel kişiliği temsilcisi, yargılama oturumlarına katılmamıştır.

Mahkemece, davalı gerçek kişiler hakkındaki davanın feragat nedeniyle, Hazine, köy ve Yusuf Aksoy hakkındaki davanın esastan reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dilekçesinde dava konusu taşınmazın vekil edeni adına 26.05.1965 gün 113 ve 115 sıra numaralarıyla tapuda kayıtlı olduğunu bildirmiş, dilekçenin son bölümünde de bu yerleri kayıt maliklerinden haricen satın aldığını bildirmiş, keşif yerinde dava konusu yerin 1159 parsel kapsamında kaldığını açıklamıştır. 1159 parselin geri çevirme yazısı üzerine getirtilen kadastro tutanağına göre, orta malı mer'a olarak sınırlandırılan bir yerdir. Toplanan deliller ve dosya içeriğine, Toprak Komisyonunca yapılan belirtme ve yerel bilirkişi tanık sözlerine göre; dava konusu edilen taşınmaz öncesi itibariyle davaya dahil edilen Aşkale Köyü Tüzel Kişiliğinin mer'ası olduğu belirlenmiş bulunduğuna göre davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 7,53 YTL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3,67 YTL'nın temyiz edenden alınmasına, 28.04.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/4145
K. 2003/4495
T. 16.6.2003
• ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Davacının da Taşınmaz Üzerinde Zilyed Bulunduğu Belirlendiğine Göre Davalı Köy Tüzel Kişiliğinin Elatmasının Önlenilmesine Karar Verilmesinde Herhangi Bir İsabetsizlik Görülmediği )
• KÖY TÜZEL KİŞİLİĞİ ( Elatmanın Önlenmesi - Davacının da Taşınmaz Üzerinde Zilyed Bulunduğu Belirlendiğine Göre Davalı Köy Tüzel Kişiliğinin Elatmasının Önlenilmesine Karar Verilmesinde Herhangi Bir İsabetsizlik Görülmediği )
• ZİLYETLİK ( Elatmanın Önlenmesi - Davacının da Taşınmaz Üzerinde Zilyed Bulunduğu Belirlendiğine Göre Davalı Köy Tüzel Kişiliğinin Elatmasının Önlenilmesine Karar Verilmesinde Herhangi Bir İsabetsizlik Görülmediği )
• KÖY BOŞLUKLARI ( Mülkiyeti Hazineye Ait Olup Koşulları Oluştuğu Takdirde Böyle Bir Yer Kazanılabileceği )
4721/m.683,982
ÖZET : Davacının da taşınmaz üzerinde zilyed bulunduğu belirlendiğine göre, davalı köy tüzel kişiliğinin elatmasının önlenilmesine karar verilmesinde de herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.

DAVA : Mustafa ile Hazine, Orman İşletme Müdürlüğü ve Ç Köyü Muhtarlığı aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair A Sulh Hukuk Hâkimliğinden verilen 23.12.2002 gün ve 188-249 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Hazine vekili ile Ç Köyü Muhtarlığı tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili,dava konusu taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline ve davalı köy tüzel kişiliğinin elatmasının önlenilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı Köy Temsilcisi, Hazine ve Orman İdaresi vekilleri davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.

Mahkemece tescil isteğinin reddine, dava konusu taşınmaza davalı Ç Köyü Tüzel Kişiliğinin elatmasının önlenilmesine karar verilmesi üzerine; hükmün elatmaya ilişkin bölümü, davalı Köy Temsilcisi ile Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Kadastro Müdürlüğünün 17.12.2002 günlü karşılık yazısında, dava konusu taşınmaz 12.1.1993 tarihinde boşluk olarak tespit dışı bırakılan bir yerdir. Mahkemece, taşınmazın tespit dışı bırakıldığı tarihten, dava tarihine kadar kazanmayı sağlayan 20 yıllık süre ve koşullarının geçmemesi nedeniyle tescil isteğinin reddine, davacının bu yer üzerinde dükkan yapmak suretiyle zilyedliğini sürdürdüğü gerekçesiyle davalı Köy Tüzel Kişiliğinin elatmasının önlenilmesine karar verilmiştir. Köy boşluklarının mülkiyeti Hazineye ait olup, koşulları oluştuğu takdirde böyle bir yer kazanılabilir. Bundan ayrı; böyle bir yer üzerindeki eylemli durumda TMK.nun 982 ve devamı maddeleri koşulları mevcut olduğu taktirde korunabilir. Davacının bu yere zilyet olduğu kanıtlanmıştır. Somut olayda, Hazinenin elatmanın önlenilmesi istenilmediğine göre Hazinenin hükmün bu bölümünü temyiz etmeye yetkisi bulunmamaktadır. Davacının da taşınmaz üzerinde zilyed bulunduğu belirlendiğine göre, davalı köy tüzel kişiliğinin elatmasının önlenilmesine karar verilmesinde de herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.

SONUÇ : Davalı Hazine vekilinin hükmü temyize yetkisi olmaması, davalı köy temsilcisinin de temyiz itirazlarının yerinde bulunmaması nedeniyle tüm temyiz itirazlarının reddine , hükmün elatmanın önlenilmesine ilişkin bölümünün ONANMASINA ve 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına ve aşağıda dökümü yazılı Ç Köyü Muhtarlığına ait 7.880.000.- lira peşin harcın onama harcına mahsubuna, 16.06.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/11453
K. 2006/14574
T. 9.11.2006
• KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ ( Meraların Mülkiyeti Hazineye Kullanma Hakkı Köy Tüzelkişiliğine Ait Olduğu - Mera Olarak Tespit Edilen Yerlerde Köy Tüzelkişiliği Yanında Hazinenin de Yasal Hasım Olduğu )
• MERALARIN MÜLKİYETİ ( Hazineye Ait Olup Kullanma Hakkı Köy Tüzelkişiliğine Ait Olduğu - Mera Olarak Tespit Edilen Yerlerde Köy Tüzelkişiliği Yanında Hazinenin de Yasal Hasım Olduğu )
• HUSUMET ( Meraların Mülkiyeti Hazineye Kullanma Hakkı Köy Tüzelkişiliğine Ait Olduğu/Mera Olarak Tespit Edilen Yerlerde Köy Tüzelkişiliği Yanında Hazinenin de Yasal Hasım Olduğu - Kadastro Tespitine İtiraz )
• KÖY TÜZEL KİŞİLİĞİ / HAZİNE ( Meraların Mülkiyeti Hazineye Kullanma Hakkı Köy Tüzelkişiliğine Ait Olduğu/Mera Olarak Tespit Edilen Yerlerde Köy Tüzelkişiliği Yanında Hazinenin de Yasal Hasım Olduğu - Kadastro Tespitine İtiraz )
1086/m.38
ÖZET : Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Meraların mülkiyeti Hazineye, kullanma hakkı köy tüzelkişiliğine ait olduğuna ve mera olarak tespit edilen yerlerde köy tüzelkişiliği yanında Hazine de yasal hasım olduğuna göre, dava sırasında Hazinenin davaya dahil edilmesi taraf değiştirme değil, husumetin yaygınlaştırılmasıdır. O halde; mahkemece davanın esasına girilmesi gerekirken pasif husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Kadastro sırasında Yenikaraağaç Köyü 101 ada 275, 280, 281, 273, 274 ve 275 parsel sayılı taşınmazlar, mera olarak sınırlandırılmıştır.

Davacı, orman olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, Hazineye husumet yöneltilmemiş olması nedeniyle davanın pasif husumet yönünden reddine, tespit gibi tescile karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.

Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.

Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.

Orman Yönetimi dava açarken Y... Köyü tüzelkişiliğini hasım göstermiş, yargılama sırasında ise Hazine davaya dahil edilmiştir. Meraların mülkiyeti Hazineye, kullanma hakkı köy tüzelkişiliğine ait olduğuna ve mera olarak tespit edilen yerlerde köy tüzelkişiliği yanında Hazine de yasal hasım olduğuna göre, dava sırasında Hazinenin davaya dahil edilmesi taraf değiştirme değil, husumetin yaygınlaştırılmasıdır.

O halde; mahkemece davanın esasına girilmesi gerekirken pasif husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 09.11.2006 günü oybirliği ile karar verildi.

T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/2852
K. 2006/4170
T. 10.4.2006
• MER'A ( Hayvanların Otlatılması ve Otundan Yararlanılması İçin Tahsis Edilen veya Kadimden Beri Bu Amaçla Kullanılan Yerler Olduğu )
• MER'A YAYLAK VEYA KIŞLAKLARIN KULLANMA HAKKI ( Bir veya Birden Çok Köy veya Belediyeye Ait Olabileceği - Taraf Köylere Mer'a Tahsisi Yapılmadığının Sabit Olduğu/Mer'a Parseline Davalı Köyün Müşterek Kullanmaya Elatmasının Önlenmesi Gerektiği )
• ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Taraf Köylere Mer'a Tahsisi Yapılmadığının Sabit Olduğu - Mer'a Parseline Davalı Köyün Müşterek Kullanmaya Elatmasının Önlenmesi Gerektiği )
• KÖYÜN MÜŞTEREK KULLANMAYA ELATMASI ( Mer'a Parseline Davalı Köyün Müşterek Kullanmaya Elatmasının Önlenmesi Gerektiği - Taraf Köylere Mer'a Tahsisi Yapılmadığının Sabit Olduğu )
4342/m.3
ÖZET : 4342 sayılı Mera Kananunun 3. maddesindeki tanıma göre `mer'a hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir.` Mer'a yaylak veya kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabilir. Somut olayda taraf köylere mer'a tahsisi yapılmadığı sabittir. Yerel bilirkişi ve tanıklar ise çekişme konusu meradan öteden beri davacı ve davalı köyün müştereken yararlandıklarını bildirdiği gibi mahkemenin kabulünde bu doğrultudadır. O nedenle mahkemece 315 mer'a parseline davalı köyün müşterek kullanmaya elatmasının önlenmesine karar vermesi gerekir.

DAVA : Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.11.2004 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.5.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dava 700.000 m2 yüzölçümündeki mera olarak sınırlandırılan 315 parsele vaki elatmanın önlenmesi istemi ile açılmıştır. Mahkemece dava kabul edilerek `Davalı köy tarafından davacı köy mer'a sınırına yapılan tecavüzün menine` biçiminde hüküm kurulmuş kararı davalı temyiz etmiştir.

4342 sayılı Mera Kananunun 3. maddesindeki tanıma göre `mer'a hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir.` Mer'a yaylak veya kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabilir. Somut olayda taraf köylere mer'a tahsisi yapılmadığı sabittir. Yerel bilirkişi ve tanıklar ise çekişme konusu meradan öteden beri davacı ve davalı köyün müştereken yararlandıklarını bildirdiği gibi mahkemenin kabulünde bu doğrultudadır. O nedenle mahkemece 315 mer'a parseline davalı köyün müşterek kullanmaya elatmasının önlenmesine karar vermesi gerekirken infazı mümkün olmayacak şekilde `davalı köy tarafından davacı köy mer'a sınırına yapılan tecavüzün men'ine` şeklinde hüküm kurulması doğru olmamış kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.04.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Yargıtay kararları işinize oldukça yarayacaktır.
Köy idari sınırının tespitinden kasıt şudur. İlçe ya da il özel idarelerinde bağlı köylerin sınırlarını gösteren haritalar ve kayıtlar mevcuttur. Bu kayıtları ve haritaları araştırmanızı, eğer bu kayıtlara göre söz konusu mera müvekkiliniz köy sınırları içinde kalıyorsa, bu kayıtları delil olarak göstererek, sulh hukuk mahkemesinde köy idari sınırının tespiti davası açabilirsiniz. Buna ilişkin Yargıtay kararını da aşağıda sunuyorum.
T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/2366
K. 2002/2677
T. 8.4.2002
• SINIRIN GEÇTİĞİ YERİN ARAZİDE BELİRLENMESİ ( Görevli Yargı Yolu-Köyler Arasındaki Sınır )
• GÖREVLİ YARGI YOLU ( Köyler Arasındaki Sınırın Tespiti ve Elatmanın Önlenmesi )
• KÖYLER ARASINDAKİ SINIRIN TESPİTİ VE ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Görevli Yargı Yolu )
4721/m.683
743/m.618
ÖZET : İdarece önceden belirlenen sınırın nereden geçtiğinin arazide belirlenmesi ve elatmanın önlenmesi istendiğinden görevli mahkeme Adliye Mahkemesidir.

DAVA : Davacı temsilcisi tarafından, davalı aleyhine 17.9.2001 gününde verilen dilekçe ile sınır tespiti ve müdahalenin meni istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 14.2.2002 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı köy temsilcisi, taraflara ait köy sınırlarının 1951 yılında İl İdare Kurulu Kararı ile belirlendiğini sonradan iki köyü ayıran Sarıkaya sınırında uyuşmazlık doğduğunu, davalı köyün başka bir yeri Sarıkaya olarak adlandırmak suretiyle kendi sınırları içinde kalan alana müdahalede bulunduğunu ileri sürerek sınırın nereden geçtiğinin tespiti ve elatmanın önlenmesini istemiştir.

Davalı vekili, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, İl İdare Kurulunun harita üzerinde sınırları belirlediğini, davacı köyün o bölgede bulunan ormanlık alanı sınırları içine alma isteğiyle sınırları genişletmek istediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme, daha önce aynı köyler arasında aynı uyuşmazlıkla ilgili olarak İl İdare Kurulu kararı ile köy sınırlarının tespit edildiği, bu durumda izlenecek yolun İl İdare Kurulunca verilen karara karşı itirazların İdare Mahkemesince çözümlenmesi gerektiğinden dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Erzurum İdare Mahkemesi olduğunun tespitine karar vermiştir.

Davacı köy, Adli Yargı yerinde davanın görülmesi gerektiğini ileri sürerek hükmü bu nedenle temyize getirmiştir.

Davacı köy, ormanında çalışma bölgesinin tespitinde yararlı olacağı düşüncesi ile davalı köy ile arasındaki sınırın nereden geçtiğinin tespitini ve davalı köyün kendi sınırı içersinde kalan alana elatmasının önlenmesini istemiştir. İdarece önceden belirlenen sınırın nereden geçtiğinin arazide belirlenmesi ve elatmanın önlenmesi istendiğine göre Adliye Mahkemesi görevlidir. Bu nedenle davaya bakıp, delillere göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 8.4.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.