Mesajı Okuyun
Old 31-03-2008, 16:18   #5
TRINITY

 
Varsayılan

Alıntı:
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2007/2-787
Karar: 2007/766
Karar Tarihi: 24.10.2007

ÖZET: Koca tazminatlar yönünden faiz isteminde bulunmasına rağmen, koca yararına hüküm altına alınan manevi tazminat yönünden faiz istemine olumlu olumsuz karar verilmemesi istemle bağlılık kuralına aykırıdır. Ayrıca tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak koca yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir.


(818 S. K. m. 42, 44, 244) (4721 S. K. m. 4, 166, 174, 185, 186, 202)

Taraflar arasındaki <karşılıklı boşanma maddi manevi tazminat ve na*faka> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; K. 1 .Aile Mahkemesince davacı-karşı davalı K. tarafından açılan boşanma davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı F. tarafından açılan davanın reddine, da*vacı-karşı davalı K.'ın maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat tale*binin kısmen kabulü ile 2.000 YTL.manevi tazminatın davalı-karşı davacı F.'dan alınarak davacı karşı davalı K. A.'a verilmesine, davalı karşı davacı F.'nın maddi manevi tazminat ve nafaka taleplerinin reddine dair verilen 28.02.2006 gün ve 2006/6-105 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafın*dan istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 27.11.2006 gün ve 2006/8928-16361 sayılı ilamı ile; (...1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre kadının temyiz itirazları yersizdir.

2- Kocanın temyiz incelemesine gelince;

a- Koca tazminatlar yönünden faiz isteminde bulunmasına rağmen, koca yararına hüküm altına alınan manevi tazminat yönünden faiz istemine olumlu-olumsuz karar verilmemesi doğru olmamıştır.

b- Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tara*fın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranlarında emek ve malvarlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ku*surlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (MK. md. 4 BK. md. 42 ve 44) dik*kate alınarak koca yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle hükmün 2/a-b bentlerinde belirtilen nedenle faiz ve maddi tazminat yönünden BOZULMA*SINA, kadının temyizinin 1. bentte belirtilen nedenle ONANMASINA karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece davacı-karşı davalı K.'ın maddi tazminat talebinin reddine ilişkin önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı-karşı davalı K.vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde tem*yiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görü*şüldü:

Dava, karşılıklı boşanma ve maddi-manevi tazminat ile nafaka istemine ilişkindir.

Davacı-karşı davalı K. vekili davalının, davacıyı yengesi ile duygusal ilişki içerisinde olmakla sürekli itham ettiğini ve bu dayanaksız ithamını top*lum içinde yaydığını, davacıya sürekli hakaretlerde bulunarak onun kişilik de*ğerlerine saldırdığını ve haksız olarak müşterek evi terk ettiğini, bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve davacının davalı ile yaşamasına imkan kalmadığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, düğünde takılan bilezikler ve takı setinin BK.244/2 maddesi gereğince aynen iadesine mümkün olmadığı taktirde dava tarihindeki değerine tekabül eden 3.750.000.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 10.000.000.000 TL. maddi, 10.000.000.000 TL. manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı-karşı davacı F. vekili, tarafların evliliğinin davacı kocanın bir başkası ile duygusal ilişki içinde bulunması nedeniyle mutsuzluğa dönüştüğünü ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bu nedenle müvekkilinin 01.02.2004 tarihinde baba evine gittiğini ve o zamandan bu yana ayrı yaşadık*larını, evlilik birliğinin kocanın kusuru neticesinde sarsıldığını, kusurlu tarafın dava açma hakkı olmadığım bu nedenle açılmış boşanma davasının reddi ge*rektiğini aksi halde 250.000.000 TL. yoksulluk nafakasına, 10.000.000.000 TL. maddi, 10.000.000.000 TL. manevi tazminata hükmedilmesini cevaben bildir*miş, birleşen davada ise davacı kadının davalı kocasının kusurlu davranışlarım düzeltmeye çalışmaktan başka kusurunun bulunmadığını, evlilik birliğinin ko*canın kusuru neticesinde sarsıldığını, müvekkilinin hiçbir yerden geliri olmadı*ğını belirterek tarafların boşanmalarına, 10.000.000.000 TL. maddi, 10.000.000.000 TL. manevi olmak üzere toplam 20.000.000.000 TL. tazmina*tın davalı kocadan alınarak müvekkiline verilmesini ayrıca 250.000.000 TL. yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Yerel Mahkeme önce <Davalı-Davacı F. tarafından açılan davanın ka*bulü ile tarafların boşanmalarına, dava tarihi itibarıyla 200 YTL.tedbir nafa*kasının kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı-davalı Kemal'den alınarak davalı-davacı F.'a verilmesine,karar tarihi itibariyle 5.000 YTL.maddi, 5.000 YTL manevi tazminatın davacı-davalı K.'dan alınarak davalı-davacı F.'a verilmesine> karar vermiş, davacı-davalı Kemal Alpay'ın temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 8.11.2005 tarih 2005/9281-15293 sayılı ilamı ile <1- Kocadan kaynaklanan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektirir bir davranış kanıtlanmış değildir. Bu yön gözetilmeden kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi doğru bu*lunmamıştır.

2- Kocanın boşanma davasına yönelik temyize gelince; Yapılan soruşturma, toplanan delillerle kadının asılsız olarak kocasının yengesi ile ilişkiye girdiği yönünde şayia çıkardığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin deva*mına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre ,boşanmaya (TMK.md. 166/1) karar verilecek yerde ,yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.> gerekçesi ile hükmün bozulmasına diğer yönlerin şimdi*lik incelenmesine yer olmadığına karar vermiş, bozma kararına uyan yerel mahkeme <Davacı karşı davalı K. tarafından açılan boşanma davasını kabulüne tarafların boşanmalarına, davalı karşı davacı tarafından açılan davanın reddine, davacı karşı davalı K.'ın maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.000 YTL.manevi tazminatın davalı karşı davacı F.'dan Alınarak davacı karşı davalı K.'e verilmesine , davalı karşı davacı F.'nin maddi manevi tazminat ve nafaka taleplerinin reddine> karar vermiş taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde aynen alınan bozma ilamı ile kararı maddi tazminat yönünden bozmuştur.

Mahkemece önceki kararda direnilmiş; hükmü davacı-davalı Kemal Al*pay vekili temyiz etmiştir.

Davalı-davacı F.'in kusurlu olduğu noktasında bir uyuşmazlık bulunma*maktadır. Uyuşmazlık davacı-davalı koca yararına maddi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasındadır.

Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi; <mevcut veya beklenen men*faatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini..> hükme bağlamıştır. Bu hüküm gereğince, maddi tazminata hükmedilebilmesi için temel koşul, tazminat isteyen tarafın boşanmada kusursuz veya daha az kusurlu olması ve bo*şanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmiş bulunmasıdır.

Hukuka aykırı ve kusurlu bir davranış sonucu hakkı ihlal edilenin zararı*nın giderilmesi, menfaatinin denkleştirilmesi hukukun temel ilkesidir. Ancak, Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi, genel tazminat esaslarından ayrılmış ve kendisine özgü kural getirmiştir. Haksız fiil tazminatının temel unsuru olan <gerçek zararın belirlenmesi> koşulu, Aile Hukukunda, Borçlar Hukukundaki düzenlemeden farklıdır. Eşler arasındaki ilişkinin özelliği itibarıyla burada gerçek zararı tam olarak belirlemek zordur. Bu özelliği nedeniyledir ki, yasa, menfaati zedelenene, uygun bir tazminat verileceğini açıklamıştır. Hakim, tazminat miktarını takdir ederken, kusurun ağırlığını, tarafların sosyal ve eko*nomik durumlarını, evlenme şanslarını, ortalama yaşam sürelerini, yaşam seviyelerini ve geçim koşullarını göz önünde tutarak, makul ve herkesçe kabul edilebilir bir miktar belirleyecektir.

Kanun, mevcut veya beklenen menfaattin neler olduğunu göstermemiş*tir. Mevcut menfaatin belirlenmesinde ölçü, genel olarak evlilik birliğinin, eş*lere sağladığı yararlardır. Beklenen menfaatler de, evliğin devamı halinde eş*lerden birinin diğerine gelecekte sağlaması muhtemel olan çıkarlardır. Aile birliği, eşler arasında eşitliğe dayanır. (Anayasa m.41) Başka bir ifade ile eşler, evlilik birliğinde eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir. Eşler, birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. (TMK. m. 185/3), Birliği beraberce yönetirler (TMK. m. 186/2), Evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıklarıyla katılırlar. (TMK. m. 186/3),Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. (TMK. m. 202/1) Kadın çalışmasa dahi, yaptığı diğer işler nedeniyle katkı payı isteyebilmektedir. Boşanma halinde eşlerden birinin, diğerine, emek veya malvarlığıyla sağladığı katkı ve desteği yitirmesi, yoksun kalınan bu desteğin maddi değeri kadar mevcut menfaatin ihlalidir. Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesinde maddi tazminat talebi için kadın ve erkek yönünden bir ayrım yapılmamıştır. Olayda, koca; kendi kusuruyla yol açmadığı boşanma yüzünden, evlilik düzeni bozulmuş, en azından evin bakımı, temizliği gibi kadının ev işlerine emeğiyle sağladığı katkıdan yoksun kalmıştır. Koca, bozulan bu düzenini ilerde yeniden kurmak ve elde etmek için maddi külfet yapmak zorunda kalacaktır. Çalışma*yan ve hiç bir geliri olmayan kadının edinilmiş mallarda katkı payı isteyebile*ceğini kabul eden Türk Medeni Kanunu sisteminde, maddi tazminat ile sorumlu tutulamayacağını önceden kabul etmek imkansızdır. Kadının, ev kadını olması ve evlilik birliği içinde gelirinin bulunmaması, tazminat sorumluluğunun esasıyla ilgili değil, tazminatın kapsamını belirlemekle ve infaz ile ilgilidir. Bu bakımdan, maddi tazminatın koşulları oluşmuştur. Açıklanan sebeple özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle direnme kararı bozul*malıdır.

Davacı-davalı K. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, diren*me kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.10.2007 gününde oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)
Sayın Meslektaşım,
Sizin olayınızla birebir örtüşmese de, evhanımının hak ve sorumluluklarını tartıştığı için güzel bir karar olduğunu düşünüyorum. Umarım işinize yarar.
Kolay gelsin...