5271 sayılı CMK'nın 268. maddesi yeterince açık.İlgili madde incelendiğinde tutuklama kararına itirazın kararı veren mercie verilecek bir dilekçe ile veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılacağı belirtilmiştir.Yani Tutuklama kararını veren mahkeme ile tutuklama kararına itirazı değerlendirecek olan mahkeme aynıdır. Tutuklama kararını veren mahkeme sulh ceza mahkemesi ise tutuklama kararına itiraz dilekçemizi bu mahkemeye hitaben yazacağız.Söz konusu mahkeme itirazımızı yerinde görürse kararını düzeltecek;yerinde görmezse de en fazla 3 gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie (örneğimizde asliye ceza mahkemesi hakimliğine) kendiliğinden bizim talebimiz olmadan gönderecektir.Bu nedenle sulh ceza mahkemesi tarafından tutuklama kararı verilmişse eğer, şüpheli müdafiinin tutuklama kararına itiraz dilekçesini ....... asliye ceza mahkemesi hakimliğine gönderilmek üzere sulh ceza mahkemesi hakimliğine yazması kanaatimce yanlış olacaktır. Bu şekilde yazılan bir dilekçeden benim çıkardığım sonuç tutuklama kararına yapılan itirazın nasıl olsa reddedileceğinin şüpheli müdafii tarafından baştan kabullenildiğidir. Şüpheli müdafii dilekçesinin yanlış mercie gönderilmesinden endişe ediyorsa yine tutuklama kararını veren mercie hitaben tutuklama kararına itiraz dilekçesini verir. Dilekçesinin içeriğinde de ilgili maddeyi belirtir.(CMK M. 268/2,3) ----- Tutuklama ile ilgili daha fazla bilgi için Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi'nin hazırladığı 5 Ocak 2011 tarihli TUTUKLAMA RAPORU'nu okumanızı öneririm. Hepinize ve hepimize iyi çalışmalar....