Mesajı Okuyun
Old 24-09-2006, 12:41   #7
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/9721
K. 2003/10089
T. 30.10.2003
• KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ ( Dava Sırasındaki Sulh ve Kabul Beyanlarının Bağlayıcı Olması - Hükmün Tesbit Tarihindeki Hukuki Durum Dikkate Alınarak Hüküm Kurulacağı ve Tesbitten Sonraki İmar Uygulamasının Hüküm Kurulurken Dikkate Alınamayacağı )

• SULH FERAGAT VE KABUL BEYANLARININ BAĞLAYICI OLMASI ( Kadastro Tesbitine İtiraz Davasında Tarafların Taşınmazın Bir Kısmının Davacı Adına Tescili ve Husumetin Bu Şekilde Giderilmesi Hususunda Anlaşmaları - İmzayla Tasdik Edilen Sulh Anlaşmasının Mahkemeyi Bağlaması )

• DAVADAN FERAGAT VE KABUL BEYANLARININ MAHKEME İÇİN BAĞLAYICI OLMASI ( Kadastro Tesbitine İtiraz Davasında Tarafların Taşınmazın Bir Kısmının Davacı Adına Tescili ve Husumetin Bu Şekilde Giderilmesi Hususunda Anlaşmaları - İmzayla Tasdik Edilen Sulh Anlaşmasının Mahkemeyi Bağlaması )

• İMAR UYGULAMASININ HÜKÜM KURULURKEN DİKKATE ALINAMAMASI ( Kadastro Tesbitinden Sonraki Tarihte Yapılan - Kadastro Tesbitine İtiraz Davası )

3402/m.5,25/son,26/son

1086/m.94,95

ÖZET : Tarafların hazır bulundukları 10.11.1994 tarihli celsede davalı taraf, müdahil davacının dayandığı tapu miktarı olan ""29.237 metrekarelik"" yerin nizalı parselin kuzeyinden tefrik edilerek kendisine verilmesini imzaları tahtında kabul etmişlerdir. Müdahil Muharrem ve vekili ise davalı tarafın kabul beyanını ""aynen"" benimsediklerini ve ""tapu miktarı"" kadar yerin taşınmazın kuzey kesiminden kendilerine verilmesini kabul ederek beyanlarını imzalarıyla tasdik etmişlerdir. Karşılıklı kabulü içeren bu beyanlar taraflar yönünden bağlayıcı olup, davayı bitirir niteliktedir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 95. maddesine göre kabul ve feragat kati bir hükmün hukuki neticelerini doğurur. Bu beyan dikkate alınmadan müdahil davacıya 29.237 metrekareden fazla yer verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Bundan başka, kadastro hakimi tespit tarihindeki hukuki durumu dikkate alarak hüküm kurmak durumundadır. Tespitten sonra ve yargılama aşamasında Belediyece yapılan imar uygulaması dikkate alınarak hüküm kurulması da isabetsizdir.
DAVA : Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Yargıtay bozma ilamında özetle; ""Kadastro tespitinin 3402 sayılı Yasanın 5. maddesi hükmü uyarınca yapılmış olması karşısında tespite itiraz eden Fatma ile Ali'ye dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmek suretiyle taraf koşulunun gerçekleştirilmesi, bundan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi"" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davacılar ile müdahilin davasının kabulüne, kesinleşmiş imar planından sonra oluşan 32.985.66 metrekare miktarlı 69 ada 4 parsel ile 1083 ada, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 sayılı parsellerin ölü Muharrem, 1084 ada, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 1085 ada, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 parseller ile 1224 ada 3 sayılı parselin eşit hisselerle Arif Hikmet ve ölü Mükremin, 1086 ada, 1 ve 1224 ada, 1, 2 parsellerin D.... Belediyesi, 1080 ada, 6 parselin Şahin, 1082 ada, 5 parselin Salih, 1082 ada 6 parselin Asiye ve müşterekleri, 1089 ada, 5 ve 6 parsellerin Mehmet adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Arif Hikmet vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece müdahil davacı Muharrem'in dayandığı tapu kaydının krokisinin kapsamına değer verilerek hüküm kurulmuşsa da; tarafların hazır bulundukları 10.11.1994 tarihli celsede davalı taraf müdahil davacının dayandığı tapu miktarı olan ""29.237 metrekarelik"" yerin nizalı parselin kuzeyinden tefrik edilerek kendisine verilmesini imzaları tahtında kabul etmişlerdir. Müdahil Muharrem ve vekili ise davalı tarafın kabul beyanını ""aynen"" benimsediklerini ve ""tapu miktarı"" kadar yerin taşınmazın kuzey kesiminden kendilerine verilmesini kabul ederek beyanlarını imzalarıyla tasdik etmişlerdir. Karşılıklı kabulü içeren bu beyanlar taraflar yönünden bağlayıcı olup, davayı bitirir niteliktedir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 95. maddesine göre kabul ve feragat kati bir hükmün hukuki neticelerini doğurur. Bu beyan dikkate alınmadan müdahil davacıya 29.237 metrekareden fazla yer verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Bundan başka, kadastro hakimi tespit tarihindeki hukuki durumu dikkate alarak hüküm kurmak durumundadır. Tespitten sonra ve yargılama aşamasında Belediyece yapılan imar uygulaması dikkate alınarak hüküm kurulması da isabetsizdir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), 30.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.