Mesajı Okuyun
Old 15-03-2007, 13:55   #12
calikusu_kamuran

 
Acil

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Yılmaz
İbn-i Arabiden:
Hikaye o ki;
Çok eskiden adamın biri bir köye gelir, ahaliyi toplar der ki: "ben peygamberim". buna gülerler, hadi ordan derler. Adam devam eder, bana inamıyorsunuz ama ben gerçekten peygamberim. Peki derler bize bir muzice göster de inanalım senin peygamber olduğuna. Adam etrafına bakar, bir duvar vardır.Der ki ey ahali, bu duvar konuşsa dile gelse benim peygamber olduğuma inanır mısınız? İnsanlar birbilerine bakarlar, tartışırlar sonra derler ki evet derler duvarın konuşmasını sağlarsan, duvar konuşursa senin peygamber olduğuna inanırız. Çünkü duvarın konuşması mümkün değildir, aksi mucizedir.
Adam duvara döner ve bağırarak "dile gel ey duvar "der. Meraklı kalabalığın önünde duvar dile gelir. Derki: "sakın inanmayın bu adam peygamber değildir."
Şimdi peygamberliğin ispatı duvarın konuşmasıysa; duvar konuşmuştur. O halde adam peygamberdir? Ama konuşan duvar adamın peygamber olmadığını söylemektedir. Deme ki adam peygamber değildir?
Doğru her zaman için ve herkes için doğru olmayabilir.Bunun da objektif olmadığını söyleyemeyiz.
O halde önemli olan "hak"ın tespiti midir? Yanlış olan bir şey haklı olabilir yada doğru olan bir şey de haksız olabilir mi?
Örnek verelim, Medeni Kanuna göre; çocuklar mirastan eşit pay alacaklardır. Bu doğrudur ama hakkaniyet gerçekleş midir?
Adamın iki çocuğu olduğunu düşünelim.Adam ziraatle uğraşıyor. Bir kızı ve bir oğlu var. Kızı 17 yaşında evlenmiş, sadece günü birlik bayramlarda ziyarete gelebilmiş.Oğlu ise babasıyla tarlada çalışmış, pazara gidip ürünleri satmış, anasının babasının her türlü bakımını sağlamış, mal varlığının artmasına katkıda bulunmuş ama babası sağ olduğu için ve birlikte yaşadıkları için herşey babasına ait. Bu durum 30 yıl devam etmiş, baba hakkın rahmetine kavuşmuş. Miras paylaşılacak. Kızının ve oğlunun mirastan eşit pay alması doğrudur ve kanun gereğidir. Peki, eşit pay almaları hakkaniyete uyacak mıdır?(Sair bir hukuk sistemini savunduğum anlamı anlaşılmasın kesinlikle)
Sadece düşünüyorum.
Bazen neyin mutlak doğru , neyin hakkaniyete uygun olduğunu söylemek; doğru ve hakkaniyete uygun olmayabilir.

Güzel bir hikaye, ama şu var ki, mirasçı erkek çocuğun mirasçı kız karşısında elbette ki öyle bir haksızlığa düşmesi durumu vardır, ama fakat kız çocuğun erkek hegemenyosı altından kurtulmasını ve bilge bayanlar olmasını istiyoruz diyelim, bunun başka bir yolu nedir ki? Ayrıca kızı ev işlerine sevk edip erken yaşta evlenmesine sebebiyet veren ve aile ekonomisine katkısı olmayan zihniyet yine aynı ve önemlisi EVLADIN KAZANIMLARINI KENDİ KAZANIMLARI İMİŞÇESİNE HARCAYAN BABANIN KEYFİ OTORİTESİNİ KİMLER SAĞLADI, BEN BİZZAT KENDİMLE ÖRNEKLER VEREYİM, BUGÜNÜN BABALARI AİLENİN TÜM FERTLERİNE HİZMET EDEN DOĞRULARI DEĞİL, KENDİ İTİBARLARI VE ZEVKLERİNE HİZMET EDEN DOĞRULARI ÇOCUKLARINA DAHA KÜÇÜCÜK YAŞTAN BERİ AŞILAMAKTA VE BÜYÜYEN ÇOCUKLARININ ÇALIŞMASI İLE ZEVK VE SEFALAR SÜREBİLMEKTEDİRLER. BU ZİHNİYETLERİ BU TOPLUMLARDA KİMLER YARATTI. BEN ÇOK İYİ BİLİYORUM Kİ BABAN ANNEN NE OLURSA NE YAPARSA YAPSIN ONA HİZMET EVLADIN GÖREVİDİR......HAYIR ORDA DURUN DERİM BEN.....EVLADIN HAKLARINI HİÇE SAYAN VE VE HATTA HİÇ BİR YERDE DİLE GETİRMEYEN ZİHNİYET BENİM ZİHNİYETİM OLAMAZ.......GÜN OLUR BİR BABA OLARAK HAKSIZLIĞIMA RAĞMEN BANA TABİ OLAN EVLADIM EMİN OLUN BİR BAŞKASININ HER TÜRLÜ HAKSIZLIKLARINA RAHATLIKLA TABİ OLABİLMEKTEDİR...BU İŞ BABA HAKSIZLIKLARINA TABİYETLE BAŞLAR VE BU ÇEKİRDEK UYGULAMA TÜM GENEL UYGULAMALARI KAPSAYACAK ŞEKİLDE YAYILIR.........evlatlarımızın haklarını kendi haklarımızdan üstün tutmamız dileğimle, (ayrıca TMK" da çocuğun kendi çalışması ile murisin malvarlığına katkısı var ise bunu isteme hakkı vardır)

SAYGI VE SEVGİLERİMLE