Mesajı Okuyun
Old 03-02-2007, 16:56   #4
mutlakadalet

 
Varsayılan

Ceza Genel Kurulu 2005/4,MD-118 E., 2006/9 K.
HUKUKİ SAİK VE MUHASEBE TEKNİĞİ BAKIMINDAN FARKLILIK ARZEDEN İŞLEMLERİN DEĞERLENDİRİLME
ZİNCİRLEME BİÇİMDE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK

<LI type=circle>5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 257 ] "İçtihat Metni"
Sanıklar İ…

…. Metin, H…

…. Peker ve M…

… Z…

… Alas'ın zincirleme biçimde görevi kötüye kullanmak suçundan beraatlerine ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07.07.2005 gün ve 19-32 sayılı hükmünün Yargıtay C.savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 30.09.2005 günlü tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Zonguldak Valisi olan sanık İsmet Metin'in, Zonguldak İli'nin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla, Zonguldak İl Özel İdaresinin büyük ortağı olduğu, Zonguldak Belediyesi ile Zonguldak'a bağlı 28 ilçe ve belde belediyesi, yine Zonguldak, Alaplı, Devrek ve Ereğli Ticaret ve Sanayi Odalarının da ortakları arasında yer aldığı Zonguldak İnşaat, Gıda, Tarım, Madencilik, Turizm, Enerji, Hizmet, Sanayi Ticaret Sektörleri Yatırım Teşebbüs ve Gelişim Anonim Şirketi'nin kurulmasını sağladığı, Yönetim Kurulu Başkanlığını İl Valisi'nin üstlendiği bu Şirket'in Yönetim Kurulu başkan ve üyeleri ile danışmanının ücret almaksızın görev yaptıkları, Şirket'in Zonguldak İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından yaptırılmış olan 100. Yıl Atatürk Hizmet Köyü Tesisleri'nin işletmeciliğini üstlenmesinin yanısıra Kızılay Derneği ile akdedilen anlaşmalar çerçevesinde çadır üretimi de gerçekleştirdiği, 2000 ve 2001 yıllarında hizmet üretip kâr eden Şirket'in 2001 yılında ortaya çıkan ekonomik krizden etkilendiği ve Kızılay Derneği'nin sözleşmelerden vazgeçmesi sonucu zarara girdiği, kısa vadeli borçlarını çeviremez, vergilerini ödeyemez duruma düştüğü, finansman probleminin Şirket'in halka açılması suretiyle çözülmesinin düşünüldüğü, ancak bu fikrin hayata geçirilemediği, tam bu aşamada önceden İçişleri Bakanı'nın yetkisinde bulunan "can güvenliği tehlikede olan kişilere silâh taşıma izni verme yetkisi"nin Yönetmelik değişikliği ile il valilerine devredilmesi üzerine, silah ruhsatı talebinde bulunanların istekleri halinde Zonguldak Gelişim A.Ş'ne belirli bir miktar parayı borç olarak verebilecekleri hususunun istekte bulunanlara duyurulmasını kararlaştıran sanık Vali İ…

…. Metin'in bu durumu Özel Kalem Müdürlüğü görevini vekâleten yürüten sanık M…

… Z…

… Alas'a bildirdiği, 2002 yılı Temmuz ayından sonraki birkaç aylık süre içinde başvuruda bulunan çok sayıda istek sahibinin Vilayet Özel Kalemi aracılığı ile kendilerine yapılan bu öneriye uydukları ve Zonguldak Gelişim A.Ş'nin finansman sorununun çözümüne katkıda bulunmak amacıyla anılan Şirket'e borç verdikleri, ödünç işleminin Şirket muhasebesine borç olarak kaydedildiği ve istek halinde bu bedellerin iadesinin mümkün olduğu, gönüllü olarak gerçekleştirildiği borç verenlerin beyanlarıyla saptanan bu işlemler nedeniyle başvuru sahiplerinden hiç kimsenin şikayetçi olmadığı, ayrıca can güvenliği nedeniyle silâh taşıma izni verilmesi hususunda il valisine tanınan takdir yetkisinin olumsuz kullanıldığına, başka deyişle Yönetmeliğin ruhsat verilmesini yasakladığı kişilere ruhsat verildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge de edinilemediği, dosyaya toplanan kanıtlardan anlaşılmaktadır.

Sanıklara atılı görevi kötüye kullanma suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiş olup, anılan maddede: kanunda suç olarak tanımlanan haller dışında görevinin gereklerine aykırı hareket ederek kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisinin cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Görüldüğü gibi bu suçun oluşumu, "kişilerin mağduriyeti", "kamunun zararı", "kişilere haksız kazanç sağlanması" koşullarına bağlanmıştır.

Somut olay bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;

Başvuru sahiplerinin gönüllü olarak ve bağış saikı ile gerçekleştirdikleri bu işlemler hukuki açıdan ödünç, muhasebe tekniği bakımından ise nakdî borç işlemi niteliğinde olup, iadesi istendiğinde yasal faizi ile birlikte paranın iadesinin de mümkün olması karşısında herhangi bir kişinin mağduriyeti söz konusu değildir. Ekonomik anlamda bir kamu zararı da bulunmamaktadır. Öte yandan, Zonguldak Gelişim A.Ş'nin ortaklarının büyük bölümünün kamu kurumları olması, bağışta bulunanların yakınları da dahil olmak üzere yöre sakinlerini istihdam edip geçimlerini sağlaması ve yöre gelişimine katkıda bulunması karşısında, ödünç işleminden kazanç sağlayan kişiler olmayıp kamu'dur.

Bu durum karşısında, silah ruhsatı alma isteminde bulunanların bir kısmına kamu kurumlarının ortağı olduğu Zonguldak Gelişim A.Ş'ne gönüllü borç para vermelerini önermekten ibaret eylemde görevi kötüye kullanma suçunun yukarıda açıklanan maddi öğeleri oluşmamıştır. Kaldı ki güdülen amaç gözetildiğinde, suçun manevi ögesini oluşturan "kast"ın da gerçekleşmediği açıktır.

Bu itibarla, dönemin Zonguldak Valisi sanık İ…

…. Metin, Vali Yardımcısı sanık H…

…. Peker ve Valilik Özel Kalem Müdür Vekili sanık M…

…. Z…

…. Alas'ın atılı suçtan beraatlerine ilişkin hükümlerde bir isabetsizlik bulunmadığından, Yargıtay C.savcısının temyiz itirazının reddine karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan bir kısım Kurul Üyesi ise; sanıklara yüklenen görevi kötüye kullanma suçunun oluştuğu düşüncesiyle beraat hükümlerinin bozulması yönünde oy kullanmışlardır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay C.savcısının temyiz itirazının reddine,

2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07.07.2005 gün ve 19-32 sayılı kararının ONANMASINA, 27.12.2005 günlü birinci müzakerede karar için gerekli oyçokluğunun sağlanamaması nedeniyle 31.01.2006 günü gerçekleştirilen ikinci müzakerede oyçokluğu ile tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak karar verildi.

Alıntı: UYAP