Mesajı Okuyun
Old 11-03-2010, 23:23   #25
rcakmak

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu

Esas: 2001/7-171
Karar: 2001/176
Karar Tarihi: 02.10.2001

TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇU - SANIĞIN İCRA KEFİLİ OLDUĞU - KESİNLEŞMİŞ İCRA TAKİBİ BULUNMADIĞI AŞAMADA SANIĞIN YAPTIĞI ÖDEME TAAHHÜDÜNÜ İHLAL ETMESİ EYLEMİNİN SUÇ TEŞKİL ETMEYECEĞİNİN GÖZETİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: İcra kefili olan sanığın henüz kendisine icra emri gönderilmeden, dolayısıyla kefalet ve ödeme taahhüdünde bulunduğu borç nedeniyle hakkında kesinleşmiş icra takibinin bulunmadığı bir aşamada yaptığı ödeme taahhüdünü ihlal etmesi eylemi taahhüdü ihlal suçunu oluşturmayacağının gözetilmesi gerekir.


(2004 S. K. m. 24, 32, 38, 74, 340)

Dava: Taahhüdü ihlal suçundan sanık Mustafa Dursun'un beraatına ilişkin Bafra İcra Ceza Mahkemesince 27.9.2000 gün ve 1059-1553 sayı ile verilen kararın yakınan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Hukuk Dairesince 31.5.2001 gün ve 3511-3475 sayı ile;

<Tebliğnamede hükmün onanması istenmiş ise de toplanan delillere göre suçun unsurları oluştuğu halde beraat kararı verilmesi> isabetsizliğinden, oyçokluğu ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay C.Başsavcılığı ise 2.7.2001 gün ve 158993 sayı ile;

<İİK. 38. maddesinde icra dairesindeki kefaletlerden bahsetmiş, <icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir> denilmektedir.

Bu maddede de açıkça belirtildiği gibi icra kefili olan borçlu hakkında da öncelikle bir takibin yapılması gerektiği yani icra kefili borçluya icra emri ya da ödeme emri tebligatı çıkarılıp, takip kesinleştikten sonra icra kefilinin taahhütte bulunması, bu taahhüdün yerine getirilmemesi halinde İİK.340. maddesi uyarınca sanığın tecziyesi gerekir. Uygulama da bu yöndedir. 8. Ceza Dairesi 28.09.2000 tarih 2000/15090-15590, 08.05.2000 tarih 2000/8777-8206 sayılı ilamı ve 7. Hukuk Dairesinin 31.05.2001 tarih 2001/3619-3458 sayılı ilamları da bu yöndedir.> görüşüyle itiraz yoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve hükmün onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, aleyhine yasal bir takip bulunmayan sanığın, icra kefili olarak yaptığı taahhüde uymaması eyleminin taahhüdü ihlal suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkindir.

İnceleme konusu olayda;

Sanığın, asıl borçlu kişi hakkında girişilen icra takibinde haciz sırasında icra kefili olup, ödeme taahhüdünde bulunduğu, bu taahhüdünün alacaklı vekili tarafından kabul edilmesi üzerine bu hususun kabul muhtırası ile sanığa bildirildiği, ancak borcun ödenmediği anlaşılmaktadır.

<Borçlunun ödeme şartını ihlal halinde ceza> başlığını taşıyan İİY'nın 340. maddesinde; 111 nci madde gereğince veya alacaklının onayı ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme koşulunu, kabul edilebilir bir neden olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine tetkik mercii tarafından cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır. Bu suçun oluşması için ihlale konu taahhüdün, icra takibinin taahhütte bulunan yönünden kesinleşmesinden sonra yapılması gereklidir. Takip borçlusu sanıklar yönünden aranan bu koşul, Ceza Genel Kurulumuzun 26.10.1992 gün ve 271-295 sayılı kararında belirtildiği üzere icra kefili sanıklar yönünden de geçerlidir.

İİY'nın 38. maddesinde ise ilam mahiyetindeki belgeler sayılmış, icra dairesindeki kefaletler de bu belgeler arasında gösterilmiş ve bunların ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan, para ve teminat verilmesi hakkındaki ilamların icrası ile ilgili olarak icra emri ve içeriği konusu Yasa'nın 32. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükümlerine göre; para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilam icra dairesine verilince icra müdürü borçluya bir icra emri tebliğ edecektir. Bu emirde 24 ncü maddede yazılanlardan başka hükmolunan şeyin cinsi ve miktarı gösterilecek ve nihayet yedi gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez veya hükmolunan teminat verilmezse tetkik merciinden veya temyiz yahut iadei muhakeme yolu ile ait olduğu mahkemeden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmedikçe cebri icra yapılacağı ve bu müddet içinde 74 ncü madde gereğince mal beyanında bulunması gerektiği, bulunmadığı ya da gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu takdirde hapisle cezalandırılacağı ihtar edilecektir.

Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere, icra kefilinin ilam niteliğinde belge sayılan icra dairesindeki kefaleti nedeniyle doğan borcundan dolayı kendisine icra emri gönderilerek hakkında icra takibi başlatılması ve takibin kendisi yönünden de kesinleşmesinden sonra yaptığı taahhüde uymaması halinde taahhüdü ihlal suçu oluşacaktır.

Bu itibarla, icra kefili olan sanığın henüz kendisine icra emri gönderilmeden, dolayısıyla kefalet ve ödeme taahhüdünde bulunduğu borç nedeniyle hakkında kesinleşmiş icra takibinin bulunmadığı bir aşamada yaptığı ödeme taahhüdünü ihlal etmesi eylemi İİY'nın 340. maddesinde tanımlanan taahhüdü ihlal suçunu oluşturmaz. Yargıtay C.Başsavcılığı itirazı yerinde olup kabulüne karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan 7. Hukuk Dairesi Başkanı Hüseyin Örmeci; <Sanık borçlu hakkında yapılan icra takibi sırasında borçlu adına borcu ödemeyi taahhüt etmek sureti ile icra kefili olduğuna, borcu hangi tarihte ödeyeceğini bildiğine, taahhüt ettiği tarihte ödeme yapmadığına göre suç oluşur. İcra kefili olarak borcun miktarını ve taahhüdünü sanık bildiğine göre yeniden esas borçlu hakkında takip yapılması, esas borçlunun borcunu ödememesi sonucu yeniden icra kefili olan sanık hakkında takipte bulunulmasına gerek bulunmamaktadır.> biçimindeki gerekçeyle, Özel Daire onama kararının haklı nedenlere dayandığını ileri sürerek karşı oy kullanmıştır.

Sonuç: Açılanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının Kabulüne, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 31.5.2001 gün ve 3511-3475 sayılı kararının Kaldırılmasına, Bafra İcra Ceza Mahkemesinin 27.9.2000 gün ve 1059-1553 sayılı hükmünün ONANMASINA, dosyanın yerine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 02.10.2001 günü oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)