Mesajı Okuyun
Old 11-09-2020, 09:15   #9
Av.Kübraa

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avktderya
Merhaba
Kübra hanım mümkünse Yargıtay kararını ekleyebilir misiniz?
Saygılarımla

merhaba geç dönüş yaptığım için kusura bakmayın.İki Yargıtay kararı mevcut. İlginiz ve yardımınız için teşekkür ederim.
YARGITAY KARARI

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekillerince temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
Davacının fazla çalışma ücreti isteminin kabulüne karar verilmiş ise de karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Dairemizde temyizen incelenen 2019/6444-1543 E.K. sayılı dosyasında tanık sıfatıyla beyanda bulunan davacının anlatımlarına göre işyerinde haftanın altı günü günde 8,5 saat çalışılmaktadır. Bir saatlik ara dinlenme süresi düşüldüğü takdirde haftalık çalışma süresi 45 saati geçmemektedir. Bu itibarla fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak ve tespit davası kabul edilmiştir.
(1) 6100 sayılı Kanun'un 107. maddesine göre,
"(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir."
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafca belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır.
Belirtmek gerekir ki, belirsiz alacak davası açan davacı, alacağının tamamını dava konusu yaptığından gerekli tahkikat tamamlandığı anda davacı talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talebini artırmalıdır. Bununla birlikte belirsiz alacak davası türünde dava açılması durumunda aynı dava konusu ile ilgili ek dava açılması olanaklı değildir.
Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası türünde açılmış ancak talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talep artırılmamıştır. Hüküm altına alınan alacaklar bakımından bakiye miktarlar ek dava açmak suretiyle istenilmiş ise de, belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağından ek dava ile talep edilen miktarlar dikkate alınamaz. Nitekim belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığından dava dilekçesinde belirtilen miktarın önemi bulunmamaktadır.
Diğer taraftan belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığından asgari geçim indirimi, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından ek davalar derdestlik sebebiyle usulden reddedilmelidir.
Bu açıklamalara göre mahkemece asıl dava ile talep edilen miktarlar ile sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
4-Mahkemece işyeri devri söz konusu olduğundan davacının ..... Turizm Ltd. Şti. ile olan iş sözleşmesinin feshedilmediği gerekçesiyle feshe bağlı alacaklara ilişkin talepler reddedilmiş ise de, karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Davacının asıl işveren davalı ...... Turizm A.Ş.’nin alt işvereni ..... Turizm Mad. Ltd. Şti. yanında çalıştıktan sonra işyeri devri sebebiyle yeni alt işveren ......Seyahat Ltd. Şti. yanında çalışmaya devam ettiği anlaşılmakta ise de, ek dava tarihinden sonra önce olmak üzere 10/12/2013 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiği görülmektedir.
Bu itibarla davacının feshe bağlı alacakları değerlendirilmelidir.
İş sözleşmesinin ek dava tarihinden önce feshedildiği dikkate alındığında; devreden alt işveren davalı ..... Turizm Ltd. Şti. 05/07/2011 ilâ 31/07/2013 tarihleri arasında geçen çalışma süresi ve 31/07/2013 tarihindeki ücret seviyesiyle sınırlı olmak üzere kıdem tazminatı alacağından sorumludur. Bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan süre ve ücret miktarı bu yöne uygundur. Devreden alt işveren davalı ..... Turizm Ltd. Şti.’nin, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarından ise sorumluluğu yoktur.
Asıl işveren davalı ..... Turizm A.Ş. ise davacının tüm çalışma süresine ilişkin feshe bağlı olan alacakların tamamından sorumludur.
Açıklanan hususlar doğrultusunda davacının feshe bağlı alacakları olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının da hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY KARARI
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. maddesiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak ve tespit davası kabul edilmiştir.
(1) 6100 sayılı Kanun'un 107. maddesine göre,
"(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir."
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafca belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır.
Belirtmek gerekir ki, belirsiz alacak davası açan davacı, alacağının tamamını dava konusu yaptığından gerekli tahkikat tamamlandığı anda davacı talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talebini artırmalıdır. Bununla birlikte belirsiz alacak davası türünde dava açılması durumunda aynı dava konusu ile ilgili ek dava açılması olanaklı değildir.
Somut uyuşmazlıkta dava belirsiz alacak davası türünde açılmış ancak talep artırım yahut ıslah suretiyle neticei talep artırılmamıştır. Hüküm altına alınan alacaklar bakımından bakiye miktarlar ek dava açmak suretiyle istenilmiş ise de, belirsiz alacak davasına konu edilen alacaklar bakımından ek dava açılamayacağından ek dava ile talep edilen miktarlar dikkate alınamaz. Nitekim belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığından dava dilekçesinde belirtilen miktarın önemi bulunmamaktadır.
Diğer taraftan belirsiz alacak davasında alacağın tamamı dava konusu yapıldığından asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından ek davalar derdestlik sebebiyle usulden reddedilmelidir.
Bu açıklamalara göre mahkemece asıl dava ile talep edilen miktarlar ile sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
3-Mahkemece işyeri devri söz konusu olduğundan davacının .... Turizm Ltd. Şti. ile olan iş sözleşmesinin feshedilmediği gerekçesiyle feshe bağlı alacaklara ilişkin talepler reddedilmiş ise de, karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Davacının asıl işveren davalı ...... Turizm A.Ş.’nin alt işvereni .... Turizm Ltd. Şti. yanında çalıştıktan sonra işyeri devri sebebiyle yeni alt işveren .....Seyahat ... Ltd. Şti. yanında çalışmaya devam ettiği anlaşılmakta ise de, ek dava tarihinden sonra önce olmak üzere 14/07/2014 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiği görülmektedir.
Bu itibarla davacının feshe bağlı alacakları değerlendirilmelidir.
İş sözleşmesinin ek dava tarihinden önce feshedildiği dikkate alındığında; devreden alt işveren davalı .... Turizm Ltd. Şti. 07/12/2011 ilâ 31/07/2013 tarihleri arasında geçen çalışma süresi ve 31/07/2013 tarihindeki ücret seviyesiyle sınırlı olmak üzere kıdem tazminatı alacağından sorumludur. Bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan süre ve ücret miktarı bu yöne uygundur. Devreden alt işveren davalı ..... Turizm Ltd. Şti.’nin, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarından ise sorumluluğu yoktur.
Asıl işveren davalı .....Turizm A.Ş. ise davacının tüm çalışma süresine ilişkin feshe bağlı olan alacakların tamamından sorumludur.
Açıklanan hususlar doğrultusunda davacının feshe bağlı alacakları olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının da hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.