Mesajı Okuyun
Old 04-12-2009, 13:30   #4
caner87

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2006/2-538

K. 2006/619

T. 4.10.2006

• VASİYETNAMENİN YERİNE GETİRİLMESİ ( Terekenin Henüz Taksim Edilmediği - Miras Bırakanın Yerleşim Yeri Mahkemesinin Farklı Olduğu Anlaşıldığından Verilen Yetkisizlik Kararının İsabetli Olduğu )

• TEREKENİN TAKSİM EDİLMEMESİ ( Vasiyetnamenin Yerine Getirilmesi Talebi - Miras Bırakanın Yerleşim Yeri Mahkemesinin Farklı Olduğu Anlaşıldığından Verilen Yetkisizlik Kararının İsabetli Olduğu )

• YETKİSİZLİK KARARI ( Vasiyetnamenin Yerine Getirilmesi Talebi - Miras Bırakanın Yerleşim Yeri Mahkemesinin Farklı Olduğu Anlaşıldığından Verilen Yetkisizlik Kararının İsabetli Olduğu )

1086/m.11,13

4721/m.576


ÖZET : Dava, vasiyetnamenin yerine getirilmesi istemine ilişkindir. Davanın lehine vasiyetname düzenlenen mirasçı tarafından miras ortaklığına karşı açıldığı ve terekenin de henüz taksim edilmediği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesinin Eskişehir Merkezi olduğu anlaşıldığından, yerel mahkemece verilen yetkisizlik kararının isabetlidir.</B>
DAVA : Taraflar arasındaki "vasiyetnamenin tenfizi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mahmudiye Asliye Hukuk Mahkemesi'nce mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 13.9.2005 gün ve 41 E. 46 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 27.03.2006 gün ve 2005/19121-4254 sayılı ilamiyle;
( ... Dava vasiyetnamenin yerine getirilmesi istemine ilişkindir. Vasiyet edilen taşınmazlar Mahmudiye ilçesinde bulunmaktadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 13. maddesi de gayrimenkule mütalik davalar, gayrimenkulün bulunduğu mahal mahkemesinde ikame olunur hükmünü içermektedir. Türk Medeni Kanununun 576. maddesinde açılacak davalar arasında vasiyetnamenin yerine getirilmesi bulunmamaktadır. Mahkemece davanın esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır... (
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, vasiyetnamenin yerine getirilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, murisleri Şükrü Elitok'un 05.11.1982 tarihinde noterde düzenlenen vasiyetname ile Mahmudiye ilçesinde bulunan 6 parça taşınmazı kendisine bıraktığını, taşınmazların halen muris adına olduğunu ileri sürerek, vasiyetnamenin tenfizine, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, murisin önce vasiyet ettiği taşınmazları daha sonra davacıya yada davacının yakınlarına muvazaalı satışlarla devrettiğini, bu satışların muvazaalı olduğu saptanarak iptaline karar verilmesinden sonra taşınmazların yeniden terekeye döndüğünü açıklayarak davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmişlerdir.
Mahkemece; davanın terekeye yani miras şirketine karşı açıldığı, davanın niteliği itibarıyla vasiyetnamenin, vasiyetnamede belirtilen hususlar dahilinde tenfizi niteliğinde olduğu, taşınmazların terekeye dahil mallar olduğu, bu tip miras şirketine karşı açılan vasiyetnamenin tenfizi davalarında HUMK.nun 13. maddesinde düzenlendiği şekli ile taşınmazın aynına ilişkin davalarda olduğu gibi taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğunun söylenemeyeceği, TMK.nun 576. maddesi gereğince miras bırakanın son ikametgahı mahkemesinin kesin yetkili mahkeme olduğu açıklanarak; murisin son ikametgahı mahkemesi olan Eskişehir Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili olduğundan, Mahmudiye Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisizliğine karar verilmiştir.
Özel Dairece; davanın gayrimenkule müteallik bir dava olması nedeni ile HUMK.m.13 gereğince gayrimenkulün bulunduğu mahal mahkemesinin yetkili olduğu ve TMK.m. 576'da açılacak davalar arasında vasiyetnamenin yerine getirilmesinin bulunmadığı açıklanarak hüküm bozulmuş, yerel mahkemece HUMK.m. 11'den de bahsedilerek önceki hükümde direnilmiştir.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında çıkan uyuşmazlık; vasiyetnamenin yerine getirilmesi ( tenfizi ( davalarında yetkili mahkemenin, murisin yerleşim yeri mahkemesi mi, yoksa davaya konu taşınmazların bulunduğu yer mahkemesi mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Türk Medeni Kanunu'nun 576. maddesinde miras hukuku ile ilgili davalarda yer itibarıyla yetkili mahkemenin, miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesi olduğu açıklanmıştır.
Sözü edilen maddede; "Miras, malvarlığının tamamı için miras bırakanın yerleşim yerinde açılır.
Miras bırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davaları bu yerleşim yeri mahkemesinde görülür." denmektedir.
Madde gerekçesinde ise; "miras malları nerede bulunursa bulunsun, miras işlerinin tek elden, yani aynı mahkeme tarafından yürütülmesinin uygun olacağı" düşüncesi ifade edilmiştir. Ayrıca "miras bırakanın ister ölüme bağlı tasarrufları, isterse sağlararası tasarruflarının" bu madde hükmüne tabi olduğu açıklanmıştır.
Her ne kadar madde metninde vasiyetnamenin yerine getirilmesi davaları yer almıyorsa da gerek İsviçre Federal Mahkemesi ( BGE 72.I.177 sayılı kararı ( gerekse öğreti görüşlerinde ( Peter Tuor/Bernhard Schnyder/Jörg Schmit Das SchÒeizerishe Zivilge setzbuch, 11 Auflage, Zurich 1995 s.360 ( burada sayılan dava türlerinin tahdidi ( sınırlı ( olmadığı kabul edilmiştir. ( Aynı görüşte Prof.Dr.Necip Kocayusufpaşaoğlu Miras Hukuku Filiz Kitapevi İstanbul 1987 s.523 ( .
Öte yandan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 11. maddesinde; "Aşağıdaki davalar müteveffanın ikametgahı mahkemesinde görülür.
1.Terekenin taksimine ve kısmetin butlan ve feshine ve mirasçılar arasında terekenin idaresine ait iddialar,
2.Terekenin taksimi katisine kadar tereke aleyhine ikame olunan davalar..." hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde bu iki maddenin birlikte değerlendirilip yorumlanması gerekmektedir. Buna göre; vasiyetnamenin yerine getirilmesi ( tenfizi ( ile ilgili dava; lehine vasiyet yapılan kişi tarafından doğrudan doğruya diğer mirasçılara ( miras ortaklığına, terekeye ( karşı açılıyorsa ve tereke taksim edilmemişse, bu davanın miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir. ( Prof.Dr.Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.Baskı, 2001 c.1 s.491 vd., Prof.Dr.Necip Kocayusufpaşa adı geçen eser s.523 ( . Öte yandan taksim tamamlanmadan terekedeki bir mal hakkında açılacak istihkak davası ile terekenin yazım ve tespiti davaları malın bulunduğu yerde, mirasçılık belgesi verilmesi davası ise mirasçılardan her birinin sakin olduğu yerde açılır. Bu iki halin dışındaki davaların ise miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesinde görülmesi gerekir.
Burada yetkili olan miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkili mahkemedir. Bu yetkinin mahkemece her aşamada re'sen gözetilmesi gerekir. Öyle ise davanın bir taşınmaz davası olarak yorumlanıp, taşınmazların bulunduğu yerde görülmesi gerektiği düşüncesi isabetli değildir.
Bu açıklamaların ışığında somut olaya bakıldığında; davanın lehine vasiyetname düzenlenen mirasçı tarafından miras ortaklığına karşı açıldığı ve terekenin de henüz taksim edilmediği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesinin Eskişehir Merkezi olduğu anlaşıldığından, yerel mahkemece verilen yetkisizlik kararının isabetli olduğu sonucuna varılarak Onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 04.10.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
Davacı Mehmet Eli Tok vekili, 22.7.2005 tarihinde Mahmudiye Asliye Hukuk Mahkemesine açmış olduğu dava ile, vekil edeninin miras bırakanı Şükrü Elitok tarafından resmen düzenlenen 5.11.1982 gün ve 32320 yevmiye numaralı "muayyen mal vasiyeti" başlıklı belge uyarınca Mahmudiye ilçesi, Şerefiye köyünde bulunan 86, 107, 141, 289, 530 ve 559 parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 19.8.2002 tarihinde ölen Şükrü Elitok'un son yerleşim yerinin Eskişehir merkez ilçesi olduğu, vasiyetnamenin Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesince açıldığı gerekçesiyle uyuşmazlık hakkında yetkisizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının yetkili ve görevli Eskişehir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Dava konusu parseller Mahmudiye ilçesinde bulunmaktadır. Taşınmazın aynına ilişkin tapu iptali ve tescil davasının HUMK.nun 13. maddesi hükmü uyarınca taşınmazların bulunduğu yer mahkemesinde açılıp görülmesi gerekir. Davacı vekili, anılan hükmü göz önünde tutarak tapu iptali ve tescil davasını Mahmudiye Asliye Hukuk Mahkemesinde açmıştır. Mahkemece, 4721 sayılı TMK.nun 576/2. fıkrası hükmü göz önünde tutularak uyuşmazlık hakkında yetkisizlik kararı verilmiştir. TMK.nun 576. maddesinin 2. fıkrasında; "miras bırakanın tasarruflarının iptal veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davalarının bu yerleşim yeri mahkemesinde görülür" denilmiştir. Bu hüküm maddede belirtilen miras bırakanın tasarruf, paylaştırma ve istihkak davalarından kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgilidir. Tapu iptali ve tescil davalarının HUMK.nun 13. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerekir. Tüm bu açıklamalar karşısında mahkemenin yetkisizliğe ilişkin kararı usul ve kanuna aykırıdır. Dairenin değerli çoğunluğunca bu yön göz önünde tutularak yetkisizliğe ilişkin hüküm oyçokluğuyla bozulmuş, ancak direnme hükmünün görüşülmesi sırasında bozmadan dönülerek yetkisizlik kararının yerinde olduğu gerekçesiyle görüş değiştirilmiştir. Yerel mahkemece, eski hükümde direnilmesi üzerine HGK.'nca vasiyet edilen bu taşınmazlara ilişkin davalarında miras bırakanın son yerleşim yerinde açılması gerektiği görüşünden hareketle direnmeye ilişkin hüküm yerinde görülmüş ve onanmıştır. TMK.nun 576/2. maddesinin uygulamasıyla ilgili benzer bir olayda HGK.nun 9.7.2003 gün 2003/1-441 esas, 479 sayılı kararında "... Diğer taraftan 743 sayılı MK.nun 518. maddesinden farklı olarak 4721 sayılı TMK.nun 576/2. fıkrasında miras bırakanın tasarruflarının iptal veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davalarına miras bırakanının yerleşim yeri mahkemesinde bakılacağı hükmü yer almakta olup, bu maddenin hükümet gerekçesiyle ( ölüme bağlı tasarruflar ( deyiminin ( miras bırakanın tasarrufları ( olarak değiştirildiği belirtilmiş, ancak HUMK.nun 13. maddesinde yer alan kesin yetki kuralına istisna getirildiğine dair herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Şu hale göre, davacılar tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davası, BK.nun 18. maddesinden kaynaklanmakta olup, gayrimenkulün aynına ilişkin bulunduğu ve HUMK.nun 13. maddesinde öngörülen kesin yetki kuralına göre, taşınmazların bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gözetilerek davanın esasının incelenmesi gerekirken, mahkemenin yetkisizliğine dair önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır" gerekçesiyle yetkisizliğe ilişkin direnme hükmü bozulmuştur. Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında HGK.nun değerli çoğunluğunun onama yolunda oluşan gerekçesi ve ulaştığı sonuç, usul ve yasaya, önceki uygulamalara aykırı düşmektedir. Bu nedenle çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.</B> yarx