Gördüğüm kadarıyla neyi tartıştığınızı dahi unutmuş gibisiniz. Her şeyden önce evliliği hiç bir açıdan şirkete benzetemezsiniz. Eğer benzetirseniz siz o evlilik kurumuna gerçek anlamda evlilik olarak bakamaz ancak bir ortaklık olarak bakarsınız ki baştan kaybedersiniz.
Aşk vardır elbette. İnsanlık var olduğundan beridir vardır ve bundan sonra da olacaktır. Onu inkar eden, gözünü kapatıp güneşin olmadığını iddia eden gibidir.
Aşkın ne olduğuna gelince; maalesef çoğu kişi anlık hevesi de aşk ile karıştırmaktadır. Aşk süfli bir duygu değildir aksine önünde saygı ile eğilmemiz gereken asil bir duygudur. Onun ne olup olmadığını anlamak için Fuzuli, Yunus gibi aşkın zirvesine ulaşmış dev isimlerin eser ve hayatlarını tanımak gerekir.
Evlilik aşk temelleri üzerine elbette kurulabilir. Ancak başka temellere de dayanabilir. Yazılarınızda bahsettiğiniz ve evlilikte bulunması gereken özellikler dediğiniz, aslında aşkın özellikleridir.
Evliliğin aşkı öldürdüğü iddiasına gelince; bu, aşkı tanımamaktan kaynaklanan bir düşünce olmalı. Mutlaka çevrenizde, bir ayağı çukurda olup da halen birbirine bakışları aşk kaynayan nice çift vardır. Yeter ki onları görmeyi bilin. Saygılarımla.