Mesajı Okuyun
Old 08-11-2010, 10:31   #13
keskinbalta

 
Varsayılan

Alıntı:
FAİZ ALACAĞA DAHİL EDİLMİŞ OLARAK TAKİP YAPILMIŞ İSE FAİZİN DAHİL OLDUĞU BU TÜM ALACAĞA TAKİP TARİHİNDEN İTİBAREN FAİZ YÜRÜR.

Sayın Av. Nevzat Yağız
faizin anaparaya dahil edilip bu şekliyle asıl alacağa (toplam alacağa) takip tarihinden itibaren faiz yürütmenin faize faiz yürütmek anlamaına geldiğiyle ilgili bir çok yargıtay kararına rastladım

Alıntı:
T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/1930

K. 2005/2608

T. 27.4.2005

� TEMERRÜT ( Davacı Davalı Tarafı Takip Tarihinden Önce Temerrüde Düşürmediğinden İşlemiş Faiz Tutarının Davalıdan Tahsiline İmkan Verecek Şekilde Takibe İtirazın İptali İle Takibin Devamına Karar Verilmesinin Doğru Olmadığı )

� İTİRAZIN İPTALİ ( Davacı Davalı Tarafı Takip Tarihinden Önce Temerrüde Düşürmediğinden İşlemiş Faiz Tutarının Davalıdan Tahsiline İmkan Verecek Şekilde Takibe İtirazın İptali İle Takibin Devamına Karar Verilmesinin Doğru Olmadığı )

� FAİZ YÜRÜTÜLMESİ ( Takip Tarihinden Sonraki Dönem İçin Sadece Asıl Alacağa Faiz Yürütülmesi Gerekirken Bir Ayrım Yapılmadan Asıl Alacak ve İşlemiş Faizden Oluşan Miktara Faiz Yürütülmemesi Gerektiği )

� REESKONT FAİZİ ( İstenen Reeskont Faizinin Oranı Her Zaman Sabit Bir Oran Olmayıp Dönemlere Göre Değişiklik Arzettiği - %60 Oranını Geçmemek Kaydıyla %60 ve Değişen Oranlarda Faize Hükmedilmesi Gerektiği )

� İCRA İNKAR TAZMİNATI ( Dava Konusu Alacak Likit Olmayıp Belirlenmesi Yargılamayı ve Bilirkişi İncelemesi Yaptırılmasını Gerektirdiğinden Davacı Yararına %40 İcra İnkar Tazminatına Hükmedilemeyeceği )

818/m.101,104/son

2004/m.67

ÖZET : Davacı, davalı tarafı takip tarihinden önce temerrüde düşürmediğinden, işlemiş faiz tutarının davalıdan tahsiline imkan verecek şekilde takibe itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi doğru olmadığı gibi, takip tarihinden sonraki dönem için sadece asıl alacağa faiz yürütülmesi gerekirken, bir ayrım yapılmadan asıl alacak ve işlemiş faizden oluşan miktara faiz yürütülmek suretiyle faize faiz verilmiş olması da B.K.nun 104/son maddesine aykırıdır.
İstenen reeskont faizinin oranı her zaman sabit bir oran olmayıp dönemlere göre değişiklik arzetmektedir. Bu nedenle %60 oranını geçmemek kaydıyla %60 ve değişen oranlarda faize hükmedilmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı biçimde karar verilmesi de doğru olmamıştır. Öte yandan, dava konusu alacak likit olmayıp belirlenmesi yargılamayı ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirdiğinden davacı yararına %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi de bozma nedenidir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı alacaklı, davalı aleyhine Aydın 2.İcra Müdürlüğü'nün 2000/4434 sayılı dosyası ile giriştiği icra takibinde 954.500.000 lira asıl alacak ile ( 2.069.565.205 ) lira işlemiş faizden oluşan toplam 3.024.065.205 lira alacağın icra takip tarihinden itibaren %60 faizi ile tahsilini istemiş, mahkemece borçlunun takibe itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmiştir.
Temerrüt faizine hükmedilebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp borçlunun ayrıca ve usulen temerrüde düşürülmesi gerekir ( B.K.101.madde ) . Davacı yanca, takip tarihinden önce yöntemine uygun biçimde gönderilmiş ihtarnamenin varlığı kanıtlanmış değildir. Bu nedenle, somut olayda davacı, davalı tarafı takip tarihinden önce temerrüde düşürmediğinden, işlemiş faiz tutarı 2.069.565.205 liranın davalıdan tahsiline imkan verecek şekilde takibe itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi doğru olmadığı gibi, takip tarihinden sonraki dönem için sadece asıl alacağa faiz yürütülmesi gerekirken, bir ayrım yapılmadan asıl alacak ve işlemiş faizden oluşan miktara faiz yürütülmek suretiyle faize faiz verilmiş olması da B.K.nun 104/son maddesine aykırıdır. Diğer taraftan takip talepnamesinde %60 oranında reeskont faizi istenmiş, mahkemece "...itirazın iptaline, takibin devamına..." şeklinde hüküm kurularak alacağa %60 oranında faiz yürütülmüştür. Oysa istenen reeskont faizinin oranı her zaman sabit bir oran olmayıp dönemlere göre değişiklik arzetmektedir. Bu nedenle %60 oranını geçmemek kaydıyla %60 ve değişen oranlarda faize hükmedilmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı biçimde karar verilmesi de doğru olmamıştır. Öte yandan, dava konusu alacak likit olmayıp belirlenmesi yargılamayı ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirdiğinden davacı yararına %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi de bozma nedenidir. Ne var ki, tüm bu yanlışlakların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK.nun 438/VII.maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda 2.bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararın hüküm fıkrasının ilk paragrafının karardan çıkarılmasına ve yerine "davanın kabulü ile davalı borçlu Aydın 2.İcra Müdürlüğü'nün 2000/4434 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 954.500.000 lira asıl alacak üzerinden devamına ve bu alacağa 21.9.2000 icra takip tarihinden itibaren %60 oranını geçmemek kaydıyla, %60 ve değişen oranlarda reeskont faizi yürütülmesine, işlemiş faize yönelik itirazın iptali isteminin reddine" cümlesinin yazılmasına, yine hüküm fıkrasının 5.bendinde yazılı "asıl alacağın %40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" kelime dizelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine "yasal koşulları oluşmadığından davacının icra inkÖr tazminatı talebinin reddine" kelime dizelerinin yazılmasına ve değiştirilmiş olan hükmün HUMK.nun 438/VII.maddesi uyarınca düzeltilmiş bu biçimi ile ONANMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ise 1.bent uyarınca reddine, aşağıda yazılı bakiye 40,30 YTL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 27.04.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Alıntı:
T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1990/513

K. 1990/7738

T. 19.6.1990

� FAİZE FAİZ İSTENMESİ ( İşlemiş Faizin Alacağa Katılarak Takip Yapılması )

� İŞLEMİŞ FAİZİN ALACAĞA KATILARAK TAKİP YAPILMASI ( Faize Faiz İstenmesi )

3095/m.3

2004/m.58

ÖZET : Talepnamede toplam alacak için takip tarihinden itibaren faiz istenmektedir. Bu istek takipten önce işlemiş ve toplam alacağa katılmış faize de faiz işletilmesi isteğini içerdiğinden, istek bu yönü ile kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin 3095 sayılı Kanun`un 3. maddesine aykırıdır.
DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 16.1.1990 gününde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR: 1 - Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğine ve kararda yazılı gerekçelere göre borçlu DSİ. vekilinin, aşağıdaki bend dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - a ) Dayanak ilamda, hükmedilen alacak için "ferağ tarihinden itibaren % 30 faiz yürütülmesine" hükmedilmiştir. Dosyada, ferağ gerçekleşmiş ise hangi tarihte yapıldığını gösterir bir belge ya da bir kabul bulunmamaktadır. Borçlu vekili, 15.9.1989 tarihine kadar işlemiş faizin istenilen kadar olmadığını iddia etmektedir. Ferağ tarihi araştırılmak, ferağ yok ise ilam tarihi faize başlangıç tarihi olarak alınıp alacaklı vekilinin isteyebileceği faiz hesaplanmak ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken bu konudaki şikayetin hiç bir inceleme yapılmaksızın reddedilmesi ;
b ) Talepnamede toplam alacak için takip tarihinden itibaren faiz istenmektedir. Bu istek takipten önce işlemiş ve toplam alacağa katılmış faize de faiz işletilmesi isteğini içerdiğinden, istek bu yönü ile kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin 3095 sayılı Kanun`un 3. maddesine aykırıdır. İcra emrinin bu istekle ilgili bölümünün iptali gerekirken şikayetin bu konuda reddedilmesi, usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda 2 numaralı bendde gösterilen nedenlerle İİK`nun 366. ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.6.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.