Mesajı Okuyun
Old 27-04-2011, 08:44   #12
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hakkaniyet
Bazı meslektaşlarımız HAGB'nın hukuk mahk.deki tazminat davasına etkisi olur kimisi de olmaz demiş kafam karıştı şahsen.Yakın zamanda elinden böyle bir dosya geçmiş meslektaşlarımın paylaşımlarına ihtiyacım var kanaatindeyim.HAGB kararı hukuk mahkemesindeki manevi tazminat davasına delil,esas teşkil eder mi?


Alıntı:
Yazan Av. Y. Yücel
Sanık hakkında Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi durumunda manevi tazminat davasında BU KARARIN hükme esas alınamayacağı kanaatindeyim. Örneğin bir hakaret olayında kişi ceza davası için şikayette bulunmadan doğrudan haksız fiil hükümlerine istinaden hukuk mahkemesinde tazminat davası açabilmektedir. bu durumda mahkeme olayı ele alacak tanıkları dinleyecek delilleri inceleyecek vs. ve bunlara göre karar verecektir. Ancak mahkeme hükmünü HAGB kararına dayandıramaz çünkü bu anlamda ortada bir hüküm yoktur. Açıklanması geri bırakılmış hüküm hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. Zira HAGB kararlarına (şekli)itiraz dışında bir kanun yolu tanınmamıştır. Kararın esas yönünden incelenmesi ancak şartlar oluşur ve hüküm açıklanırsa mümkün olabilecektir. Esasen incelenip kesinleşmemiş bir karara dayanarak açılacak manevi tazminat(maddi tazminat zaten açılamaz çünkü HAGB kararı verilmeden önce bu karar giderilmiştir.)davasında bu HAGBkararı hiç yokmuş gibi yargılama yapılmalıdır.
Birebir bu şekilde bir manevi tazminat davasında vekillik görevim oldu. Ceza dosyasında sanık, hukuk davasında davalı konumdaydık. Ceza dosyasında HAGB kararı verilmişti ancak karşı yan dava dilekçesini tümüyle ceza dosyasına dayandırmıştı. Ben de meslektaşımızın yukarıda açıkladığı şekilde cevap dilekçemi sundum, bu iddianın tümüyle yeniden incelenmesi gerektiğini, HAGB kararı verilmiş bir dosyanın hükme dayanak edilemeyeceğini ifade ettim.

Cevap dilekçemde bu konuyu şu şekilde açıklamıştım:


Alıntı:

Her ne kadar davacı tarafından, ceza yargılamasında mahkumiyet kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği belirtilmiş ise de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden, hukuki durum açısından müvekkil aleyhine davacının iddia ettiği gibi kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olduğundan söz edilemez.


Zira CMK m. 231. maddesinin 5. fıkrasının son cümlesi uyarınca; “...Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, KURULAN HÜKMÜN SANIK HAKKINDA BİR HUKUKİ SONUÇ DOĞURMAMASINI İFADE EDER.”şeklinde düzenleme getirilmiştir.Devamla CMK 231/10 maddesi uyarınca da;Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir.” denmiştir. Bu düzenlemelerin lafzından da anlaşıldığı üzere şu an itibari ile müvekkil aleyhine kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olduğundan söz edilemez. Dolayısıyla bu hususun da Sayın Mahkemenizce gözetilmesi gerekmektedir.

İlaveten Borçlar Yasası 53. madde uyarınca da; Ceza mahkemesince hükmolunan karar, kusurun takdiri yönünden hukuk mahkemesi hakimini bağlamamaktadır. Açıklanan tüm bu nedenlerle öncelikle haksız ve dayanaksız olarak açılan işbu davada tarafların kusur durumununun araştırılması ve tespit edilmesi zorunluluğu mevcuttur. Ancak davacı yanda oluşan bir manevi zarar varsa dahi bu zararın oluşumunda müvekkilin kusuru bulunmadığından, Sayın Mahkemenizde huzura getirilen işbu davanın müvekkil yönünden reddine karar verilmesini talep etmekteyiz.


Davacı yan, tanık dinletmedi ve ceza dosyasındaki tanık beyanlarına dayandı. Biz ise hukuk dosyasında tanıklarımızı dinlettik. Diğer deliller toplandı vs... Sonuç olarak, Hukuk Mahkemesi tazminat davasını kısmen kabul etti. Kişisel kanaatime göre müvekkilin manevi tazminat sorumluluğunu doğuracak nitelikte; ceza dosyasındaki tanık beyanları haricinde hiçbir şey yoktu. Üstelik ceza dosyasındaki ifadesine dayanılan tanık da davacının o dönemki nişanlısı ve şu anki eşiydi.

Her ne kadar HAGB kararı olsa da Hukuk Mahkemesi ister istemez ceza dosyasındaki karardan ve sonuçtan etkileniyor.Çünkü mevcut hali ile ceza dosyası hiç olmamış olsaydı, bahsettiğim bu davada manevi tazminata hükmolunması imkansızdı diye düşünüyorum. Müvekkilin kusuru ispat edilememişti. Kararı temyiz ettim, sonucu bekliyorum. Yargıtay ilamı geldiğinde bu başlığı unutmaz isem paylaşırım.