Mesajı Okuyun
Old 20-02-2007, 18:26   #1
avsoner

 
Varsayılan "BARDA" filmindeki adalet

Türk filmlerinin adetidir..Filmin sonunda bir türlü adalet yerini bulmaz..sevenler kavuşamaz...fakirler hep kaybeder...kötüler adam gibi yargılanmaz...mahkeme sahneleri hep bir ciddiyetten uzaktır...yani kapıdan birisi içeri dalıp " durun onu ben öldürdüm" demese orada mutlak gerçeğe asla ulaşamaz seyirci..."barda" filmindeki yargılama sahnelerini seyredin diye burada anlatmayacağım...zaten yönetmen kimi yargılamakta ya da birey-toplum dengesizliğinde kimden yana taraf olduğuna karar verememiş adeta kendi karanlık noktalarını da katarak kendi adalet anlayışında cezalandırmıştır karakterleri...film gerçek bir hikayeden alıntıdır ve her şey bu hikayeye sadık kalınırsa gerçektir...gerçek olayın ardından ortaya çıkan uyumsuzluk senaristin ve yönetmenin ılımlı yaklaşımında sadece tarantino sahneleri tadı bırakmıştır..gerçek olay saldırıya uğrayan gençlerin evinde gerçekleşmiştir..EV...birileri sizin yaşadığınız evinize dalıyor ve orasını kendi hakimiyet alanına alıyor...dehşet verici olan bu iken "barda" filminde olay bir barda geçiyor ve üstelik saldırıya uğrayanların bu saldırıdan kurtulma olasılıkları var...oysa gerçek olayda çocuklara bu şans verilmiyor...ve asıl ironi..gerçek olay daha daha sert daha acımasız olmasına rağmen saldırganlar hak ettikleri gibi cezalandırılmazken ( üstelik şu an serbestler)..bu ılımlı hikayede yönetmen ve senarist yine kendi adalet anlayışlarında saldırganları çok ağır cezalandırıyorlar...ama gerçek olay-film ve her ikisinin sonları arasındaki zıtlık düşüncelerde giderilemiyor...ÇÜNKÜ GERÇEK BAŞKA...iyinyetli bir film ama yine ardında evet benim devletim hukuk devletidir ve bu devlet zayıfları hukuk kurallarıyla korur mesajı yok...sorsanız bağımsız sinemanın böyle mesaj verme zorunluluğu da yok..ama amerikan sineması bütün sonları iyi ayarlar bilirsiniz...