Mesajı Okuyun
Old 29-02-2012, 10:13   #2
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Ozan Emre Biçki;

Bazı hallerde fiili durumdan faydalanıp, karşı tarafı dava açmak zorunda bırakmak en iyisidir.

D taşınmazı Noterde E'ye satmış olduğuna göre herhangi bir dava açmanız halinde E, iyi niyetli 3. kişi olduğu savunması yapacak ve siz onun kötü niyetini ispatta zorlanacaksınız. (Tabi tapu E üzerine tescil edildikten sonra açılacak bir davadan bahs ediyorum)Ancak tapu hala B üzerine olduğuna göre E, tapudaki kayda güvendim diyemeyecek ise de Noterdeki resmi satış evrakına güvendim de diyebilir. (Bu hususta farklı düşünenler olabilir.)

A ile C arasındaki tipik bir inançlı işlemdir. İnançlı işlem konusunda tek püf nokta her ne olursa olsun inançlı işlem sözleşmesinin yazılı olarak ispat edilmesi gerektiğidir.

Taşınmaz halen B üzerinde olduğuna göre ve B ile C, satışın A adına yapıldığını kabul ettiğine göre B tapu memuru önünde taşınmazı C şahsına devretsin. Bu halde dava açması gereken D veya duruma göre E olacaktır. (Tabi bunu B ile C kabul eder mi orası muallak)D veya E'nin B ile C'ye açacağı bir davaya A asli müdahil olup haklarını savunabilir. Bu bakımdan kazanması zor bir dava açmaktansa, karşı tarafı dava açmak zorunda bırakmak daha iyi bir yol olabilir.

Tercih hakkı A'nındır. Bu şartlarda kendisi de dava açabilir. Ancak elindeki inançlı işlem sözleşmesi SADECE TARAFLARI ARASINDA İLERİ SÜRÜLEBİLECEKTİR. İnançlı işlem sözleşmesine taraf olmayan D ve E sözleşmenin kendilerini etkilemediğini (bağlamadığını) rahatlıkla söyleyebilir. Bu şartlarda (tapu halen B üzerine iken) D ve E'ye dava açmanın bir faydası olacağı kanaatinde değilim.

Bilgilerinize.