Merhaba. Görüşlerinize başvurma gereği duyduğum bir konuyu paylaşmak istiyorum.
TCK.86/2-3.e, 87/3 (Kasten Yaralama)'dan iddianame düzenleniyor, dosyadaki ilgili İl Numune Hastanesinin; "Sol radius açık kırık (tip 1 açık). Sağ 5.Metacarp kırığı. Kırık mevcut. Basit tıbbi müdahale ile giderilebilir. 3.dereceden hayat fonksiyonlarını etkiler. Hayati tehlike geçirmemiştir." şeklindeki rapora göre, Asliye Ceza Mahkemesi sanık hakkında 280 gün Adli Para cezası karşılığı para cezasına karar veriyor.
Yargıtay, "Hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 S.K.'nun 562/1 uyarınca CMK.231/5 ve 14.madde gereğince HAGB ceza sınırının 2 yıla çıkartılması ile şikayete bağlı suç olma şartı kaldırılması kuralları gereğince bu hususların mahalli mahkemece birlikte değerlendirilmesi lüzumu" gerekçesiyle bozmuş ve mahkeme bozmaya uyma kararı almıştır.
Ancak yerel mahkemenin dosyayı bu sefer Adli Tıp Kurumuna göndermesi sonucu gelen raporda; "BTM ile giderilemeyecek nitelikte olduğu, vücutta kemik kırığına neden olduğu, kemik kırığının hayat fonksiyonlarını müştereken AĞIR (4/6) derecede olduğu,acı veren veya sağlığını yada algılama yeteneğini bozacak nitelikte yaralanma olduğu" beyan edilmiştir.
SORULARIM : 1- Yargıtay sadece HAGB kapsamında değerlendirilmesi gerekir gerekçesiyle bozduğu, verilen ceza veya esasıyla ilgili bir bozma nedeni göstermediğinden, sanık için kazanılmış haktan bahsedilebilir mi? Yani ilk kararla verilen ceza hakkında bir bozma sözkonusu olmadığı ve mahkemenin bozmaya uyma kararından sonra sanık aleyhine daha ağır ceza tayini sözkonusu olur mu?
2- Adli Tıp Kurumu raporuna itirazın sonucu ne olur, (4/6) ağır diye belirlenen kırık cezası ne kadar olur?
(NOT: Karşılıklı kavga esnasında sanığın elindeki demir sopa ile mağdurun koluna vurması sonucu kollarında kırık oluşmuştur.)
Sanık müdafii olarak yapılması gereken itirazlar veya savunma nasıl olmalıdır konusunda görüş ve deneyimlerinizi paylaşmanızı bekliyorum. Teşekkür ederim.