Mesajı Okuyun
Old 10-02-2008, 18:47   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Katılımcı

Malrejimlerine ilişkin yasal düzenlemenin 2002 öncesi evlilik dönemine uygulanmaması ve mağduriyete ilişkin konuya dikkat çeken mesajınız için teşekkür ediyorum.

Gerçekten de 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun uygulanması için çıkarılan 4722 sayılı uygulama kanunu 10.maddesi ,2002 den önceki evlilik dönemlerin edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olması için eşlerin noterde sözleşme yapması,yapmadığı taktirde yeni mal rejimine 1 Ocak 2002 den sonra tabi olacağını öngörmektedir.

Basında çıkan haberlere göre ;yasaca tanınan bir yıllık süre içinde onyedi milyon evlilik içinde sadece binbeşyüz kişinin bu anlaşma için başvurduğu bilinmektedir.Bunun anlamı 2002 den önceki evlilik dönemleri yeni malrejimi uygulamasından yoksun bırakılmıştır.

Bunun anlamı şudur:1 Ocak 2002 tarihine kadar olan evlilikler o dönem geçerli olan mal ayrılığı rejimine tabidir.Yani her mal ,kimin adına kayıtlıysa onundur.Ancak eşler diğeri adına kayıtlı malın edinilmesisne,iyileştirilmesine katkı sağlamışlar ise bu katkı oranında talepte bulunabilirler.(Boşanmanın kesinleşme tarihinden itibaren on yıl içinde dava açılabilir)

Bu durumda 2002 öncesinde çalışan kadınların gelirleri malların edinilmesinde katkı olarak değerlendirilecek ve değer artışı da dikkate alınarak boşanma sonrasında "katkı payı/değer artış payı" talep edebileceklerdir.

Ama eş,2002 öncesindeki dönemde kanıtlanabilir bir katkı sağlamamış ise bu döneme ilişkin talepte bulunsalar bile sadece evli olmak gerekçesi ile eşin edindiği malın değerinden bir alacak hakkı elde edemeyecektir.

Evlilik dönemleri arasında farklı uygulamanının mağdurları ezici bir çoğunlukla kadınlar olmuşlardır.Bu durum sosyal hukuk devleti ve eşitlik ilkesine aykırı bir durumdur.

Bu adaletsiz durum nedeni ile birkaç davada Anayasaya aykırılık nedeni ile konu Anayasa mahkemesine taşınmış olup halen dosyalar Anayasa Mahkemesinde görülmeyi beklemektedir.2006 yılında giden bu dosyalar için ne zaman görüşme günü belirlenecektir,henüz belli değildir.

Umuyoruz ki bu adaletsizlik Anayasa Mahkemesinin vereceği iptal kararı ile düzeltilsin.

Konu hakkında daha fazla bilgi için:

http://www.turkhukuksitesi.com/makale_232.htm

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=8662