Mesajı Okuyun
Old 12-02-2007, 11:09   #20
Av.Mehmet Yılmaz

 
Varsayılan

Arkadaşlar, buna benzer benim de bir sorunum var. Daha önce konu açmıştım ama tek cevap geldi, avukat büyüklerimzen de görüş almıştım herkes farklı şeyler söylediği için daha da kafam karıştı.

Konu şu: imar düzenlemesi ile okul alanı gösterilen taşınmaz, hazine devrediliyor. Taşınmaz üzerinde muhtesatlar var(meyve ağaçları) Defterdarlık Ecri misil ve tahliye talebinde bulunuyor. Şimdi Ecrimisil İhbarnamesi ile muaraza çıkmış sayılarak muhtesat bedelleri istenebilecek midir yoksa muaraza çıkabilmesi için açılmış bir dava mı olması gerekiyor. Bu konu ile ilgili Y.1.HD nin 10.03.2003 ve 08.11.2004 tarihli iki kararı var. Aynı hukuki olay, ama tamamen zıt iki karar, şaka gibi. Aşağıda bu kararları sunuyorum, bilgisi olan arkadaşlar cevap verirse sevinirim. Saygılarımla.


YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 1


Esas No.
2003/2311
Karar No.
2003/2548
Tarihi
10.03.2003


2886-DEVLET İHALE KANUNU/75
2981-İMAR VE GECEKONDU MEVZUATINA AYKIRI YAPILARA UYGULANACAK BAZI İŞLEMLER VE 6785 SAYILI İMAR KANUNUN BİR MADDESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN/10.C
3194-İMAR KANUNU/18


ELATMANIN ÖNLENMESİ
HUKUKİ YARAR
ECRİMİSİL
İMAR UYGULAMASI
MUARAZANIN GİDERİLMESİ
KAİM BEDELLERİN SAPTANARAK TAHSİLİ
ŞUYULANDIRMA SONUCU OLUŞAN PARSEL


ÖZET
GERÇEK KİŞİ TARAFINDAN HAZİNE ALEYHİNE 3194 SAYILI KANUNUN 18. MADDESİNE DAYALI MUARAZANIN GİDERİLMESİ, BİNA VE ÖTEKİ YAPILARLA MEYVE AĞAÇLARI KAİM BEDELLERİNİN SAPTANARAK YASAL FAİZİYLE DAVALIDAN TAHSİLİ VE ECRİMİSİLLE BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ İÇİN AÇILAN DAVAYA İLİŞKİN OLARAK; 1- DAVALI İDARENİN, İMAR ÖNCESİ MÜLK VE MUHTESAT SAHİBİNDEN, YASAYA AYKIRI ECRİMİSİL TALEP ETMEKLE VE 6183 SAYILI KANUNDAN BAHİSLE MUARAZA ÇIKARDIĞININ ANLAŞILMASI HALİNDE, DAVACININ İŞ BU DAVAYI AÇMAKTA HUKUKİ YARARININ BULUNDUĞU KABUL EDİLMELİDİR. 2- İMAR PARSELİ OLUŞUMUNUN DAYANAĞINI TEŞKİL EDEN 2981-3290 SAYILI KANUNUN 10/C MADDESİ UYGULAMASI VE 3194 SAYILI KANUNUN 18. MADDESİ HÜKMÜNCE, ŞUYULANDIRMA SONUCU OLUŞAN PARSELE ELATMA HALİNDE; MUHTESAT BEDELİ ÖDENMEKSİZİN MEN, KAL VE ECRİMİSİL İSTENEMEYECEĞİ YASA GEREĞİDİR.


DAVA : Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, tapulamada, 1677 parselden 1550/8380 payı 21.6.1968 tarihinde kayden satın aldığını, fiili taksim sonucunda kendisine isabet eden yere yapılandığını ve meyve bahçesi haline getirdiğini, Mamak Belediyesince, bu yerde 2981-3290 sayılı Yasa 10/C maddesi uygulaması yapıldığını, bina ve müştemilatı ile bahçesinin olduğu yerin 37129 ada 1 nolu parselde kaldığını, bu yerin, belediyece davalı Hazineye kütüphane hizmetlerinde kullanılmak üzere temlik edildiğini, davalının, ecrimisil ihbarnamesiyle 255.760.000 TL.sı ecrimisil isteyerek muaraza çıkardığını ileri sürerek, davalının muarazasının men'i, kaim bedelinin tespit ve tahsili ile ecrimisille sorumlu olmadığının tespitini istemiştir.

Davalı Hazine, 2886 sayılı Yasanın 75. maddesine göre istenen ecrimisilin doğru olduğunu ve davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacının ecrimisil için muarazanın men'i talebinin idari yargının görev alanı içerisinde olduğu ve davacının imar uygulamasıyla, davalı adına olan yerde kalan bina ve ağaçların bedelini istemeye zorlamasının yasaya uygun olmayacağından davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde ayrı ayrı temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakiminin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Dava, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine dayalı muarazanın giderilmesi bina ve öteki yapılarla meyve ağaçları kaim bedellerinin saptanarak yasal faiziyle davalıdan tahsili ve ecrimisille borçlu olmadığının tespiti isteklerine ilişkindir.

Davalı idare, 2886 sayılı Yasanın 75. maddesi uyarınca davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının ecrimisil için muarazanın men'i talebi, idare mahkemelerinin görev alanı içerisinde kaldığı ve davacının imar uygulaması sonucu Hazineye ait olan taşınmazdaki bina ve ağaç bedellerinin kendisine ödemeye zorlamasının yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Hüküm, taraflarca ayrı ayrı temyiz edilmiş ise de; davalının temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davacının temyizine gelince; davacı, 1677 parselden 1550/8380 payı 19.6.1968 tarihinde satın almıştır. Ana kadastral parsel, paydaşlar arasında fiilen taksim edilmiştir. Her paydaş kendisine teslim edilen yerde yapılanmıştır.

Davacı da kullanımına terkedilen yerin etrafını taş ve briket duvarla çevirmiştir. Buraya iki katlı bina, iki ayrı kömürlük, su deposu inşa etmiş ve birde su kuyusu açmıştır. Elmenliğindeki yerde çeşitli cins ve yaşta meyve ağaçları yetiştirmiştir. Hal böyle iken, Mamak Belediyesi, ana kadastral parsel ve çevresindeki 2981-3290 sayılı Yasa 10/C maddesi uygulaması yapmıştır. İmarla, davacının mülkiyet ve elmenliğindeki yeri ( binası, muhdesatları, bahçe duvarı, su kuyusu ve meyve ağaçları ) imarda, ihdasen belediye adına kaydedilmiştir. Aynı belediye, 5.1.1993 tarih ve 13/02 nolu encümen kararı uyarınca, burayı, bedelsiz olarak Maliye Hazinesine devir etmiştir. Bundan sonra, Maliye Bakanlığı, Ankara Defterdarlığı, Hisar Emlak Müdürlüğünce tanzim edilip, tebliği yapılan 25.11.1999 gün 44093 nolu ecrimisil ihbarnamesiyle, davacıdan 255.760.000 TL.sı ecrimisil talep etmiştir. Davacı, bu isteme, aynı müdürlük nezdinde itiraz etmiş; itirazı ret edilmiştir. Müteakiben, davacı, idare mahkemesine, ecrimisil ihbarnamesinin düzenlenmesine ilişkin işlemin iptali ve yürürlüğün durdurulması istekli dava açmıştır. İdare Mahkemesi, 2886 sayılı Yasanın 75. maddesinden bahisle davanın reddine karar vermiş; karar kesinleşmiştir. Bu kez, davacı, değinilen Yasa maddesi ve önceki mülkiyet hakkına tutunarak eldeki davayı açmıştır. Bir başka anlatımla, idare, imar öncesi mülk ve muhtesat sahibinden, Yasaya aykırı ecrimisil talep etmekle ve 6183 sayılı Yasadan bahisle muaraza çıkarmıştır. Bu nedenle, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Öte yandan, imar parseli oluşumunun dayanağını teşkil eden 2981-3290 sayılı Yasa 10/C maddesi uygulaması veya 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi hükmünce, şuyulandırma sonucu oluşan parsele elatma halinde; muhtesat bedeli ödenmeksizin, men, kal ve ecrimisil istenemeyeceği Yasa gereğidir. Bir başka anlatımla, yukarıda değinilen Yasa maddelerinin uygulanmaları sonucu ayrılmaz parça ( mütemmim cüz ) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş, bazı durumlarda, yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılan imar parselleri nedeniyle, yapıların bedelleri, ilgili parsel sahiplerince, yapı ( muhtesat ) sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerinin hiçbir ecrimisil ( kira ) bedeli ödemeksizin kullanma imkanı sağlanmıştır. Yasa koyucu, imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.

SONUÇ : Hal böyle olunca, işin esasının incelenerek, bir hüküm kurulması gerekirken, somut olay ve hukuki niteleme yanlış değerlendirilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlere ilişkin davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer karar:

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 1


Esas No.
2004/12036
Karar No.
2004/12673
Tarihi
08.11.2004


2886-DEVLET İHALE KANUNU/75
3194-İMAR KANUNU/18


MUHTESAT BEDELİ
ARAZİ VE ARSA DÜZENLEMESİ
ECRİMİSİL


ÖZET
DAVA, 3194 SAYILI YASANIN 18. MADDESİNDEN KAYNAKLANAN MUARAZANIN GİDERİLMESİ, İMAR UYGULAMASIYLA DAVALI İMAR PARSELİNDE KALAN TAŞINMAZIN MUHTESAT ( KAİM ) BEDELİNİN TAHSİLİ İSTEKLERİNE İLİŞKİNDİR. DAVALININ DAVACIYA KARŞI BİR ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIM İSTEĞİ YOKTUR. BU DURUMDA DAVACININ ÇEKİŞMELİ TAŞINMAZI KULLANMA HAKKININ SÜRDÜĞÜ KABUL EDİLMELİDİR. ÖYLE İSE; DAVALI TARAFINDAN AÇILMIŞ BİR DAVA OLMADIĞI, DAVACI YARARINA MUHTESAT BEDELİ İSTEME HAKKININ HENÜZ DOĞMADIĞI DİKKATE ALINMALIDIR


Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, tapulamada 1677 parselden 1550/8380 payı 21.6.1968 tarihinde kayden satın aldığını, fiili taksim sonucu kendisine isabet eden yere yapılandığını ve bahçe haline getirdiğini, Mamak Belediyesince bu yerde 2981-3290 Sayılı Yasa 10/c maddesi uygulaması yapıldığını, bina ve bahçesinin olduğu yerin 37129 ada 1 nolu parselde kaldığını bu yerin belediyece davalı hazineye kütüphane hizmetlerinde kullanılmak üzere temlik edildiğini, davalının ecrimisil ihbarnamesiyle 255.760.000-TL.ecrimisil isteyerek muaraza çıkardığını ileri sürerek davalının muarazasının meni kal bedelinin tesbit ve tahsili ile ecrimisille sorumlu olmadığının tesbitini istemiştir.

Davalı hazine, 2886 Sayılı Yasanın 75. maddesine göre istenen ecrimisilin doğru olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece 2981-3290 Sayılı Yasanın 10/c maddesi veya 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesi uygulamaları ile oluşan imar parsellerine elatma halinde muhtesat bedeli ödenmeksizin men, kal, ecrimisil istenemeyeceğinin yasa gereği olduğu mahkemenin bu konuda işin esasına girerek bir karar vermesi gereğine işaret edilerek bozulmuş, bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Özgül Bozkurtgil'in raporu okundu, düşüncesi alındı.Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesinden kaynaklanan muarazanın giderilmesi, imar uygulamasıyla davalı imar parselinde kalan taşınmazın muhtesat ( kaim ) bedelinin tahsili isteklerine ilişkindir.

Davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün bozulmasına dair kararda, çekişmeli yerin imar uygulaması sonucu davalı mülkiyetine geçtiği saptanarak eldeki dava ve istek bakımından 2981-3290 Sayılı Yasanın 10/c ve 3194 Sayılı Yasanın 18. madde hükümleri gözetilmek suretiyle bir hüküm kurulması gereğine işaret edilmiştir.

Sözü edilen karar ve yasal düzenlemelerde belirtildiği üzere imar uygulamasıyla tecavüzlü duruma gelen yapılar bakımından muhtesat bedeli ödenmedikçe kaydı yeni edinen kişinin muhtesat sahibini imar parselinde men edemiyeceği gibi, ecrimisil istemesinin de olanaksız bulunduğu tartışmasızdır.

Bu durumda, Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek davalı kayıt malikinin ecrimisil isteği yolundaki talebinin yerinde olmadığı dikkate alınıp idari yoldan ileri sürülen bu isteğin muaraza anlamında kabul edilmek suretiyle ecrimisil bakımından kurulan hükümde bir isabetsizlik yoktur.

Ancak, davalının davacıya karşı bir elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yoktur. Bu durumda yukarıdaki düzenlemelere göre davacının çekişmeli taşınmazı kullanma hakkının sürdüğü kabul edilmelidir. Öyle ise; davalı tarafından açılmış bir dava olmadığı, davacı yararına muhtesat bedeli isteme hakkının henüz doğmadığı dikkate alınmalıdır.

SONUÇ : Hal böyle olunca; muhtesat bedeline ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 8.11.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.