Mesajı Okuyun
Old 20-01-2007, 19:31   #4
ragıp

 
Varsayılan

Sayın kayar
bu konudaki görüşlerim belli. Kendinde bir güç hisseden hiç bir bireyin,daha güçsüz hissettiği diğer bireyler üzerinde bu gücünü kullanmasını kabul edemem.
Bu erkeğin kadın üzerinde baskısı olur, patronun işçi üzerinde baskısı olur, ebeveynlerin çocuk üzrinde baskısı olur vs.
Şiddet uygulama konusundaki görüşlerim bu. Hukukçu olarak, Ailenin Korunması Kanunu na da karşı olduğu belirtebilirim. Sizin de belirttiğiniz gibi, Türkiyede aile, yalnızca Nikahlı eş ve nesebi düzgün çocuklardan oluşmuyor. Biredne fazla kadınla birlikte yaşayıp nesebi düzgün olmayan çocukların da aynı çatı altında olduğu binlerce aile var. Ya da nikahsız olarak birlikte yaşayan insanlar var. Ne yazık ki, bunlar aile kapsamı dışında tutuluyor.
Taşrada olanlar bilir. Çay bahçelerinin bir bölümünde "aileye mahsustur" diye yazar. Oraya bir baba, oğluyla gitse oturamaz. Bizim yasalarımız da böyledir işte.
karısını döven erkeğin cezalandırılması için kanun çıkarır. Ama nikahsız olarak birlikteyse? Onu gerçekten seviyorsa? Kadın erkek için gerekirse Kendi ailesini terkederek adamla beraberse ve onu canı gibi seviyorsa?
Olma nikah yok o aile kapsamının dışında. ben devlet olarak onu korumuyorum. Böyle bir mantığı savunmanın haklı tarafı var mı?
ceza kanununa birmadde koyarsın. Şiddetin cezası şudur. Eğer bu şiddet aile efradından,birlikte yaşanan ya da himayesi altında bulunduğu kişilere karşı işleni,rse cezası bilmem ne kadar artar. Bu kadar basit