Mesajı Okuyun
Old 26-06-2010, 14:33   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

İsteminizin aksine dair bir karar :


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

E:1996/4-388
K:1996/519
T:26.06.1996

Taraflar arasındaki #manevi tazminat# davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 7. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.4.1995 gün ve 1994/527 E # 289 K. Sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi#nin 17.10.1995 gün ve 1995/6210 # 7405 sayılı ilâmı:
( ...Dava basın yolu ile kişilik haklarına saldırıya dayalı manevi tazminat istemidir. Davacı tarafından bu yazı ile ilgili olarak şikayette bulunulmuş, davalılar hakkında 5680 sayılı Yasa#nın 16/1. maddesi delaletiyle TCK.nun 480/son maddesi gereğince neşren hakaretten Kamu davası açılmıştır. Mahkemece ceza davası sonucu beklenilmeksizin davalılar tazminatla sorumlu tutulmuşlardır.
Ceza Mahkemesi#nin kararlarındaki fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü hukuk hakimini de bağlar. Görülüyor ki, hukuk mahkemesinde görülmekte olan bu dava ile ceza mahkemesinde gorülmekte olan diğer dava arasında bağlantı vardır. Bu gibi durumlarda ceza davasının bekletici sorun yapılması uygun düser. Çünku orada verilecek bir mahkumiyet kararı hukuk hakimini baglayabilecektir. O halde ceza davasının bekletici sorun yapılmaması bozma nedenidir... ) gerekcesıyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldu:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosya daki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle uyuşmazlığın niteliğine gore kişilik haklarına saldırı teşkil ettigi savına konu edilen yazı ile ilgili olarak ilgilileri hakkında acılmıs bulunan ceza davalarının sonucunun daıma beklenilmesi kural olarak düşünülemez ise de; somut olayda iddia ve savunma çerçevesinde ileri görüşler gözetildiğinde Özel Dairenin de bozmasında işaret ettiği gibi sağlıklı çözüme ulaşılmada ceza davaları sonuçlarının beklenilmesinin uygun olacağı kuşkusuz bulunduğu cihetle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa#ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliği ile karar verildi.