Mesajı Okuyun
Old 27-09-2006, 12:50   #18
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın Sehper,

Sayın İbreti'nin verdiği karardaki tapu tahsis belgesi, bir gecekondu için değil aksine arsa vasıflı bir gayrimenkul için verilmişti.


2.Karşı oydan alıntı:


Alıntı:
İsviçre'de ve Ülkemizde kararlılıkla uygulanan bu sisteme rağmen Yasa koyucu, belli kuruluşların taşınmazları için kullananlar lehine ""Tapu Tahsis Belgesi"" adı altında belge verilmesini kabul etmiş olup somut olayda hazinenin taşınmazının bir bölümü için davacının bu belgesi vardır. Bu tapu tahsis belgesinin iptali konusundaki idare işlemi idare mahkemesince iptal edildiği için, tapu tahsis belgesi aşağıda izah edileceği ölçüde geçerliliğini sürdürmektedir. Hemen belirtelim ki davacının davası tahsis belgesinin mevcut hali ile kullanılmasına yönelik değil ayni hak amacına yöneliktir. Tapu tahsis belgesinin ayni hak doğurmadığı, şahsi hak düzeyinde kaldığında tartışma yoktur.Hatta genel kuruldaki müzakereler sırasında bu belgenin bir nevi gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerektiğine dair görüşte haklı olarak itibar görmemiştir Davacının tescil isteği bir ayni hakkın tesisi olduğuna göre, bu isteğin karşılanabilmesi için davalının tapu kaydının iptali ve davacı üzerine tesciline karar verilmesi gerekecektir ki, bu uygulama şahsi hak doğurduğunda anlaşmazlık bulunmayan tapu tahsis belgesinin amacını çok aşan ve bugünkü hukuk sistemimizde kabulü mümkün bulunmayan bir durum yaratır.......Muhtemeldir ki ilerde yasama organı tapu tahsis belgelerinin ötesinde neler yapılması gerektiğini belirleyecektir. Bugünkü düzenleme içerisinde tapu tahsis belgesinin yalnızca şahsi hak doğurduğundan ittifak bulunduğuna göre bu belgeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil kararı vermek mümkün değildir. Vurgulanan bu imkansızlık nedeniyle yapılacak araştırmalar gereksizdir. Bu belgeye dayalı olarak tescil davası açmakta hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmelidir.


1.karşı oydan alıntı:


Alıntı:
Bu Kanun ile hiçbir şekilde, arzın tahsis belgesi sahibine dava yolu ile adına tescili gibi bir yol düzenlenmemiştir.
Davaya dayanak yapılan 2981 sayılı Yasanın 10. maddesinin düzenlenmesi de, davacıya böyle bir imkan vermemektedir. Daha doğru bir ifade ile 10. maddeye dayanarak davacıya çekişmeli taşınmazın adına tescili mümkün değildir. Çünkü söz konusu maddenin 2. fıkrası aynen ( Tapu tahsis belgesi, islah imar planı veya Kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil eder. ) demektedir. Yüksek Yargıtay bu ""tapuya esas teşkil eder"" hükmünü tapu tahsis belge sahibine, ""bir şahsi hak sağlar"" olarak kabul etmiş, bu da, müzakere sırasında açıkça vurgulanmıştır. Başka bir ifade ile tapu tahsis belgesi yalnızca fiili uygulamayı belirleyen bir zilyetlik belgesi ve bu belgenin varlığı tahsis edilen yerin, tahsis edilen adına tescilinin sağlamayacağı müzakereler sırasında açıkça vurgulanmıştır. Şimdi sadece böyle bir belgeye dayalı olarak davacıya mülkiyet hakkını vermek mümkün değildir. Böyle bir anlayış kendi içerisinde çelişki teşkil eder. Konu buraya gelmişken tapu tahsis belgesi vermenin, ""İlgiliye tapu vermesi vaadini taşıdığı""nın kabulü hiç bir hukuki dayanağı olmayan bir yaklaşımdır. Ortada ne akti bir durum var, ne de satış vaadinin diğer unsurlarından somut olayımızda bahsetmenin imkanı vardır. Yargıtay'ın da böyle bir yeni ilişki yaratmaya anayasal açıdan imkanı yoktur.

Sayın Dar'c,

Sn. İbreti'nin sunduğu karardaki tahsis belgesi de, 2981 sayılı yasa m.10 kapsamında verilmiş. Ancak dediğiniz gibi, o taşınmaz da tapulu taşınmaz. (Forumları gecenin bir yarısı ve hızlı hızlı okuyunca böyle oluyor demek ki)

Tapu tahsis belgesiyle ilgili bir konuyla daha önce karşılaşmamıştım. Ama İbreti'nin sunduğu içtihattan da anlaşılan o ki, ne yerel Mahkeme ve ne de Yargıtay dairesi üyelerinin bir consensusu da yok bu konuyla ilgili. Öyle ki 2.karşı oyu yazan üye, yasama organından tahsis belgelerinin akibetleri ile ilgili düzenleme bekliyor...


Konuyu derinleştirip iyice vakıf olmaya çalışmak işimize bu anlamda yarayacak ve falanca sonucun alınması mümkündür gibi bir neticeye ulaşabilecek miyiz, bu anlamda endişeye kapılmamak olanaksız.

Benim eklediğim içtihatta, taşınmaz malikinin belediye olmasının özelliği ise, belediye aleyhine somut olaydaki tapu tahsis belgesine dayanarak bir tescil davası açılması durumunda, belediyenin verebileceği yüksek ihtimal dahilindeki yanıt bakımındandı. Netice itibariyle taşınmaz onun olduğu gibi, ruhsatsız olarak yapılan zemin üzeri 5 katlı bina için hak talebinin yararsız olacağı yanıtının, ilk elden verilecek olması nedeniyle.


Saygılarımla...