Mesajı Okuyun
Old 04-06-2009, 13:05   #1
Av.Özlem Ay Bilgin

 
Varsayılan İftiradan dolayı tazminat davası ve zamanaşımı

Herkese iyi çalışmalar,
Bir müvekkilim 15.03.2004 tarihinde arabasında yakalanan uyuşturucu nedeniyle yedi ay tutuklu kalıp hüküm giyiyor. Dosya temyiz aşamasındayken, karısı bir yakınının önünde, eşinden kurtulmak için arabasına uyuşturucuyu kendisinin koydurup, ihbar ettiğini ve onu yakalatıp ceazevine gönderttiğini ağzından kaçırıyor. Bunu duyan müvekkilin yakını, bu söylenenlerin ses kaydını alıyor ve müvekkilin mahkum olduğu dosya Yargıtay'da bu gerekçeyle bozuluyor, müvekkil beraat ediyor. Daha sonra karısı ve ona yardım eden bir polis memuru ile esrarı temin eden şahıs hakkında iftira, bu suça iştirak ve resmi mercileri aldatmaktan dava açılıyor. Polis memuru delil yetersizliğinden beraat etse de, diğer iki sanık hakkında bu suçlardan dolayı mahkumiyet kararı veriliyor. Sanık vekillerinin kararı temyiz etmeleri üzerine, Yargıtay yeni CMK m.231 kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde mahkemece değerlendirme yapılması için kararı bozuyor ve yerel mahkeme yeni bir duruşma tarihi veriyor. Yani karar henüz kesinleşmemiş durumda, kararda müdahilin özel hukuka ilişkin talep ve dava haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, ancak müvekkilin bu tarihe kadar açmış olduğu bir tazminat davası bulunmuyor, karar kesinleşmediği için rahat davranmış. Bana eski karar ve yargıtayın bozma ilamını yeni gösterdi ve tazminat davası açmak istediğini söyledi. Karar henüz kesinleşmemiş, ama ben yine de zamanaşımı veya hak düşürücü süreler yönünden tereddütlüyüm, meslektaşlarımın bu yöndeki bilgilerini paylaşmalarını bekliyorum.
Herkese şimdiden teşekkürler...