Mesajı Okuyun
Old 26-08-2020, 20:05   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Av. Kuddusi Mutu'nun görüşüne aşağıdaki eklemeleri yapabilirim.

1.) 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu m.1/2 ile 18/A m.göre " Arabuluculuk, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği özel hukuk ilişkilerinde ve yasalarda zorunlu arabuluculuğun öngörülmesi" halinde uygulanır. İYUK ve diğer idari yargı işe ilgili yasalarda arabuluculuk şartı öngörülmediği gibi ,idari davalar özel hukuk ilişkisine değil, kamu hukuku ilişkisine dahil ,resen araştırma sisteminin geçerli olduğu davalardır.Zaten idari davada arabulucuk yapma arabulucunun görevine dahil de değildir. Bu yönden idari yargıda açılacak iptal ve tam yargı davalarında arabuluculuk sisteminin uygulanmasının mümkün olmadığı açıktır.

2.) İdari yargıda tanık dinlenebilir mi ? İYUK'da tanık dinleneceğine dair bir açıklık bulunmadığı gibi,hukuk yargılamasına yollama yapan 31 m.tanıktan söz etmemektedir.Ramazan Çağlayan'ın İdari Yargılama Hukuku (2015) isimli kitabından edindiğimiz bilgiye göre " Danıştay'ın idari yagıda tanık dinlenemeyeceğine dair kararları bulunmaktadır. Öğretide durum tartışmalıdır. Yazara göre; idari yargılama usulünde tanık delili gereklidir. Diğer delillerle bir kanaate ulaşamayan yargı yeri,tanık deliline başvurma ihtiyacı duyabilir. Resen araştırma ilkesi de tanık dinlemeye elverişli bulunmaktadır. "Bu konuda şunu ekleyebilirim; özellikle eyleme dayalı mobbing iddiasının tanıkla ispatında zorunluluk bulunmaktadır. İYUK.m.58 ‘e göre davanın açılmasından sonra idari yargıda delil tespiti istenebileceğinden ,tanık beyanlarının alınması husus delil tespiti dilekçesine eklenebilir. Tanık konusu yargı kararları ile hukumuza yerleşebilecek bir konudur bence.

3) Vakıf Üniversitesi akademik çalışanlarının özlük işlerinden dolayı idari yargıda iptal ve tam yargı davalarının açılabileceği hususu doğrudur.Araştırma Görevlisinin iş sözleşmesinin feshi idari işleme dayalı olduğundan bu nedenle açılacak tam yargı davasında idareye başvurma gereği bulunmamaktadır. Mobbing iddiasına gelince ayrıntıya girmek gerekecektir. Mobbing amirin görevine giren konuda ise işleme dayalı ise idareye başvurma zorunluluğu bulunmamaktadır. Eyleme veya hem eyleme ve hemde işleme dayalı ise, 13.m. göre tam yargı davasından önce idareye başvurulmalıdır. Mobbing amirin görevi dışındaki konular dışında yapılmış ise ,amirin kişesel sorumluluğu söz konusu olur.Bu takdirde mobbing uygulayan yöneticinin şahsına yönelik adli yargıda tazminat davası açılabilir. Diye düşünüyorum.