Mesajı Okuyun
Old 04-02-2010, 16:01   #6
Av. Eyüp KATI

 
Varsayılan

öncelikle bilinçli taksir kalıbına bakmak gereklidir.
bilinçli taksir 'bir kimsenin neticesini öngörebilmesine karşın hareketini yapması sonucunda sonucun meydana gelmesi fakat failin sonucu asla istememesi' şeklinde tanımlanabilir.
bilinçli taksir normal kalıplarda tanımlanan taksir kavramından daha ağır bir olguyu doğurmaktadır. haliyle cezası daha ağır olabilmektedir.
en basitinden trafik kazalarında alkollü araç kullanma husus bilinçli taksir kavramına sokulmuştur. bu konuda her hangi bir tereddüt kalmamıştır.
bir sonraki adım ise Bilinçli takdir ile gayrimuayyen kast kavramını da tanımlamak gerekmektedir.
bu konuda ilk olarak bu kavramı ortaya atan Prof. Frank' a göre bilinçli taksir ile gayrimuayyen kast bir noktaya kadar beraber hareket etmektedir. ancak bir noktada birbirlerinden ayrılmaktadır. bilinçli taksirde fail kesin olarak sonucun meydana geleceğinden emin olduğunda fiilinden vazgeçmektedir. gayrimuayyen kast da ise fail için 'sonuç olsa da olur olmasada olur' fail sadece hedefini belirlememiştir. yani kastı belirli değildir. ancak gayrimuayyen kastı tespit etmek kolay değildir. çünkü insanın kastını tespit etmek zordur. yargıtay benzer bir konuda eski tarihlerde 'camı boyalı bir kahvehanenin taranmasına' gayrımuayyen kast vardır demiştir.
bugünlerde mahkemeler düğünlerde havaya ateş açılması sonucu ölümleri bilinçli taksiri de aşarak gayrımuayyen kast vardır diye tanımlamakta ve TCK 21/2 (öngörmesine karşın) demektedir. bu madde uyarınca 20 yıl üzerinden ceza vermektedirler. veya ''Kesilen ağacın düşerek küçük fidanları yaralayacağını bildiği faka t hangilerini yaralayacağını bilmediği durumda gayrimuayyen kast vardır.'' denebilir.