Mesajı Okuyun
Old 07-03-2008, 16:31   #2
askeplion

 
Varsayılan

sayın avfatih,
ben de sizinle aynı kanaatteyim. biraz uzağından geçiyor ama aşağıdaki karar da bunu doğrular mahiyette. iyi çalışmalar


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

E:2003/12-166
K:2003/170
T:19.03.2003

Taraflar arasındaki takibin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 4. İcra Tetkik Merciince şikayetin kabulüne dair verilen 29.09.2001 gün ve 647-665 sayılı kararın incelenmesi karşı taraf/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 01.02.2002 gün ve 644-1981 sayılı ilamı ile; ( ... Dayanak ilamı taşınmazın aynıyla ilgili olmayıp, kamulaştırma yapılmadan el koyma nedeniyle tazminata ilişkindir. Şikayetin reddine karar verilmek gerekirken yazılı şekilde kabulü isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği gorüşüldü:
KARAR : İstek, şikayete ilişkin olup kesinleşmeyen ilama dayalı takibin iptali istemlidir.
Alacaklı/karşı taraf Bornova Asliye 1. Hukuk Mahkemesinin "haksız el atmadan dolayı alacak " konulu 24.05.2001 gün ve 1999/1014-2001/352 sayılı, "5.000.000.000 lira alacağın dava tarihi 09.09.1999 tarihinden itibaren tahakkuk edecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine" dair ilamına dayanarak borçlu/şikayetçi aleyhine 11.07.2001 tarihinde takip talebinde bulunmuştur.
Borçlu/şikayetci ilamın ayna ilişkin olduğu kesinleşmeden takibe konu yapılamayacagı iddiasıyla şikayet yoluyla takibin iptalini istemiş, mahkemece istek kabul edilerek takibin iptaline karar verilmiştir. Davalı/ alacaklı vekilinin temyizi uzerine Özel Daire; "Dayanak ılamı tasınmazın aynıyla ilgili olmayıp, kamulaştırma yapılmadan el koyma nedeniyle tazminata ilişkindir. Şikayetin reddine karar verilmek gerekirken yazılı şekilde kabulü isabetsizdir." Gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hükmü karşı taraf/alacaklı vekili temyiz etmektedir.
Hemen belirtmekte yarar vardır ki, Takibin yapıldığı 11.07.2001 tarihinde ilamın içeriği münhasıran para borcuna/ alacaga ilişkin olup, alacaklı da bu ilama dayalı olarak takibe girişmiştir. Takip tarihinden sonra mahkeme kararının özel dairesince bozularak sonuçta tescile de karar verilmiş olmasının takip tarihindeki durumu etkilemesi düşünulemez. Her dava ve takip acıldıkları tarihteki sartlara tabidir.
Dar yetkili merciin bu hususları gozetmeksizin, takip tarihınde var olmayan unsurları varmış gibi kabul ederek kararın tescili de kapsaması gerektiğini ifadeyle takibin iptali yoluna gitmesi ve bu kararında da direnmesi doğru bulunmamıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında ve yukarıda açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Karşı taraf/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 19.03.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.