Mesajı Okuyun
Old 30-12-2006, 23:56   #12
ahmetsacit

 
Varsayılan

Cumhurbaşkanın seçilme usuluyle ilgili olarak makaleyi yazan şahısla aynı görüşteyim.Sayın kanadoğlunun görüşünün zorlama bir görüş olduğunu düşünüyorum.
Bundan daha çok beni şaşırtan ise seçimin 1. turundan hemen sonra AYM ye dava açma yönündeki açıklamalar oldu.
Şunu hepimiz bilmekteyiz ki Anayasa mahkemesinin görev ve yetkileri 1982 AY md/148 çok net olarak düzenlenmektedir.




MADDE 148. – Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz; def’i yoluyla da ileri sürülemez.
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcıvekili yapar.
Yüce Divan kararları kesindir.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine getirir.




Yasaya normatif olarak baktığımızda AYM nin TBMM kararlarını denetleme gibi bir yetkisi yoktur.Ancak AYM içtihadlarında bazı meclis kararlarının iç tüzük değişikliği olarak kabul edilip denetlendiği görülmektedir.Sonuç olarak da cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin bir oylamanın iç tüzük değişikliği sayılıp denetlenmesi ise hukuk mantığı özellikle de anayasasa hukuku mantığıyla bağdaşması mümkün değildir.
Sayın kanadoğlunun yaptığı bir yorumdur ve her yorum da doğru değildir.Bu açıklamanın ardından birçok anayasa hukukçusu( Prof. Dr. Ergun Özbudun, Prof. Dr. Hikmet Sami Türk gibi) bu görüşe karşı çıkmıştır.
Her hukuk dalında olduğu gibi anayasa hukuku dalında da baskın görüş kabul bulmalıdır.Yoksa bundan önce bu kanun hükümleriyle seçilen cumhurbaşkanlarının Sayın Sezer de dahil meşruluğunun tartışılmasına bile gidilir.
Saygılar..