Mesajı Okuyun
Old 13-05-2009, 12:34   #38
concept

 
Varsayılan

Fesih konusu aşağıda da görüleceği üzere Yargıtayca da tartışılmış. Yorumlarınıza sunuyorum.



"...Fesih kavramının hukuksal niteliği konusuna gelince: Öğretide fesih; sürekli bir borç ilişkisini ileriye etkili bir şekilde sona erdiren, bozucu yenilik doğuran bir hak olarak kabul edilmektedir. ( Prof. Dr. Fikret Eren:Borçlar Hukuku, Genel Hükümler.C:2, 5. Bası, Beta Yayınları İstanbul 1999, s: 1247-1248 ) Feshi ihbar ( feshin ihbarı, bildirilmesi ) ise, yenilik doğuran, tek taraflı ve karşı tarafa ulaşması gereken bir irade beyanıdır. ( Prof. Dr. Fahrettin Aral: Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri. 3. Baskı, Şektin Yayınları, Ankara 2000, s: 280; Prof. Dr. Haluk Tandoğan: Borçlar Hukuku, Özel Borç Münasebetleri. C:l, Başnur Matbaası, Ankara 1969, s: 393. Bazı hallerde yasa, haklı nedenlere dayalı fesih yolundan farklı olarak, sadece devamlı borç ilişkilerine mahsus olmak üzere, herhangi bir haklı nedene dayanılması gerekmeksizin, ihbar sürelerine uyulması koşuluyla taraflardan birine sözleşmeyi sona erdirecek bir fesih ihbarında bulunma olanağı tanır. ( Prof. Dr. Feyzi Necmeddin Feyzioğlu: Borçlar Hukuku Umumi Hükümler. C:II, Fakülteler Matbaası, İstanbul 1969, s: 342. Fesih, sözleşmeden dönmeden farklı olarak, geçmişe etkili hüküm doğurmaz.
Fesih, olağan ( süreli ) ve olağanüstü fesih olmak üzere ikiye ayrılır. Olağan fesihte sözleşme ilişkisi, fesih beyanının muhataba ulaşmasının üzerinden belirli bir süre geçtikten sonra ortadan kalkar.
Fesih ister olağan, ister olağanüstü olsun, daima, geçmişe değil, ileriye etkili sonuçlar doğurur. ( Eren, a.g.e.1248 )
Fesih kavramına ilişkin bu genel açıklamalardan sonra, şimdi sıra, somut olay itibariyle kira ve özellikle hasılat kirası baz alınmak suretiyle, fesih ihbarının hukuksal sonuçları üzerinde durulmasına gelmiştir:
Somut olayda saptanması gereken ilk husus, belirsiz süreli bir hasılat kirası sözleşmesinde, salt kiralayanın fesih ihbarında bulunmasıyla birlikte taraflar arasındaki sözleşmenin başkaca bir işleme ve özellikle bu yönde bir yargı kararına gerek bulunmaksızın sona erip, ermeyeceğidir.
Doğaldır ki, kiralayanın feshi ihbarının hukuksal alanda sonuç doğurabilmesi, ancak bu ihbarın yasal düzenlemelere uygun bulunması halinde mümkün olacaktır. Kiracının, kendisine ulaşan fesih ihbarını ( yasal düzenlemeye aykırı dahi olsa ) bu nitelikte kabul edip, sözleşmenin sona erdiğini benimsemek suretiyle kiralananı tahliye ve teslim etmesine herhangi bir yasal engelin bulunmadığı, eş söyleyişle, böyle bir durumda hukukun ilgilenmesi gereken bir uyuşmazlığın doğmayacağı ortadadır. Buna karşılık, feshi ihbara rağmen kiralanan tahliye edilmediği takdirde, kiralayanın bu istemle bir dava açması gerekeceği de açıktır.
Yargıtay'ın istikrarlı uygulaması, hasılat kirasında kiralayanın önce Yasanın öngördüğü biçim ve içeriğe uygun feshi ihbarda bulunup, daha sonra, süresi içerisinde tahliye istemiyle dava açması gerektiği yolundadır. Kiralayanın feshi ihbarının yasanın aradığı koşullara uygun olup olmadığı, özellikle ihbara ilişkin yasal sürelere uyulup uyulmadığı, ( somut olayda olduğu gibi zirai taşınmazlar yönünden mevsimlerin uygun bulunup bulunmadığı ) gibi hususlar, yöntemince açılmış bir tahliye davasında mahkemece değerlendirilecektir. Ancak böyle bir davada mahkemenin öncelikle davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığı yönünde bir değerlendirme yapacağı kuşkusuzdur...." (HGK E. 2003/13-66 K. 2003/38 T. 29.1.2003)